Veliyettin Ulusoy: "Özrü kabahatinden büyük"

Veliyettin Ulusoy: "Özrü kabahatinden büyük"

Veliyettin Ulusoy: "Özrü kabahatinden büyük"Hacı Bektaş Veli Dergâhı Postnişini Veliyettin Ulusoy’un Basın AçıklamasıStar...

A+A-

Veliyettin Ulusoy: "Özrü kabahatinden büyük"Veliyettin Ulusoy: "Özrü kabahatinden büyük"

Hacı Bektaş Veli Dergâhı Postnişini Veliyettin Ulusoy’un Basın Açıklaması

Star TV’de canlı yayınlanan “Çarkı Felek” programında sunucu Mehmet Ali Erbil’in, “Onlar mum söndü mü oynuyorlar, ne yapıyorlar?” deme sorumsuzluğu gösterdiğini basından öğrendik. Alevi-Bektaşi toplumundan yükselen tepkiler karşısında Mehmet Ali Erbil’in özür dilediğini ve Star TV’nin bir yazılı açıklama yaparak adı anılan programı yayından kaldırdığını da basından izledik.

Sunucunun özür dilerken, “mum söndü” teriminin anlamını bilmediğini ifade etmesi “özrü kabahatinden büyük” bir hakaret daha içermektedir. 21. yüzyıl Türkiye’sinde adında “Mehmet Ali” sözcükleri olan bir vatandaşın, Kızılbaş-Alevi-Bektaşi toplumuna tarih boyunca kara çalmak için kullanılan “mum söndü” teriminin ne kadar ağır bir hakaret olduğunu bilmezlikten gelmesi ya da bizlerin bunu bir özür olarak kabul etmemizi beklemesi ilk hakaretinden bile ağırdır. Bu sözde özür, aslında Kızılbaş-Alevi-Bektaşi toplumuna zekâsına, anlayışına bir kez daha hakaret etmektir.

* Bu olayın arkasında yatan gerçek, Türkiye Cumhuriyeti’nde demokrasinin sınırlı ve laikliğin sözde kalmasından, Alevi-Bektaşilerin eşit haklarını tanınmamasından kaynaklanan ayrımcılığın, giderek toplum içinde sistemli bir anlayış halinde yerleşmesidir.

* Bu olayın arkasında yatan gerçek, Türkiye Cumhuriyeti hukukunun, ırk-milliyet-din-mezhep-cinsiyet ayrımı temelinde nefret suçu işleyenleri cezalandırmamasıdır.

* Bu olayın arkasında yatan gerçek, Türkiye Cumhuriyeti eğitiminin ırk-milliyet-din-mezhep-cinsiyet ayrımcılığına dayanan hakaretlerin, lanetlenmesi gereken birer nefret suçu olduğunu gençlere öğretmemesidir.

* Bu olayın arkasında yatan gerçek, Türkiye Cumhuriyeti’nde basının kendi saflarından yükselen ırk-milliyet-din-mezhep-cinsiyet ayrımcılığına dayanan nefret suçlarını durdurmaya yönelik güçlü özdenetim mekanizmalarının olmamasıdır.

Alevi-Bektaşi toplumu, “72 milleti bir bilen” eşitlikçi bir inanca sahiptir. Demokrasiye ve temel insan haklarına gönülden sahip çıkmaktadır. Bu hakları sadece kendisi için değil, tüm insanlık için istemektedir. Şaşmaz bir şekilde inanç ve ifade özgürlüğünden yana olan Alevi-Bektaşi toplumu, ırk-milliyet-din-mezhep-cinsiyet ayrımına dayanan nefret suçlarının toplumsal yaşamımızdan silinip atılmasını arzulamaktadır.

Bu nedenle, Star TV’nin programı yayından kaldırması doğru yönde atılmış bir adım olarak görüyoruz, ancak yeterli bulmuyoruz. Tüm basının ırk-milliyet-din-mezhep-cinsiyet ayrımı temelinde nefret suçlarının toplumsal yaşamdan dışlanması için anlamlı bir kampanya yürütmesini bekliyoruz.

Hızlı dönüşümler geçirmekte olan toplumumuzda barışa ve daha ileri demokratikleşmeye gereksinimin sıkça dillendirildiği günümüzde, siyasetçilerin Alevi-Bektaşi toplumuna yönelik bu hakareti ciddiye almasını diliyoruz. Her kritik toplumsal dönemeçte saldırılarla ve kırımlarla karşı karşıya kalmış Alevi-Bektaşi toplumunun bu dileğine sesiz kalınmaması gerektiğine inanıyoruz.

Sevgi, inancımızın ve felsefemizin temelidir. Dünya çapında tüm insanlığın ırk, cins, dil, milliyet, din, mezhep ayrımı yapmadan sevgi ile kardeşçe yaşasın istiyoruz. Tüm kamuoyuna sevgilerimi sunuyor; benzeri bir olayın bir daha yaşanmamasını umuyor ve diliyorum.

KAYNAK: Alevihaberajnasi.com – 7 Ekim 2010

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.