Ünal ÖZMEN : Talim Terbiye'den 'pis koku'lar geliyor
(...) Son yedi yıldır altına imza attığı ne bilimsel bir raporu, ne de 'bilimsel ve bağımsız' bir kararı bulunan kurul "Bu kişinin şiirlerinin...
(...) Son yedi yıldır altına imza attığı ne bilimsel bir raporu, ne de 'bilimsel ve bağımsız' bir kararı bulunan kurul "Bu kişinin şiirlerinin ders kitaplarında kullanılmasını istemiyorum" diyerek Nâzım Hikmet'in şiirlerini ders kitaplarından çıkartan, "Sarışından Türk olmaz" diyen, "İslama göre aklı olmayanın dini de yoktur" görüşünü felsefe kitaplarının Felsefe ve Din ünitesine eklemeye çalışan, Delocraix'in özgürlük tablosunu ders kitaplarında görmek istemeyen, Canova'nın Paulina Borghese adlı heykeline kafa takan üyelerle bakanın kişisel ve siyasi kararlarına meşruiyet sağlayan bürokratlaştırılmış bir yer hâline getirildi...
Ünal ÖZMEN : Talim Terbiye'den 'pis koku'lar geliyor
21 AKP milletvekilinin imzalı talebi üzerine Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı (TTKB)'na atanan Prof. Dr. Ziya Selçuk'un ardından, aynı heyecanla başkanlığa getirilen Prof. Dr. İrfan Erdoğan da geçen hafta görevden alınmadan önce istifa etti!
Kurulduğu 1926'dan bu yana Talim Terbiye'de 21 atanmış başkan görev yaptı. AKP iktidarına kadar hiçbiri istifa ederek görevinden ayrılmadı. Peki, AKP kendi atadığı başkanlardan ne istiyor da adamlar ardında birçok soru bırakarak istifa ediyor?
İstifa edenlerin dilekçelerine bakarak, inandırıcı gerekçeye ulaşmak olanaksız. Bunun arkasında başka ve önemli nedenler var. TTKB'yi en iyi tanıyan, karar ve uygulamalarını yakından izleyen biri olarak, gerekçelerini onlar (istifacılar) adına açıklamaya çalışayım. Ama önce TTKB'yi tanıyalım.
1 Kasım 1926'da Talim Terbiye Dairesi adıyla 'Ülkede eğitim ve öğretim ilkelerini bilimsel ve bağımsız bir merkezden yönlendirmek amacıyla...' kurulan ve daha sonra adı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı olarak değiştirilen kurul, eğitim ve öğretimle ilgili ilke ve politikaları belirler. Buna göre hazırlanmış kanun, tüzük, yönetmelik ve yönergeleri inceler, değerlendirir, görüş bildirir. Öğretim programlarını hazırlar, öğretim materyallerinin standartlarını belirler ve hazırlar. Kısaca söylemek gerekirse ülke için gerekli (?) 'insan tipini' ve eğitim-öğretimin stratejisini belirler.
AKP döneminde TTKB Yönetmeliği ile kurumun hizmete dönük çalışmalarını düzenleyen diğer yönetmelik ve yönergelerinde kapsamlı değişikliklere gidildi. Değişikliklerin hiçbiri daha iyi hizmet üretmek amacıyla yapılmadı; her türlü değişiklik kadrolaşma, eğitimi dinsellestirme, özelleştirme ve öğretim materyallerinin ürettiği rantı yönlendirmeye hizmet etmek amacıyla gerçekleştirildi. Mevzuat ve kadro değişiklikleri, AKP ile organik ilişki içinde olan cemaatlerin, yıllık cirosu 2 milyar doları aşan ders kitabı ve yardımcı materyal pazarının ürettiği ranttan pay almalarına yönelikti. Bundan dolayı olağan süresi 5-6 yıllık çalışmayı gerektiren programların ve ders kitaplarının değiştirilmesi olağan dışı yöntemlerle baş döndürücü bir hızla birkaç ayda tamamlandı (!).
Mevzuat değişiklikleriyle emre amade görev yapacak kişilerin etkin görevlere getirilmesi eşzamanlı yapıldı. Ders kitaplarını incelemek/inceletmekle görevli idari ve uzman personelden yönlendirilmesinde güçlük çekilecek kişilerin tasfiyesi yoluna gidildi. Niyet rant yönetimiyle ilgili olunca kadro da ona göre oluştu: TTKB'nin kuruluş ilkelerini günümüze uyarlayıp proje üretip yaşama geçirecek bir yapı oluşmadı.
