Yangın Yeri Maraş sahne aldı
Yangın Yeri Maraş sahne aldı Canlar Tiyatrosu ‘Yangın Yeri Maraş’ adlı oyunlarıyla, Sivas’tan sonra Maraş Katliamı’na da bir ışık...
Yangın Yeri Maraş sahne aldı
Canlar Tiyatrosu ‘Yangın Yeri Maraş’ adlı oyunlarıyla, Sivas’tan sonra Maraş Katliamı’na da bir ışık tutuyor
Canlar Tiyatrosu’nun yeni oyunu “Yangın Yeri Maraş” geçen aydan bu yana izleyiciyle buluşuyor.
2005 yılında kurulan ve adını başta Simurg olarak belirleyen, ancak daha sonra isim değişikliğine giderek, Canlar Tiyatrosu adını alan grup, Yangın Yeri Maraş ile seyirci karşısına çıktı. Simurg’la 1993 yılında Sivas Madımak Oteli’nde, 35 insanın yakılarak öldürülmesini konu alan Canlar Tiyatrosu, “belgesel tiyatro” üzerine çalışmalarını bu kez Maraş Katliamı ile sürdürdü.
30 yıl öncesini, 19 Aralık 1978 Maraş’ını anlatan Yangın Yeri Maraş adlı oyun, Alevi Sünni farkı gözetmeyen Maraşlıların, beraber yaşarken, provokatörlerin iş başında olduğunu ve bu katliamın nasıl planlı bir şekilde gerçekleştiğini anlatıyor. 20 yıldır aynı mahallede yaşayan, yeri geldiğinde aynı sofrada oturup, birbirlerine kirve olanların bile bu provokasyonda nasıl karşı karşıya getirildiğini anlatan oyun izleyenleri, kısa süre için de olsa o günlere götürüyor.
Katliam adım adım planlanıyor
Yangın Yeri Maraş, annesi, kardeşi ve babası gözleri önünde öldürülen küçük bir kızın, olaylardan 30 yıl sonra katliamları anlatan seramik sergisine hazırlanırken geçmişi ile yüzleşmek zorunda kalması ile başlıyor. Oyunun kahramanı çocukluğuna dönüp, küçücük yuvalarında ailesiyle nasıl da mutlu yaşadıklarını hatırlarken; katliam öncesi yapılan planlar, ülkücülerin ABD’li ajanlarla işbirliği, başka illerden getirilen ve Alevi mahallelerine saldırmaya hazırlanan ülkücüler, tıpkı Hitler dönemi Almanya’sında olduğu gibi katledileceklerin evlerinin önceden işaretlenmesi anlatılıyor.
Milliyetçileri galeyana getirmek için kente getirilen ve milliyetçilik duygularını körükleyen “Güneş ne zaman doğacak” filminin gösterimi, bu gösterimin yapıldığı sinemaya kendileri tarafından konan ses bombaları ve “Kızıllar sinemayı bombaladı” yalanı ile halkın galeyana getirilmesi, “kızıllar cami bombaladı” yalanının bütün kente yayılması, belediye hoparlörlerinden ve camilerden “beş kızıl vuran cennete gider” anonsları ile artık katliam ortamı hazırlanmıştır. Sonrası, 20 yıl yanyana barış içinde yaşamış insanların birbirlerinin canına kastedecek hale getirilmesi, yaşamını yitiren, yaralanan, birbirine düşman edilen halk...
Faşizm her yerde aynı
Oyunda öne çıkarılan ise faşizmin bu oyunlarının, katliamlarının sadece Türkiye ile sınırlı kalmadığı... İspanya’da Franko’nun diktatörlüğü, Hitler ile Mussolini’nin nasıl bir faşizm uygulayıp insanları katlettiğinin de anlatıldığı oyunda, “Başka ülkelerdeki faşizmi görüp de kendi ülkesindekini görmemek” eleştiriliyor.
Hitler’in milyonlarca yahudi ve komünisti fırınlara göndermesine ilişkin görüntülerle, Maraş Katliamı’ndan görüntüler, gazete kupürleri de perdede gösteriliyor. Belgesel niteliğindeki oyunda, sık sık bu provokasyonlara, katliamlara sessiz kalmamak gerektiğine vurgu yapılıyor. Ayrıca, İspanya faşizmine karşı “No pasaran” diye set oluşturan İspanyol halkı gibi karşı koymak gerektiği mesajı veriliyor.
Oyunun yazarı Serdar Doğan aynı zamanda, ekibin Sivas katliamını konu alan oyunları Simurg’un da yazarı. “Maraş katliamını anlatmak Sivas’ı anlattıktan sonra bir ihtiyaç haline geldi” diyen Serdar Doğan, Simurg’u izleyen birçok insanın, ‘Maraş’ı, Çorum’u, Taksim’i de anlatın’ dediğini belirtti. “Çok okuyan bir toplum değiliz. Katliamlarla dolu bir tarihimiz var ama, ne biliyoruz bu tarihi, ne de yüzleşiyoruz” diyen Doğan, “Simurg ile biraz olsun Sivas Katliamı’nı anlatmaya çalıştık, şimdi amacımız o dönemi yaşamamış ya da çok küçük yaşta olan insanlara Maraş Katliamı’nı anlatmak” diye konuştu.
“Maraş bizim evde çok konuşulurdu, bu nedenle Maraş’la ilgili bir kulak doygunluğum da var. Ancak oyunu yazabilmek için çok derin bir araştırma sürecine girdik” diyen Doğan, Maraş’la ilgili bütün gazeteleri taradıklarını, oyun ortaya çıktığından beri metni sık sık Maraş’a gönderdiklerini ve o dönemi yaşamış kişilerle sohbet ettiklerini anlattı.
Çağrı Sarı - Ankara / EVRENSEL - 3 Aralık 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.