Veli BAYRAK : Anayasa

Veli BAYRAK : Anayasa

Veli BAYRAK : Anayasa ...Hatta Anayasa hazırlamanın bu kadar kolay olduğunu düşünmeye başlayanlar biraz daha ileri giderek, çobanlık yaptığı...

A+A-

Veli BAYRAK : Anayasa Veli BAYRAK : Anayasa

...Hatta Anayasa hazırlamanın bu kadar kolay olduğunu düşünmeye başlayanlar biraz daha ileri giderek, çobanlık yaptığı yıllar hariç neredeyse hayatının tamamını devlet kademesinde geçiren Süleyman Demirel’in bundan daha önceki yıllarda neden bir Anayasa çalışmasına girmediğini de sorgulamaya başlamışlardır.

MADDE 1- Türkiye Cumhuriyeti cumhuriyettir, binealeyh benim köylüm, benim işçim, benim emeklim, benim dul ve yetimim, benim hırsızım, benim arsızım, benim yolsuzum, benim iş adamım bu cumhuriyetin fertleridir. MADDE 2- Dün dündür bu gün bugündür...

Veli BAYRAK  : Anayasa

Şu günlerde taslağı hazırlanmaya çalışılan Anayasa’nın hazırlanış ve ortaya sunuş biçimini görenler “Yav Anayasa hazırlamak ne de kolaymış, istesem ben de hazırlarım” diyecek duruma geldiler sanırım. Hatta bazı Anayasaların tankların ve idam sehpalarının gölgesi altında yapıldığını da düşünürsek ve bazı maddelerinin de yürürlüğe girmesi için tankların ve idam sehpalarının gölgesi altında olmasının şart olduğunu da hesaba katarsak, yukarıdaki gibi düşünenlerin hazırlanan Anayasa’yı Milli Takım’ın kamp yapması ve teknik heyetin de futbolculara direktif vermesi gibi bir şey olduğunu düşünmeden edemiyorlardır.

Hatta Anayasa hazırlamanın bu kadar kolay olduğunu düşünmeye başlayanlar biraz daha ileri giderek, çobanlık yaptığı yıllar hariç neredeyse hayatının tamamını devlet kademesinde geçiren Süleyman Demirel’in bundan daha önceki yıllarda neden bir Anayasa çalışmasına girmediğini de sorgulamaya başlamışlardır.

MADDE 1- Türkiye Cumhuriyeti cumhuriyettir, binealeyh benim köylüm, benim işçim, benim emeklim, benim dul ve yetimim, benim hırsızım, benim arsızım, benim yolsuzum, benim iş adamım bu cumhuriyetin fertleridir.

MADDE 2- Dün dündür bu gün bugündür.

Hemen belirteyim ki Anayasa’yı hazırlamak, onu tartışıp belli bir noktaya getirmek zor olabilir ama, izlenimim o dur ki, Anayasa’yı hazırlayacak kişileri toplayıp bir araya getirmek hiç de o kadar zor bir şey değilmiş! En azından bugünkü hazırlanmaya çalışılan Anayasa taslağına bakarak bunu söylemek daha mümkün. Hatta Basketbol Milli Takımı’na 12 Dev Adam seçmekten daha kolaymış! Beş ya da altı tane öğretim görevlisi, yaşını başını almış ağzı laf yapan birkaç hukukçu, içine bir ya da iki tane de milletvekili takviye ettin mi işlem tamam. Bir de memleketin en turistik yerlerinden birinden 5 yıldızlı bir otel ayarladın mı deme gitsin! E tabii kolay değil, Anayasa bu, kamp yapmadan olur mu?

- Hocam ya, küçük torunu çok özledim vallaha, burnumda tütüyor!

- Ya sorma hocam, ben de bizim hanımı hiç aklımdan çıkartamıyorum!

- Ne oldu hocam, kavga falan mı ettiniz?

- Yok yahu, ne kavgası, gelirken arkamdan bağırdı, Anayasa’da diyor, mutlaka benimde adımın geçeceği bir madde olsun!

Şu sıralar önüne gelen Anayasa ile ilgili bir şeyler açıklıyor ya da açıklamaya çalışıyor. Elbet de bu normal ve de doğal... Öyle ya bu ülkede zırt vırt Anayasa yapılmıyor ki. Haydi sivil toplum örgütlerini, siyasi partileri, sendikaları anladık da işin ucunu kaçırıp kendine münhasır sipariş verenler de yok değil! Yakında bu Anayasa’yı hazırlayan profesörlerden birinden şöyle bir açıklama duyarsanız şaşırmayın:

- Bu madde, İstanbul’da bulunan teyzem ve dayım, Hollanda’dan kuzenim ve ablam, Adana’dan eniştem, yeğenim Büşra, yeraltının ünlü simalarından Bıçkın Recep, işadamı Ruhi Bey ve tüm Konyalı hemşehrilerim için olsun!

