Yüzbinler Kadıköy'de buluştu, eşitlik, özgürlük ve laiklik istedi!
Yüzbinler Kadıköy'de buluştu, eşitlik, özgürlük ve laiklik istedi!"Devletin Alevisi olmayacağız!"(08.11.09) - Alevi...
Yüzbinler Kadıköy'de buluştu, eşitlik, özgürlük ve laiklik istedi!
"Devletin Alevisi olmayacağız!"
(08.11.09) - Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Derneği ve çeşitli Alevi örgütleri, 8 Kasım Pazar günü Kadıköy'de ''Ayrımcılığa Karşı Eşit Yurttaşlık Hakkı'' mitingi gerçekleştirdiler. Ülkenin dört bir yanından Kadıköy'e akan Alevi emekçiler zorunlu din dersinin kaldırılması, Madımak'ın müze yapılması, Aleviler'in, işçi ve emekçilerin, kadınların, gençlerin, Kürt halkının ve tüm ezilenlerin üzerindeki baskılara son verilmesi, inanç özgürlüğü, Dıyanet işlerinin dağıtılması, eşitlik, özgürlük ve laiklik taleplerini haykırdılar.
Tepe Nautilus kolu...
Tepe Nautilus kolunda köy dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri ve devrimci kurumlar yürüdüler. Köy dernekleri ve Alevi örgütleri Diyarbakır'dan Kırklareli'ye kadar Türkiye'nin farklı bölgelerinden eyleme katılım gerçekleştirdiler.
Köy dernekleri ve Alevi örgütlerinin pankartlarına, döviz ve sloganlarına ağırlıklı olarak “Zorunlu din dersi kaldırılsın!”, “Diyanete değil eğitime bütçe!”, “Madımak Oteli müze olacak!” ve “Yaşasın halkların kardeşliği!” şiarları hakimdi. TUDEF de eylemde Munzur'da kurulacak barajlara karşı şiarlarını yükseltti. Bu kolda “Devletin Alevisi olmayacağız!” şiarı da öne çıktı.
TUDEF'in ardından AKA-DER, Özgürlükçü Sol, Partizan ve YDG, DHF, SODAP, PDD ve TÖP pankart ve dövizleriyle mitinge katıldılar. DHF, “Açılımlara aldanma, bozuk düzende sağlam çark olmaz!” pankartıyla eyleme katılırken kitleselliğiyle dikkat çekti.
Almus Kültür ve Dayanışma Derneği, Devrimci Aleviler Komitesi ve TAYAD’lı Aileler, ODAK / Direniş, Mücadele Birliği Tüm-İGD, Sürekli Devrim Hareketi ve KÖZ de bu koldan alana giriş yaptılar.
Komünistler: "Özgürlük ve eşitlik sosyalizmde!"
Komünistler miting alanına Tepe Nautilus kolundan giriş yaptılar. Coşkulu kortejiyle dikkat çeken komünistler “Mezhepsel ayrıcalıklara ve baskılara son! Özgürlük ve eşitlik sosyalizmde! / BDSP” pankartı taşıdılar. Kızıl bayrakları, BDSP flamaları ve sloganlarıyla işçi ve emekçileri devrim ve sosyalizm mücadelesine çağırdılar.
Küçükçekmece İşçi Platformu “Bozuk düzende sağlam çark olmaz! Mezhepsel ve inançsal ayrıcalıklarına son! / KİP” pankartıyla eylemdeki yerini alırken haklarını almak ve işe geri dönmek için mücadelelerine devam eden Cesur Çuval işçileri de "Ücret haktır gaspedilemez! Aynı çuvaldaydık ayrıldık! / Cesur Çuval İşçileri" pankartıyla seslerini duyurmaya çalıştılar.
Komünistler eylemde “Eşitlik, özgürlük sosyalizmde!”, “Diyanete değil, eğitime bütçe!”, “Sivas'ın / Maraş'ın katili sermaye devleti!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Cesur Çuval işçisi yalnız değildir!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Kahrosun sendika ağaları!” sloganlarını haykırdılar. Komünistler, ayrıca “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!”, “ Devrimci tutsaklar onurumuzdur!” şiarlarını da haykırarak, hasta tutsaklara dikkat çektiler.
