Vatan Gazetesi'nde Skandal
Vatan Gazetesi'nde Skandal Vatan gazetesi, isim benzerliğinden olsa gerek; Vakit isimli kağıt topluluğunu aratmayacak bir işe imzasını attı. Vatan'ın...
Vatan Gazetesi'nde Skandal
Vatan gazetesi, isim benzerliğinden olsa gerek; Vakit isimli kağıt topluluğunu aratmayacak bir işe imzasını attı. Vatan'ın dini konularda yazılar yazan yazarı Süleyman Ateş; Alevi inancına olan tahammülsüzlüğünü açıkca "Sünnileşme" çağrısı yaparak açığa vurdu.
Vatan'ın eski Diyanet İşleri Başkanı da olan yazarı Süleyman Ateş; köşesinde Alevilerin ibadet anlayışını yargılamaktan ve milyonlarca Alevi'ye açıkca Sünnileşme çağrısı yapmaktan çekinmedi. Vatan gazetesi yazarının kendi inancını çok büyük gören, Alevi inancını ise neredeyse aşağılama noktasına götüren bu tavrı tepki çekti.
Bugün Vatan gazetesinin internet sitesinde gerçekleşen olayda; Süleyman Ateş, köşesine "okuyucu mektubu" olduğunu iddia ettiği bir yazı koydu. Yazıda; Alevi olduğunu iddia eden bir genç kız, Sunni sevgilisinin ailesine yaranmak için namaz kılmasından, Ramazan orucu tutmasından bahsediyor. Ama ne yapsa bu sevgilisinin ailesine yaranamadığından dert yanıyor Süleyman Hocasına; "Merhaba hocam" diye başlayan yazısında.
Bu mektubu ilginç mi buldunuz? O zaman bir de yanıtını bekleyin. "Alevi olduğunu iddia eden" genç kızın Süleyman "hocası"; genç kıza tavsiyelerde bulunuyor. Kıza namaza ve Ramazan orucuna devam etmesini öneren "hoca", bununla yetinmiyor. Bir yeni paragraf açıp asıl iddialı açıklamalarını yapıyor: "Bazı Sünni kesimin Alevilere karşı soğuk davranışı, açıkça söyleyeyim aşırı Alevilerin dinin emir ve yasaklarını dışlamalarından, bunlara gerek görmemesinden kaynaklanıyor." Neymiş Sunnilerin Alevilere karşı soğuk davranışının nedeni? Bazı "aşırı" Alevilerin namaz kılmaması ve Ramazan orucu tutmamasıymış.
Öte yandan konuyla ilgili Alevionline'ın fikirlerine başvurduğu Alevi Araştırmaları Merkezi Başkanı Ali Yıldırım; Süleyman Ateş'e tepki gösterdi. "Bu kişinin yaptığı çağrı, Aleviliği reddetme çağrısıdır. Sunnileşme çağrısıdır. (Doğru olan Sunniler gibi ibadet etmektir) demek istiyor." diyen Yıldırım, "Bu aslında bir inanç olarak Aleviliğe hakerettir." diyerek sözlerini sürdürdü. Yıldırım; "Bu kişi bir ilahiyat profesörü. Tutmuş (Aleviler yanlış yoldadır) diyor. Bu değerlendirmesinin başına da 'aşırı Aleviler' diyerek hafifletmeye çalışıyor. Oysa aşırı dediği tüm Aleviler aslında. Tüm Alevileri 'yanlış yolda' ilan ediyor alttan alta. Aşırı davranış olarak nitelendirdiği tüm Alevilerin davranışı. Yani namaz, oruç, hac gibi konularda Alevilerin inancını 'yanlış' olarak niteleme hakkını kendinde buluyor. Üstelik bunu diyen bir profesör, bir eski DİB Başkanı." diyerek sözlerini noktaladı.
İşte Vatan gazetesinin internet sitesinde yer alan o skandal yazı:
Sünni genci seven Alevi bir kızın mektubu
Merhaba hocam. Yazılarınızı severek okuyorum. 22 yaşında Alevi bir genç kızım. Sünni biriyle üç seneye yakın çıktım. Ailesi baktı ki bu iş uzuyor, ciddiye biniyor, "Bu ailede sana yer yok" deyip bizi ayırdılar. Ramazan orucunu tutuyorum, abdest alıyorum. Ama erkek arkadaşım, "Ne yaparsan yap bizimkilere yaranamazsın" dedi. Çok dindar olduğu için ailesinin rızasını almadan benimle evlenmek istemedi. Çünkü annesi "Hakkımı helal etmem" demiş. Ben de ailesiyle arasını açmamak için çekildim. Sevgimiz için mücadele mi etmeliydik? Yoksa kadere razı mı gelelim? Anlamıyorum, bir anne babanın evladı mutsuzken içi sızlamıyorsa biz evlatlığımızı nasıl yapabiliriz? Onların istediği olsun diye şu an ikimiz de kahroluyoruz. Tekrar başlarsak kötü dualarını mı almış oluruz? Rızaları olmadan evlenirsek yanlış mı yapmış oluruz? (E. Y.)
CEVAP: Bu sütunda benzeri konuları çok yazdım. Önemli olan mezhep değil, Alevi Sünni değil, Kur'ân'ın emirlerini ve Peygamberimizin sözlerini tutmak, bunları elden geldiğince uygulamaktır. Uygulamada kusur olsa bile en azından bunları yürekten kabul etmektir. Siz madem birbirinizi seviyorsunuz, sizi seven gencin ailesini razı edebilirsiniz. Nasıl yapacaksınız bunu? Gidip onlara diyeceksiniz ki: "Ben de aynen sizin gibi Müslümanım. Namaz da kılıyorum, oruç da tutuyorum. Ben bunları yapıyorum. Mezhep, din değildir. Kur'ân'ı ve sünneti kabul eden her insan Müslümandır. Mezhep önemli değil, önemli olan Kur'ân'a inanıp onu uygulamak değil mi? İşte ben bunu yapacağım."
Bazı Sünni kesimin Alevilere karşı soğuk davranışı, açıkça söyleyeyim aşırı Alevilerin dinin emir ve yasaklarını dışlamalarından, bunlara gerek görmemesinden kaynaklanıyor. Böyle düşünen kişi ne Sünni'dir ne Alevi'dir ne de Müslüman'dır. Ah şu işin aslını insanlar bir öğrense bu kadar tartışmalara hiç meydan verilmez. Onlara Kur'ân ve sünnet hükümlerini kabul ettiğinizi söyleyin. İçtenliğinize inanırlarsa sizi benimserler. Böyle davranırsanız kazancınız olur, hiçbir şey kaybetmezsiniz. Müslümanlığı yaşamak kadar güzel bir şey var mı?
Alevionline - 20 Ekim 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.