Anayasa taslağının ne olup olmadığı tam olarak bilinmiyor ama medyaya yansıyan tarafı ile geniş halk kitlelerini ve sivil toplum örgütlerini hiç de memnun etmeyeceğe benziyor. Öyle ya, bu Anayasa taslağı (ya da her neyse) hazırlanırken “geniş kitlelerin öneri ve isteği de hesaba katıldı” denmesine rağmen görünen gerçek hiç de öyle değil. Hatta bu Anayasa’nın daha öncekilerden bir-iki değişikliğin dışında hiç de farklı ve özgürlükçü olmadığını söyleyen birçok insan var. Peki ama bu uzun kamp dönemi sırasında bu profesörler, hukukçular ve milletvekilleri neler yaptılar, neler konuştular?

MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

- Ama hocam bu madde diğer Anayasa’da da aynı, istersen değişik bir şeyler yazalım...

- Yav hocam kafayı mı yedin, ne yazalım yani, İslam’dır mı diyelim?

- Yok, İslam’dır demeyelim de, “Yüzde doksanı Müslüman bir Cumhuriyettir” diyelim...

- Hocam sen kafayı bozdun sanırım, vur deyince öldürülmez ki, her şeyin bir zamanı var değil mi! Henüz birinci maddede de niyet belli olunmaz ki!

MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

- Yav hocam bu madde çok uzun değil mi, biraz kısaltalım istersen!

- Bence de çok uzun, nasıl yazalım dersiniz?

- Ondan basit ne var hocam, “Türkiye laiktir laik kalacak!” diyelim yeter de artar bile...

- Hocam yoksa siz CHP’li misiniz? Şurada iki dakika muhalefetsiz Anayasa yazalım dedik, burada da karşımıza çıktınız!

MADDE 3- Dili Türkçe’dir, bayrağı beyaz ay yıldızlı al bayraktır, milli marşı İstiklal Marşı’dır, başkenti Ankara’dır.

- Yahu hocam bu güzel de bunun sonuna bir şeyler daha ekleyelim derim...

- Nasıl yani?

- Dili Türkçe’dir, bayrağı beyaz ay yıldızlı al bayraktır, milli marşı İstiklal Marşı’dır, başkenti Ankara’dır, yolu yokuştur, hali haraptır!

- Siz de komünist gibi konuştunuz hocam, kamp süresi uzadıkça gerçek niyetler bir bir ortaya çıkıyor vallahi!

Anayasayı hazırlayanlar arasında ne konuşuldu ne konuşulmadı pek de bilinmez ama Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin birçok tartışmanın yapılabileceği kuvvetle ihtimal!

- Yahu hocam, şu Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ni bir hal yoluna koysak diyorum!

- Şuna ne dersin! Bu konu ile ilgili maddeye şöyle yazabiliriz: Cumhurbaşkanı yazı tura ile belirlensin, yazı gelirse dinci, tura gelirse Atatürkçü olsun!

- Bu olmaz hocam, paranın dik gelme ihtimali de var. Cumhurbaşkanı Seçimleri’ni Milli Piyango İdaresi’ne bırakalım. Her 7 senede yapılacak seçimlerde yedinci senenin ilk ocak ayının dokuzunda, on dokuzunda ve yirmi dokuzunda birer çekiliş yapılsın. Üç çekilişten ikisini kazanan Cumhurbaşkanı olsun!

- Yok hocam bu da olmaz, en iyisi Cumhurbaşkanlığı seçimini Coca-cola şirketine bırakalım. Kapağın altından kimin adı çıkarsa Cumhurbaşkanı o olsun. 5 tane boş kapak getiren de danışman olsun!

Elbet günün birinde bu yeni Anayasa’da oylanır ve kabul edilir. Muhtemel olacak şeyi de şimdiden söyleyeyim:

- Yeni Anayasa’yı oylarınıza sunuyorum! Kabul edenler, kabul etmeyenler, kabul edilmiştir!

Allah hayırlı uğurlu etsin!..

28/10/2007  - EVRENSEL HAYAT

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.