Yeni Solun İddiası Sivilleşme

Yeni Solun İddiası Sivilleşme

Yeni Solun İddiası Sivilleşme    SHP, 10 Aralık Haraketi, Ufuk Uras grubu ve Alevi Bektaşi Federasyonu’nun ortak çalışmasıyla...

A+A-

Yeni Solun İddiası SivilleşmeYeni Solun İddiası Sivilleşme
   
SHP, 10 Aralık Haraketi, Ufuk Uras grubu ve Alevi Bektaşi Federasyonu’nun ortak çalışmasıyla oluşacak yeni sol partinin temel ilkeleri bu ay içerisinde açıklanacak. Parti, sola sivilleşme getirme iddiasında

SHP İstanbul İl Başkanı Kamer Demir, yeni parti temel ilkelerini ve kuruluş gerekçelerini ifade eden belgenin; “Meydan Okuma Metni” başlığıyla kamuoyuna bu ay içinde duyurulacağını açıkladı. Bu belgenin tabanını, başta SHP’nin parti tüzüğü ve programı olmak üzere, 10 Aralık Hareketi’nin dokümanları, Alevi Bektaşi Federasyonu’nun “Nasıl Bir Türkiye İstiyoruz” metni ve ÖDP’den ayrılan Ufuk Uras grubunun (Temas Grubu) “Vicdan ve Adalet Metni/Çerçeve metin” oluşturuyor. Kurulacak partinin programı ve tüzüğüyle, liberal demokratlardan, sosyalistlere kadar uzanan bir yelpazede bir kitle partisi olması amaçlanıyor. Partinin en önemli önceliklerinden biri de CHP anti-tezi olarak, sivil bir sol-sosyal demokrat parti olmak. Kamer Demir, bu anlayışı şu sözlerle özetliyor; “Her türlü askeri, bürokratik, vesayete karşı duracak sivil ve demokratik anlayışın temel alındığı bir parti olacaktır. Bu amaçla, 1982 Anayasası temelden değiştirilerek katılımcı, üretken, demokratik ve sivil bir anayasa yapılacaktır. Merkezi ve otoriter devlet anlayışı terk edilerek, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi sağlanacaktır.”

Kamer Demir’le sürecin nasıl başladığını, ne aşamada olduğunu, nasıl şekilleneceğini ve partinin solda nasıl bir duruş sergileyeceğini konuştuk.

» SHP’de solu bütünleştirme çabası nasıl başladı?

SHP’yi bizler, 2002'de kurduk. SHP donanımlı, kararlı, mücadeleci kadrolara sahip. Bu kadrolar, maddi ve manevi özverileriyle partiyi bugüne taşıdı. Bir yıl önce, bu kadrolar SHP’nin kuruluş gerekçelerinin şiddetini artırarak devam ettirmesine rağmen, gerekli başarıyı elde edemediğini ve bu konumuyla da başarılı olamayacağını gördüler.SHP’nin de içinde yer alacağı kapsamlı bir birlikteliğin sağlanmasının zorunlu olduğu kararını aldılar. Parti bu görüşü, Olağanüstü Kurultay’da kurultay kararı olarak kamuoyuna açıkladı. Çalışmalar sürecinde Genel Başkanımız Hüseyin Ergün’ün önderliğinde şu anda birlikte çalıştığımız bileşenlerle buluştuk ve bulunduğumuz noktaya geldik.

» Aleviler de sürece dahil olacak. Alevilerin partiden beklentileri nedir?

ABF’nin temsilcileri birey olarak bu çalışmanın içinde yer alıyor; DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi gibi. Koltukları tehlikeye giren bazı çevreler  yapılanmakta olan bu partinin bir Alevi partisi olduğu yaygarasını koparıyor. O çevrelere söylenecek tek söz, korkunun ecele faydasının olmadığıdır. Alevilerin tarihsel süreçten gelen ve devam eden mağduriyetleri var. Bu mağduriyetlerini giderecek ve kendilerini ifade edebilecek bir yapıya destek vermeleri gayet doğaldır. Kurulacak parti sadece Alevilerin değil, mağdur olan her kesimdeki bireyin kendisini ifade edebileceği bir siyasi yapı olacaktır.

» CHP’nin Alevilerden aldığı tepkiler sonucu önünüz daha da açıldı mı sizce?

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana Aleviler çoğunlukla kendilerini CHP içinde ifade etme yolunu tercih etti. Genellikle desteklerini CHP'den yana kullandılar. Yıllar boyunca desteklerini esirgemedikleri bir partinin bu tarz bir söylem içinde olması Alevileri incitmiştir… Bu olay, turnusol kağıdı etkisi yaptı. CHP Genel Başkanı, “Ben Alevileri ve Kürtleri partiden temizledim” demişti. Gene bu başkan “Aleviler ve Kürtlerin bu partiden gitmesi, partiye huzur getirir” de demişti. Onur Öymen’in söyledikleri aslında partinin genel düşüncesinin bir yansımasıdır. Onur Öymen geçmişteki yöntemlerin doğru ve geçerli olduğunu savunmaya devam ediyorsa, bu da  herkesin üzerinde durup, düşünmesi gereken önemli bir sorundur.

» Katılan gruplar arasındaki denge nasıl sağlanacak?

Çok açık ve net olarak bu birliktelik bir koalisyon birlikteliği olmayacak. Bileşenlerin temsilcilerinden oluşan bir Hazırlık Kurulu’muz var. Kurul, bu konuyla ilgili çalışmasını sürdürüyor. Büyük buluşmanın gerekleri ne ise, o yapılacaktır.

» Özelleştirmeye karşı olacak mısınız?

Özelleştirme bizim için amaç değildir. Önemli olan verimliliği; kamu yararı göz önünde bulundurularak yapılacak özelleştirmeden sağlanacak kaynağın, üretime dönüştürülmesidir. Özelleştirmeden anladığımız, yok pahasına peşkeş çekilen ve elde edilen kaynağın borçlara aktarılması değildir. Özelleştirilen kamu teşekkülünde çalışan emekçileri de işsizler ordusuna dahil etmek değildir. Burada asla göz ardı edilemeyecek konulardan birisi, belki de en önemlisi çalışanların haklarının devamını güvence altına alacak koşulların sağlanmasıdır. Devlet, altyapı, sağlık, eğitim, güvenlik gibi alanları özel sektörün insafına terk etmemeli; fakat kesinlikle ülkenin ekonomik yaşamını düzenleyici bir görev üstlenmelidir.

Birgün - SERDAR SAĞLAM - 14 Aralık 2009

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.