Komünistler eylemde Kızıl Bayrak gazetesinin satışını da gerçekleştirdiler.
Devrimcilerin kortejlerinin Tepe Nautilus'tan eyleme katılması bu kolun coşkusunu da belirledi. Devrimcilerin kortejleri gençlik ağırlıklı kitleleriyle eyleme coşku kattılar.
Haydarpaşa kolu...
Haydarpaşa kolundan mitinge çeşitli Alevi dernekleri, PSAKD şubeleri ve reformist çevreler katıldı.
Bu kolda en önde TKP yer aldı. Arkasında sırasıyla Tokat-Zile Üçkaya Köyü Sosyal Dayanışma ve Kültür Derneği, ÖDAH, DTP, EHP, Sosyalist Parti ve Dev-Lis, Adalılar, ESP Girişimi, ÖDP ve Gençlik Muhalefeti, EMEP, PSAKD Sultanbeyli Şubesi, SDP ve Dev-Lis yer aldı.
Haydarpaşa kolunun yan yolunda ise İstanbul dışından gelen birçok dernek ve kuruluş da pankartlarıyla eyleme katıldı.
Düzen partilerinden SHP de bu koldan alana giriş yapanlar arasındaydı.
PSAKD Sultanbeyli Şubesi, “Bir daha yaşanmasın Çorum, Maraş, Sivas, Gazi, Ümraniye unutmadık unutturmayacağız!” pankartı taşıdı. Kortejde, “Aleviyiz haklıyız kazanacağız!”, “Laik devlet Sivas’ta neden yoktunuz!”, “Yaşasın halkların eşit, özgür birliği!”, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol!”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek!”, “Zorunlu din dersi kaldırılsın!” sloganları atıldı.
DTP kortejlerinde ise “Kültürel soykırım insanlık suçudur!”, “Demokratik cumhuriyette eşit yurttaşlar olarak yaşamak istiyoruz!”, “Ayrıcalığa karşı eşit yurttaşlık!”, “Alevilik islamın arka bahçesi değildir!” pankartları ile “Zorunlu dil dersleri kaldırılsın!” dövizleri taşındı. DTP kortejinde İmralı'yı selamlayan sloganlarla, “Öcalan’a özgürlük!” sloganları da atıldı.
Salı Pazarı kolu...
Mitinge katılmak için sabahın erken saatlerinden itibaren Kadıköy eski Salı Pazarı Meydanı’nda toplanan ve çoğunluğu şehir dışından gelen kitle, kortejler halinde pankart ve sloganlarıyla Altıyol'dan Kadıköy Meydanı’na doğru yürüyüşe geçtiler.
En önde “Ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkı için yürüyoruz! / Alevi Bektaş-i Federasyonu” pankartının açıldığı yürüyüş kolunda birçok ilden gelen Pir Sultan Kültür Derneği şubeleri, köy ve yöre dernekleri, cemevleri yürüdüler.
Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri ve Liseli Genç Umut bu koldan mitinge katıldı.
“Sivas’ın hesabı sorulacak!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Alevi kültürü yasaklanamaz!”, “Sivas’ın ışığı sönmeyecek!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganlarının atıldığı yürüyüş kolunda, mitingin taleplerinin yer aldığı dövizler taşındı. Alevi örgütleri Pir Sultan Abdal, Hz. Ali, Hacı Bektaş-i Veli ve Atatürk'ün fotoğraflarını taşıdılar.
Özellikle Hacı Bektaş-i Veli Kültür Dernekleri, Cemevleri ve bazı köy dernekleri kortejlerinde Türk bayrakları yer aldı. Bazı köy dernekleri kortejlerinde ise kadınlar yöresel kıyafetleriyle yürüdüler.
Yürüyüş kolunun en kitlesel kortejlerini Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Halkevleri, Avcılar-Parseller Halkı oluşturdu.
