Umudun Yüzü Hüseyin
Umudun Yüzü HüseyinKureyş Muhammed'e kucak açtı Medine'de.Bir ateş mezar oldu Kerbala Hüseyin'e ..."
Umudun Yüzü Hüseyin
Kureyş Muhammed'e kucak açtı Medine'de.
Bir ateş mezar oldu Kerbala Hüseyin'e ..."
Nazım Hikmet
Ali'nin oğludur. Ehlibeyt'in beşincisi; Oniki İmam'ın üçüncüsüdür. 626 yılında dünyaya geldi. 10 Muharrem 680 tarihinde Kerbela'da şehit düştü. Mitolojik anlatıma göre annesinin karnında altı ay kalmıştır. Peygamber Zekeriya oğlu Peygamber Yahya'nın dışında altı aylıkken doğduğu kabul edilen tek çocuktur. Ancak onu var eden bu kimliksel doğuşlar değildir. İçindeki insanlık iradesi ve kıvancıdır. O toplumsallığa tanrısal buyruklarla yaşam vermeye değil, yaşananlara karşı, düzen içindeki çelişkilere karşı her ne olursa olsun karşı durmak gerektiği üzerinden eyleme geçen kişi olmasıdır. Bu nedenle onu bir dinin parçası sayanlar toplumsal mücadelesini anlayamazlar. O sadece bir dinin direği gibi Kerbela mazlumu değildir. O insanlığın umut ışığı olmak gerektiğini sadece diliyle değil, eylemiyle de gösterendir.
İnsanlık tarihinde bazı isimler vardır. Bu isimler insanlık onurunun kıvılcımını çakarlar. Bu isimler işitildiğinde insanların gönülleri sevgiyle, aşkla, hüzünle, coşkuyla dolar. Bu isimler insana insan olduğunu anımsatır. Bu isimler onurun, onurlu yaşamanın inançları için ölmenin, zülme karşı direnmenin, emanete sahip çıkmanın, geleceğe onurlu bir miras bırakmanın simgeleridir. O nedenle insanlık en umutsuz noktasında ağlayışı bir yana bırakıp, insanlığın bu tarihsel ve gerçek mirasına koşar. Direncini ateşte biler gibi örnek olmuş timsallerle buluşur. Bu nedenle bu isimler özlemdir, tutkudur, barıştır, kardeşliktir, güzelliktir, dirençtir, kavgadır, direniştir, karşı koyuştur, erdemdir, sönmeyen ateştir, mutluluktur, insanlığa ve umuda aşktır.
Mazlumun tarihi bu isimlerle yazılır. Geleceği bu isimlerin umudu ve direnişi kurar. Zalimler bu isimlere karşıdır, çünkü çıkarlarını bozanlar açıktadır, korkusuz ve çıkarsızdır. Mazlumlar güçlerini bu isimlerden alırlar, çünkü kıvanç, umut ve eylemleri birleşmiştir. Zulmü bu isimler boğar, çünkü bu isimler aydınlık günlerin müjdecisidir. Bu isimlerle var olunur, bu isimlerle yok olunur. Hüseyin bu isimlerin sözcüsü ve simgesidir. Zalime karşı çıkanın adıdır.
Bu isimlerin üstünlüğünü düşmanları da inkar etmez. Hüseyin, sevenleri için gurur, düşmanları için korkudur. Emevi düşüncesini o topraklarda umut düşünü eken Hüseyin şiarı tüketti. Bu nedenle Hüseyin adının yarattığı hüzün ve coşku Aleviler gibi nice halka duaz-ı imamlar söyletti. Semahlar bu isimle dönüldü. İsyanları bu isim kopardı. Ölümü bu isim hiçe saydı. Kalkan "Ya Ali Medet" dedi. Düşen "Ya Hüseyin" dedi. Düşen Ege'nin umutlanmış toprağında Yetiş Ya Baba Sultan dedi.