Son yedi yıldır altına imza attığı ne bilimsel bir raporu, ne de 'bilimsel ve bağımsız' bir kararı bulunan kurul "Bu kişinin şiirlerinin ders kitaplarında kullanılmasını istemiyorum" diyerek Nâzım Hikmet'in şiirlerini ders kitaplarından çıkartan, "Sarışından Türk olmaz" diyen, "İslama göre aklı olmayanın dini de yoktur" görüşünü felsefe kitaplarının Felsefe ve Din ünitesine eklemeye çalışan, Delocraix'in özgürlük tablosunu ders kitaplarında görmek istemeyen, Canova'nın Paulina Borghese adlı heykeline kafa takan üyelerle bakanın kişisel ve siyasi kararlarına meşruiyet sağlayan bürokratlaştırılmış bir yer hâline getirildi.
TTKB, eğitim kurumlarının kullandığı her türlü eğitim materyalinin standartını belirlediği gibi MEB'in taraf olduğu ihalelerde alınan malların denetimini de yapıyor: TTKB onayı olmayan ders kitabı ile yardımcı materyaller MEB ihalelerine katılamıyor. Kısacası TTKB, AB projeleri, Dünya Bankası ve AB hibeleri ile ücretsiz ders kitabı gibi milyarlarca dolarlık kaynak hareketinin içinde etkin bir konumda.
Bilgi teknolojilerinin eğitim uygulamalarındaki öneminin artmasına koşut olarak teknolojik ürün kullanımının yaygınlaşması, bu alana yönelik harcamaları da artırmaktadır. Örneğin, eğitim kurumlarında bilgisayar kullanımının artması, bilgisayar ortamında hazırlanmış eğitim materyallerinin ve yazılımlarının tüketimini de artırmaktadır. Bunların kullanımı TTKB onayı ve önerisini gerektirdiği için kurum, eğitim sistemine yön vermekten öte sistemin ürettiği ranta yön verir hâline getirildi. Bu durum, kurumla idari bağı olan bakanlığın diğer birimlerinin iştahını kamçılamakta, her etkili/yetkili kişi aç gözlü bir şekilde TTKB üzerinde egemenlik kurmaya çalışmaktadır. Şimdi de kuruluş amacından sapan TTKB'de hizmete yönelik işlerin nasıl yürütüldüğüne ve sonuçlarına bakalım.
1. Ders Kitaplarının İncelenmesi: Özel yayın evleri tarafından hazırlanan taslak kitaplar, yayın evinin özelliğine göre incelenebiliyor; Aynı sınıf ve derse yönelik olarak farklı yayın evleri tarafından hazırlanan kitaplar incelenirken, kullanılan inceleme ve değerlendirme ölçütleri yayın evine göre değişebiliyor. A yayın evinin kitabında hata sayılan, B yayın evi için hata sayılmayabiliyor; farklı yayın evlerine ait kitaplarda tespit edilen aynı hata, farklı kodlamalarla avantaja/dezavantaja dönüştürülebiliyor. Herhangi bir branşta uzmanlaşmış elemanlardan oluşan ve sürekliliği olan komisyonlar yok. Komisyonlar yayın evlerine göre oluşturulabiliyor. Taslak ders kitapları, kitabın hazırlandığı branşla ilgisi olmayan kişilere incelettirilebiliyor. Ders kitabı olarak kabul edilmesi sakıncalı olanlara onay verilirken iyi hazırlanmış kitaplar reddedilebiliyor.
2. Yardıma Eğitim Materyalleri: MEB ihalesine katılacak veya MEB tarafından satın alınacak eğitim materyallerinin incelenmesi de ders kitabı incelemesi gibi usulsüz ve kuralsız bir şekilde gerçekleştirilip 'duruma göre' onaylanıp/reddedilebiliyor. Uygunluk kararları ihalenin ardından verilebildiği gibi inceleme, kurum dışında başka yerlerde yapılabiliyor. İncelenmesi en az 3 ayda tamamlanabilecek çoğu İngilizce olarak hazırlanmış binlerce sayfalık A4 boyutundaki kitaplar, ekleri CD ve kasetler bir günde incelenip 'uygunluk kararı verilebiliyor.