Pir Sultanlar'dan Nesimiler'e, Denizler'den Mahirler'e...
Yüzbinlerin katıldığı miting kitlenin üç koldan yürüyerek alana girmesiyle saat 13.15'te başladı. Miting programına geçilmeden önce Pir Sultan Abdal'ın, Sivas'ta katledilenlerin, Uğur Kaymaz'ın ismi okundu. Kitle her ismin okunmasının ardından "burada!" yanıtını verdi. Ümraniye'de, Gazi'de, Çorum'da, Sivas'ta, Maraş'ta, devrim ve demokrasi mücadelesinde yitirilenler anısına yapılan saygı duruşunun ardından miting programına geçildi. Saygı duruşu sırasında tüm kitle yumruklarını havaya kaldırarak öfkesini haykırdı, "Faşizme karşı omuz omuza!" sloganını attı.
Mitingte sağlık sorunlarından dolayı eyleme katılamayan Hacıbektaşı Postnişini Veliyettin Ulusoy'un mesajı okundu. Ardından Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Semah Ekibi'nin semah gösterisi sahne aldı.
Daha sonra kürsüye konuşmasını yapmak üzere Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Tekin Özdil çağrıldı.
Tekin Özdil: "Alevileri Sünnileştirmekten vazgeçin!"
Özdil yaptığı konuşmada siyasal iktidar tarafından eşitsizliğe uğrayan tüm ezilen kesimleri sahiplenen bir konuşma yaptı. 9 Kasım 2008’de Ankara’da Aleviler'in alanlara çıktığını, 8 Kasım 2009'da ise alanlarda olmaya devam ettiklerini söyledi. "Haramzade konaklarında, bilgisayar ekranlarında, televizyonlarda ölen gencecik Türk ve Kürt delikanlılarını görmeyen, sözüm ona onları anlamak adına kadınları, Kürtleri ve Alevileri aşağılayan" zihniyetin Cihangir’den, Sulukule’den kovulan Romanlar'a "barbar" dediğini, Aleviler'in de o kadar barbar olduğunu ifade etti. "Cihangir’de bir dünya kurmaya çalışanların bedenlerinde patlayan coplar, hortumlar, biz Aleviler'in de sırtında patlıyor. Onların gözünde hepimiz, tanımlanmaya, yeniden şekillendirilmeye muhtaç yaratıklarız" dedi.
Kürtlere, Dersimlilere seslenen Özdil, "bu ülkenin her metrekaresi bizim" ifadelerinin ardından Hrant Dink'in bu ülke “mezarlarımız olmak üzere bizim" sözlerini dile getirdi.
Özdil, Alevi oldukları için yoksul, yoksul oldukları için Alevi olan emekçilere seslenerek, "Bizler ölene dek hastanelerin kapısında sürünürken, ölülerimiz kireçlenip gömülürken, özel bir okulda grip görülse hastane ayaklarına kadar götürülüyor; testler evlerinde yapılıveriyor. Esasında biz domuz gribinden değil, yoksulluktan ölüyoruz. Kimse gribin domuzluğuna sığınmasın, bu grip domuz gribi değil, AKP gribi" dedi.
AKP'nin dilencileştirmeye çalıştığı yoksulluğa, Deniz Feneri'ne dönen devlete değinen Özdil, "Görün işte, siyaset biziz ve buradayız" dedi. Cemevinin gönül evi olduğunu söyleyen Özdil, "Gönlümüzü tankları toplarıyla ele geçirmek isteyenlere, gönlümüzde yer var mı?" diye kitleye seslendi. Kitle hep bir ağızdan "hayır" yanıtını verdi.
Siyasi iktidara "Bize dilimizi öğretmekten, bize dinimizi öğretmekten, bize elbise biçmekten vazgeçin" diye seslenen Özdil, “Asimilasyon insanlık suçudur” dedi. Alevleri Sünnileştirmek çabasından artık vazgeçin ifadelerini kullandı.
Özdil'in konuşması kitle tarafından "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!" sloganıyla yanıtlandı.
