Yazar Seyfettin Elaldı: Hızır, dört kitap dinlerinden de çok eskidir
Yazar Seyfettin Elaldı ‘Xizir (Hızır)’ başlıklı yazısı ile içinde bulunduğumuz ayı “neşe ve bayram” günleri olarak tarif ederken, “Xizir en eski köklü inançlardan biridir. Xizir en başta temizlik, dayanışma, çaresizliğe çare sembolüdür” dedi. Baba Mansur
Baba Mansur Ocağından Yazar Seyfettin Elaldı (Seyfi Mûxûndû) kaleme aldığı ‘Xizir (Hızır)’ başlıklı yazısı ile içinde bulunduğumuz ayın özelliklerini anlattı.
Aynı zamanda eğitimci olan Seyfettin Elaldı, Hızır’ın Alevi inancında bir matem ve ağıt karşılığı olmadığını belirterek bir tür ‘bayram’ niteliği taşıdığını söyledi. Elaldı, Hızır’ın Kale Gaxand (yılbaşı) ile başladığını belirterek 21 Mart Newroz ile de son bulduğunu aktardı.
Seyfettin Elaldı, geçmişten günümüze gelen şu Hızır duasını da paylaştı:
“Ya Xizir, Ya Xizir, Ya Xizir,
Ya Xizir’ê kalê rî sipî, Ya Xizir’ê ser Kelek û gemîyan,
Ya Xizir’ê ser rê û dirban, Tu ji mera ardimçî buwîy.
Yê ki nexaşe ser rê û çolane, Berf û pûk û ğezewanda mane,
Tu jêra desti gar wîy.
Nexaşan ra pîr û kalanra balîfwîy, Rêwîçîyan ra, rê;
Yê ki ser rê û dirbanda,
Bêsuc bê gune Mapisanda mane,
Wan ra nig û Quwet wiy.
Yê ki tengîyandane wan ra per û qanat wîy.
Birçîyan ra, Sêwiyan ra sî û Sutar wîy.
Sufreyê Haq nesîw wîy,
Bi destê kesk û Hêşîn xarin nesîw wîy.
Ya Xizir, Ya Xizir, Ya Xizir’ê kalê rî sipî
Tu kalê roy tengîye yî,
Tu kesî tengîyê da nehelî.
Roja mahşerê Diwana Elî da yaz kî
Hû bi eşqa Xizir wîy…”
EN KÖKLÜ İNANÇLARDAN BİRİSİ HIZIR!
Seyfettin Elaldı, Hızır’ın en köklü inançlardan biri olduğunun da altını çizdi. Hızır’ın en başta ‘temizlik, dayanışma, çaresizliğe çare sembolü’ taşıdığını söyleyen Seyfettin Elaldı, şu bilgileri aktardı:
“Hızır ayı başlayınca her şeyden evvel ev temizliği yapılır. Evin içi şerbetlenir, yani yer ve duvarlar boyanır gibi kireçli su ile temizlenir. Kaynatılmış buğday (hedik) ipe dizilip ahıra asılır. Bereketli olacağına inanılır. 12-13-14 Şubat’ta oruç tutulur. Oruç süresince 12 imam süresi tersine oruç Hızır sembolü olan su ile açılır. Gençler yemekten sonra tuzlu yiyecekler yiyip su içmeden uyurlar ve gece rüyada kimin elinden su içerlerse onunla evleneceği umudu yaşarlar. Yas tutulmaz bilakis neşe ve bayram havası ile sürdürülür. Oruç açılırken Kurmanci okunan dua ise:
“Xana Xizir wîy. /
Çaviya Mansur, /
Ava Minzûr wîy. /
Dostê me buxwe, /
Dijmin jî kur bîwîy, /
Fitara me nezara Xizirda qewûl biwîy”
Türkçesi:
(Hızır hanesi ola, Mansur’un gözesi ola, Dostlarımız yesin, Düşman kör olsun. İftarımız Hızır nazarında kabul ola.)
Kirmacki (zazaki) dua ise:
“Ya bimbarek!/
Xêr ama xêr şêrê/
Şifte hometa xo peroyîne re,/
Dora ra têpîya ma rê bêrê comerdîye./
Ma; Oeda û bela ra/ Tenge û xirave ra,/
Bixelesne ra, /
Ma bindestîye de meverde,/
Otacî xayîn ü mixenetî meke.”