3. Ders Programlan: Taslak aşamasındayken bazı yayın evlerine pazarlanabiliyor. Üst düzey yetkililer programı pazarladıkları yayın evlerine kitap hazırlıyor veya hazırlatabiliyor. Programa önceden ulaşan yayın evi ilgili kitabın hazırlanmasında avantaj sağlıyor. Herhangi bir programın revizyon çalışmasında görevlendirilen üyelerden hiçbirinin o programla branş ilişkisi olmayabiliyor.
4. Kurum Kadrosu: TTKB'ye bağlı birimlerde birkaç kişinin dışında müdür, müdür yardımcısı, şube müdürü, daire başkanı gibi makamların tümü görevlendirilmiş kişilerle yürütülüyor. Görevlendirilen kişiler, yaptırılacak iş ve işin süresine bağlı olarak sık sık değiştiriliyor. Herhangi bir kişi kadrosuz bir şekilde daire başkanı, şube müdürü ve kurul üyesi olarak görevlendirilirken daire başkanı, daha önce sicil amirliğini yaptığı öğretmenin emrine verilebiliyor.
Onlarca kadrolu uzman öğretmene yıllarca hiçbir inceleme komisyonu görevi verilmezken okullardan yüzlerce öğretmen aynı iş için komisyonlarda görevlendirilebiliyor. Komisyonlarda görevli öğretmenler mevzuata göre sınavla alınıp hizmet içi eğitimden geçirilmesi gerekirken bu kural son beş yıldır hiç uygulanmıyor.
5. Suçlular Suç Yerinde: Reddedilmesi gereken kitaplara uygunluk kararı verdiği müfettişlerce tespit edilip cezalandırılan kişiler yönetici ve kurul üyesi olarak atanabiliyor. Hüseyin Çelik'in izni ile açılan soruşturmada bakanlık müfettişlerinin hakkında "TTKB'de görevlendirilmesi sakıncalı" raporu verilen birçok öğretmen ve yönetici hiçbir yargı kararı olmaksızın alındıkları görevlere atanabiliyor.
6. Sözlü talimatlarla, sahte belgelerle işlem yapılıyor/yaptırılabiliyor.
Liberal aydınların desteğini sağlamak, eleştirilerden kaçınmak, 'pisliği' gizlemek için akademik kariyerinden dolayı kurul başkanı olarak atanmış kişiler, idari deneyimsizliklerinden dolayı bu yasa ve ahlak dışı uygulamaları iki yıl sonra fark edebiliyorlar. Ancak o zaman bu 'pisliğin' figürü olarak kalamayacaklarını anlayıp seslerini yükseltiyorlar. (Kurul başkanlarının iki yılda fark ettiğini, Fransız Eğitim Bakanlığının Fransa'da yaşayan Türkiye vatandaşı çocuklar için program ve materyal hazırlamak için TTK'da görevlendirdiği Eric Cotro bir yılını tamamlamadan fark etmişti. Fransız uzman, süresi dolmadan, katıldığı projenin tamamlanmasını beklemeden ülkesine döndü. Gerekçesi: 'İlkesiz, kuralsız ve inisiyatifin bireylerin elinde olduğu' bir yerde çalışmak istememesiydi. Yerine gelen Katy ne kadar dayanır bilemem...)
Şimdi Hüseyin Çelik, kendisine, kamuoyunun 'iyi' yönleriyle tanıdığı büyük olasılıkla profesör olana kadar "'Atatürkçülük de yapmış saf bir akademisyen daha bulacak. Bakanın başkanlık teklif edeceği kişiye önerim, bakana "Sağ ol kardeş! Kurumu bu noktaya getirenlerden birini başkan olarak atamalısın. Uzaklarda aramana da gerek yok, yakın çevrende bu kişilerden fazlasıyla var" demek olmalı.
Umarım Talim ve Terbiye Kurulu başkanlarının istifa etmelerinin nedenleri hakkında bir çıkarımda bulunmanıza yardım etmişimdir.
NOT: TTKB'deki 'pislikler, bakanın ya da başbakanın atadığı müfettişler tarafından ortaya çıkartılamaz. Kurumu, çevresinden geçenleri bile kirleten 'pislikten' kurtarmanın yolu, bağımsız ve evrak incelemede uzman bir savcının tüm belgelere el koymasıyla mümkündür. Aynen Keçiören Tapu dairesinde olduğu gibi...
Ünal Özmen
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy5562 = 'unalozmen' + '@';
addy5562 = addy5562 + 'birgun' + '.' + 'net';
var addy_text5562 = 'unalozmen' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';
( '' );
5562 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
BİRGÜN - 26 Şubat 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.