Fevzi Gümüş: "Aleviler ve Sünniler, Türkler ve Kürtler, sosyalistler burada!"
Konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edilen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise kitleyi başta Tuzla olmak üzere tüm işçileri, memurları, çiftçileri, doğanın dengesini bozan hidroelektrik santrallara karşı onurlu bir mücadele veren Rizelileri, Artvinlileri, Dersimlileri, neoliberal politikaların köleleştirdiği, yoksullaştırdığı tüm emekçileri, özgür ve demokratik bir üniversite isteyen öğrencileri, kadınları, F tipi cezaevlerinde insanlık onuru için direnenleri selamladı. 1 Mayıs 1977 Taksim, Maraş, Çorum, Madımak, Ümraniye ve Gazi katliamlarında yitirilenler, Denizleri, Mahirleri, Uğur Mumcuları, Musa Anterleri, Hrant Dinkleri andı.
Gümüş, barış içinde kardeşçe yaşamayı savunanların birarada olduğunu söyledikten sonra "İşte bu meydan Türkiye" dedi. Kendisine ayrılan ödenek ile 8 bakanlığın bütçesini geride bırakan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılmasını istedi. Devletin inançlara eşit mesafede olması gerektiğini ifade etti. "Diyanet İşleri Başkanlığı, strateji belgelerinde zorunlu din dersinin kaldırılmasını talep eden bizleri, Diyanet ve İslamı tehdit edenler listesinde görüyor. Devasa bütçe ile yetinmiyor daha fazla istiyor. Soruyoruz, cenneti inşa etmek devletin mi görevidir? Sana ne? Cennete gidecek adama sponsor olmak sana mı düştü? Sen, önlüğüne okulun ihtiyaç listesinin asıldığı öğrencilere sponsor ol. Sen hastane kapılarında parası olmadığı için hayatını kaybedenlere sponsor ol. Sen fabrika aç, yol, su, elektrik götür. Bırak, herkes kendi cennetini kendisi inşa etsin.
Stratejik belgelerinde Alevileri, din ve diyanet düşmanı olarak gösterip Alevileri hedef haline getiren Diyanet İşleri Başkanlığı şunu bilmelidir.
Aleviler, Milli Güvenlik Kurulu’nun hazırladığı siyaset belgelerinde, kırmızı noktalı haritalarda da vardı. Ama bizler o haritaları, siyaset belgelerini nasıl ki, tarihin çöplüğüne attıysak, hala var isek, hala Kadıköy meydanını doldurabiliyorsak, senin strateji belgelerini de çöplüge atarız. Eğer bu ülkede, zorunlu din derslerine, Diyanet’e karşı çıkmak tehditse, Aleviler tehdit olmaya devam edecekler. Bunu dostlarımız da düşmanlarımız da böyle bile" sözleriyle konuşmasına devam etti.
AKP’nin Alevi açılımının arka planında devlet Aleviliği yaratma planı olduğuna değinen Gümüş, "Mayasında özgürlük, eşitlik, adalet olmayan bir iktidar Alevilere özgürlük getiremez. Diyanet’i kaldıramaz, çünkü yarattığı sömürüyü gizlemek için Diyanet’e, zorunlu din derslerine ihtiyacı vardır. Bu iktidar Alevi çalıştayları sonunda bir paket açıkladığında göreceğiz ki, amaç Alevi sorunlarını çözmek değil, Alevileri asimile etmektir" sözleriyle siyasi iktidarı eleştirdi.
Gümüş'ün konuşması şu sözlerle sona erdi: "Biz, ayrıcalık değil her anlamda, kanunların önünde, gündelik yaşamda, fiiliyatta eşitlik istiyoruz. Eşitliği de herkes için istiyoruz. Bizim, Sünnilerle, Kürtlerle, Türklerle, gayrimüslimlerle sorunumuz yoktur. Bizim, tek tip insan yaratmayı isteyen sistemle ve o sistemin ırkçı ve gerici iktidarlarıyla sorunumuz vardır. Bizim davamız, Aşık Veysel’in dediği gibi insanlık davasıdır.