Türkçesi:
(Ya mübarek! Hayır ile geldin hayır ile gidesin. Önce bütün kullarına, sonra da bize cömertliğini göster. Kaza ve beladan, Zahmet ve kötülükten kurtar. Altta koma bizi. Haine ve muhannete muhtaç eyleme.)”
“ÜRÜNLERİN BOL OLMASI İÇİN HAVAYA QAUT SAVRULURDU”
Seyfettin Elaldı, Hızır oruçlarının tutulduğu günlerde yapılan ritüeller hakkında da bilgi paylaşarak, “Qaut-Qawut-Kavut, buğdayın sacdan kavrulup (kavurga) el değirmeninde öğütüldükten sonra suda haşlanıp pilav haline getirilir. Ortası çukurlaştırılıp, yağ dökülür lokma halinde yağa batırılarak yenir. Köy halkı ev ev gezerek her hanede bu lokmadan nasiplenip yerler. Eskiden yapılan cemde Hızır Qautu yendikten sonra sofraya getirilen kaşıklar ateşe atılır. Eğer ateşte yanmayan bir kaşık varsa bu Hızır’ın yemek yediği kaşık olarak inanılır” dedi.
Elaldı, Hızır ayında hazırlanan ‘Kavut’a dair de şunları kaydetti:
“Hızır Qaut’u buğday kavrulup öğütüldükten sonra toz halinde üstü düzeltilip üstü açık bırakılır. Ertesi sabah üzerinde el izi olup olmadığına bakılır. Bunun sebebi Xizir el vurup vurmadığına bakılır. Eğer üzerinde el izi varsa Hızır’ın geldiğine inanılır. Ayrıca toz halindeki Qaut’tan bir avuç dışarıda havaya savrulur. Bunun yapılmasının sebebi ise o yıl ürünlerin bol olması yani bereketli olması dileğinde bulunulur. Yaz için de bir miktar Qaut ayrılır. Yazın harmanda buğday ile samanı ayırmak, yani savurma yapmak için Qaut havaya atılıp Hızır’dan rüzgar estirilmesi dilenir.
Kışın tipi ve fırtınalarda ise bunun tam tersi bir istekte bulunulurdu. Yola giden insanların yolu açılması tipi ve fırtınanın kesilmesi amacı ile Qawut havaya atılarak rüzgârın kesilmesi talep edilirdi.”
Yazar Seyfettin Elaldı, Hızır ayında ziyaret edilen mekanları ve kutsal görülen aksesuarları da şu şekilde sıraladı:
Gola Xizir (Hızır Gölü)
Dîyara Xizir (Hızır Dağı/Hızır Diyarı)
Xana Xizir (Hızır Mekanı/Hızır Ocağı)
Nigê Xizir (Hızır’ın ya da atının ayak izi)
Çoy Xizir (Hızır’ın değneği, Hızır’ın Asası)
Kanîya Xizir (Hızır pınarı)
Destê Xizir (Hızır’ın el izi)
“XİZİR, DÖRT KİTAP DİNLERİNDEN DE ÇOK ESKİDİR”
Alevilerde Hızır’ın bir dayanışma sembolü olduğunu anlatan Seyfettin Elaldı, “Darda kalana yardım Hızır’ca bir davranıştır” diyerek Hızır hakkındaki bilgilerini şu şekilde sıraladı:
“Eğer yardım elimizi uzatmıyorsak Ali-Xizir bizden yüz çevirir. Bu yaşam Alevi’nin temel düşüncelerinden biridir. Hızır, mevcut Dört Kitap dinlerinden çok eskidir ve Sümerlerin eski derya ve yer tanrıları ikilemiyle, hatta Sümerler’den önceki aynı inanç öğeleriyle ilişkilidir. Xizir, bütün inanç çağlarını, insanlığın inanç evrelerini kendi özetinde sunan bir simgedir.
İyilik, doğruluk, dürüstlük ve bilgelik gibi yüksek ahlak ve erdem simgesidir. Yani O her dönemde bu doğrultuda yaşadı ve yaşamaya devam ediyor.”
(HABER MERKEZİ)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.