Bu ismin uğruna başlar verildi, deriler yüzüldü. Bu isim için kırk bin kişi günlerce, gecelerce kuyulara gömüldü. Bu isim için insanlar yakıldı. Bu isim için Maraş'ın kapılarına, duvarlarına kazılan yazılar, çarpılar düşmanlığın devamıdır. Kundaktaki bebekler, hamileler, yaşlılar onun umuduna sıkılan kurşunlardır. Kerbela yı tazelemektir. İnsanlık nice kez can pazarına düşerken Hüseyin ismini şiar edinen tarihin mirası karşısında kalmıştır. İnsanlığın özgür ve yaşanır kılınması bu isim için ölüme gidilerek yazıldı, yazılıyor.
"Zalimin zulmüne karşı gelmemek mazluma yapılacak en büyük kötülüktür. Ben zalimlerle birlikte varlık içinde yaşamayı alçaklık, zalime karşı gelerek bulacağım ölümü ise yücelik sayarım" diyen Hüseyin'in sözü, insanlık düşü olmayanlar için hiçbir şey anlatmaz. "İnsan, her biat isteyenin önünde eğilmeye alışırsa inanç nerede kalır, onur, şeref nerede kalır..? Sanılmasın ki Yezit'e boyun eğmeyişim kibrimdendir. Ben onun gibilerin gücünü kıracak birilerinin şu dünyada var olabileceğini ortaya koymaya çalıştım. Bu inancımın karşılığında, kanımın akıtılmasına razıyım" diyen Hüseyin insanlığa umudun ve ateşin nasıl yakılması gerektiğini göstermiştir.
Kerbela da güçlünün zulmüne karşı direnişi hala sürdürebilme gücünü üzerinde ritüel bir dil ve eylemle tutabilen Aleviler, Aleviliği'nin yolunu çizmiştir. İnancımızdaki Ehlibeyt çocuklarını önder kabul etme, onların yolundan ayrılmama, insanlığın hakkı için zalime boyun eğmeme, sevgi ve barış geleneğinin tohumları Kerbela'da bir destan yazmıştır. Bu Alevilerle, oniki imamcı kültün kardeşliğidir. İnsanlığın, görmeden birbirine kurduğu soy altın zinciridir: Altın soy zinciridir. Orada zalim değil mazlum kazanmıştır. Alevilik bu direnişi, kazancı, umudu, ışığı insanlığa taşıyan kültürdür. Mirasın belleğidir.
Kerbela toprağına zalimin zulmü gömülmüştür. Yezit'in düzenini reddeden, sömürüyü yukarıdan aşağıya kurumsallaştıran sistemine karşı bir avuç insanın inanma düşü, onur mücadelesidir. İnsanlık onurunun öldürülemeyeceği Kerbela Çölü'nde kanıtlanmıştır. Kerbela Katliamın'dan sonraki günlerde yaşanan olaylar "Mazlumun zalimden öç alacağı gün, zalimin mazluma zulmettiği günden daha çetindir" diyen Ali'nin sözünün haklılığını perçinlemiştir. Zulmün hiçbir zaman ebedi olamayacağı, zalimin döktüğü kanda boğulacağı Emevilerin, Abbasilerin ve Osmanlıların yıkılışında da görülmüştür. Bizlere düşen görev insanlığın kurucularının bıraktıkları onurlu mirasa, insanlığın yeni direnci ve aklıyla, biriken felsefesi ile sahip çıkmak, bu mirası gelecek nesillere taşımaktır.
Bir sözünüz varsa tarihe, düşlerinize ve yaratıcı ellerinizi ve aklınızı kullanabilmektir. Yalnızlığınızı yenebilmek ancak tarihe karşı insanlık suçu işleyen zihniyete karşı kılıçtan keskin bir umutla karşı durabilmektir. İçinizdeki umudu örgütleyebilmek ve tarafsız kalmamak en büyük düşlerin avucunuzun içinde açmaya başlamasıdır. Zor karşısında dikenlere sarılmaktansa, kanayarak ve çiğnenerek yok olmaktansa, insanlığa bir adım yakın olmak gerek. İnsanlık şimdi sizsiniz. Kerbela'nın mitolojik düşü şimdi insanlığa Alevi nin ritüelinde, nefesinde yaşıyorsa bu susmayan tarihin konuşmasıdır, belleğidir. Yaratıcılığı, insanlık düşünü alev alev insanlığa taşınmak için tazelenmesidir.
Hasan Harmancı
Sosyal Antropolog
KAYNAK : Alevihaber.com - 9 Ocak 2009
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.