Bu insanlık davasında, siz yoldaşları, canları, bütün ezilenleri, bugün olduğu gibi her zaman aramızda görmek istiyoruz. Bizler bir arada olmazsak bu muaviye zihniyeti ülkemizi yaşanmaz hale getirmeye devam edecektir. Onun için biz Aleviler olarak diyoruz ki önümüzdeki günlerde ülkemizin kaderi için, daha aydınlık, özgür, demokratik ve barış içinde bir Türkiye’nin yaratılması için bir adım öne çıkıyor, tarihin bu döneminin bize yüklediği sorumluluğu üstleniyoruz.
Ve diyoruz ki Güneşin ortasında, kardeşlik sofrasına oturacağımız günler yakındır."
Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Sekreteri Servet Demir de mitingte söz alarak kısa bir konuşma yaptı. "Biz sizinleyiz, siz bizimlesiniz. Türkiye’nin özgürleşmesi, laikleşmesi için hep birlikte çalışacağız” dedi.
Ali Balkız: "Direnmeyi Pir Sultanlar'dan öğrendik!"
Kürsüye çıkan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız ise ülkenin dört bir yanından İstanbul'a gelen Alevileri, fabrikalardan işçileri, okullardan öğrencileri, kahvelerden emeklileri, mutfaklardan ev hanımlarını, Deniz Gezmiş’i, Mahir Çayan'ı, İbrahim Kaypakkaya'yı, Erdal Eren’i, ser verip sır vermeyen devrimcileri ve onların yoldaşlarını selamladı.
Aleviler'in taleplerini sıraladıktan sonra tam bir yıl önce artık dilekçe devri bitti, bundan böyle meydanlarda konuşacaklarını ifade ettiklerini söyledi. Aleviler'in örgütlendiğinden bahsetti.
CHP, MHP ve AKP'nin kendi anlayışları çerçevesinde Alevilik konusunda sözler söylediğini dile getirdikten sonra "O sözlerin hiçbiri bizim sözümüz değildi. Biz; laiklik, demokrasi, insan hakları, eşit yurttaşlık hakkı, yaşam hakkı, emeğin, emekçinin hakkı, örgütlenme özgürlüğü, düşünceyi ifade özgürlüğü derken onlar kendi anlayışları çerçevesinde sözler söylediler" dedi.
Onların "boş sözler" sarfettiklerini söyleyen Balkız, AKP'nin taleplerini karşılamak yerine kendi Aleviliğini ve Alevileri'ni yaratma, türetme yoluna gittiklerini vurguladı. "Kendince bir Alevilik tanımı yaparak, bizleri ortadan ikiye yarmaya çalıştı. İşin içine para pul katarak, kimi paragözleri, Hızırpaşa sofrasına davet ederek, evimizin içine ateş düşürmeye çalıştı. Bunlarla yetinmedi bir de; 'Alevi Açılımı', 'Alevi Çalıştayı' adı altında bir süreç başlattı" dedi.
Bu işin kapalı kapılar arkasında çözülemeyeceğini dile getiren Balkız, "Dolmabahçe sarayında hiç çözülmez. İşte meydan, işte Aleviler, işte Aleviler'in dostları… Sünni kardeşlerimiz burada, aydınlar burada, işçiler-emekçiler, öğrenciler burada, Sivas, Gazi, Maraş, Çorum, 1 Mayıs şehitleri burada.
Onların huzurunda söz veriyoruz ki; bu işin peşini bırakmayacağız. Katılımcı, çoğulcu demokrasiden bahsedenler, partilerini diktatör mantığıyla yönetiyorlar. Kendi seçtikleri tarafından seçiliyorlar. Kendi evinde demokrat olmayanlar, partilerinde, mecliste demokrat olabilirler mi?
Değiştirin bakalım şu Anayasayı, partiler yasasını, seçim yasasını… Barajınızı kaldırın bakalım… Neler oluyor" sözleriyle AKP'ye meydan okudu.
Hacı Bektaş Veli’nin “İncinsen de incitme incirsin" sözlerinden alıntı yapan Balkız, "Bu sözün derin anlamını öncelikle biz Aleviler herkesten çok daha iyi biliriz. Ama be birader; İncitile incitile şamar oğlanına döndük. Bize incitmeyi öğretmeyin. Gelecek yıl okullar açıldığında çocuklarımıza 'din dersine girmeyin, boykot edin' çağrısında bulunmaya mecbur etmeyin. Şahkulu, Karacaahmet, Erikli Baba gibi kira ödeyerek iğreti bir biçimde durduğumuz dergahlarımızda kira kontratlarını yırtmak zorunda bırakmayın. Bizler hak aramasını pirimiz Pir Sultanımızdan öğrendik.
Onun onurlu sonunu kendi sonumuz yaparız, ama bilin ki, ne o çerağın sönmesine izin veririz, ne de o sazı yere bırakırız. Böyle biline" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Kürsüden barış güvercinleri uçuruldu...
Ali Balkız'ın konuşmasının ardından "Aleviler barış, kardeşlik, özgürlük, eşitlik ve demokrasi" istiyor sözleriyle beyaz güvercinler uçuruldu.
Miting programı Emre Saltık, Sabahat Akkiraz, Şevval Sam, Ferhat Tunç, Edip Akbayram ve Suavi'nin türküleriyle saat 16:00'da son buldu.
Mitingten notlar...
* Mitinge genç-yaşlı, kadın-erkek her kesimden Aleviler ağırlıklı olarak katıldı.
* Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Semah Ekibi çağrılırken kürsüden NATO toplantısında Dışişleri Bakanlığı'nın semah dönmesi için Hubyar Semah Ekibi'ni çağırdığı, semah ekibinin ise NATO şeflerinin karşısında semah dönmeyeceklerine dair verdiği yanıt duyurulduğunda tüm kitle coşkulu alkışlarla bu tutumu sahiplendi.
* Kürsüden ve mitingte konuşma yapan Alevi örgütleri temsilcileri sık sık İbolar'dan, Mahirler'den, Denizler'den bahsetti. Kitle devrimci önderlerin adı her geçtikçe coşkulu alkışlarla devrimci önderleri sahiplendi, devrimci değerlere sahip çıktı.
* Kürsüden yapılan konuşmalarda Güler Zere'ye destek istediğinde tüm alan alkışlarla Zere'yi sahiplendi.
* Mitingte KESK yöneticilerinin de destek için alanda olduğu ifade edildikten sonra "Kamu emekçileri kendilerini ve taleplerini yok sayanlara karşı 25 Kasım'da greve gidiyor. Aleviler bize destek verecek mi diye soruyorlar" denilince tüm kitle hep bir ağızdan "evet" yanıtını verdi.
* Mitinge destek için katılan kurumlar okunurken CHP ve CHP milletvekillerinin ismi geçtiğinde Aleviler'den "yuh" sesleri yükseldi.
* Aleviler, mitinge destek verenlerin isimleri okunduğunda en çok Eşber Yağmurdereli, Kamer Genç ve Ufuk Uras'ı alkışladı.
* Alevi kortejlerinde sınırlı sayıda Türk bayrağı taşındı.
* Kürsüden işten atıldıkları için direnişlerine devam eden Kent AŞ işçilerinin destek için alanda olduğu duyurulduğunda işçi ve emekçiler alkışlarla Kent AŞ işçilerini sahiplendiler.
* Miting boyunca kürsü canlı ve ajitatij konuşmalarla kitleyi coşturdu. Kürsü konuşmaları kitle tarafından ilgiyle dinlendi. Eylem boyunca kitlede dağılma yaşanmadı.
* “Ücret hakkımız gaspedilemez! Aynı çuvaldaydık, atıldık!” pankartıyla mitinge katılan Cesur Çuval işçileri alanda çuval yaktılar.
Kızıl Bayrak / İstanbul - 8 Kasım 2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.