Duruşmaya Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı Celal Fırat, HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, CHP milletvekilleri Ali Şeker, Orhan Sarıbal, Sol Parti’den Alper Taş, Avrupa’dan parlamenterler, Alman akademisyenler ve Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere, Belçika, İsviçre ve İsveç’ten ve Türkiye’nin birçok ilinden çok sayıda Alevi yurttaş ve STK temsilcisi katıldı. Duruşmayı Alman Devlet Kanalı ZDF de takip etti.

Turgut Öker duruşmada özetle şu savunmayı yaptı:

''İnancımızda bugüne kadar insanlığa yönelik elini kana bulaştıranları her zaman lanetlemişizdir. Cem ibadetimizde de mazlumlara zulmedenleri, katledenleri lanetlenmeden cem yürütülmez. Bu nedenle bu davaya konu olan; 3. Köprüye Yavuz’un isminin konulmasını bir kutlama mesajıyla mı kamuoyuyla paylaşmam bekleniyordu? Tabi ki lanetleyecektim.

Bu davadaki bir başka konu ise kendi kurduğumuz Yol Televizyonunun kapatılmasına tepki olarak yaptığım paylaşım. Tabi ki ben bunu protesto ederim. Düşünün ki insanlar dişiyle, tırnağıyla, yıllarca kendi emekleriyle bir TV kanalı oluşturuyorlar. Ama iktidar kendisinin yandaşlığını yapan 400-500 kanalı çok görmüyor ama Alevilerin 1 kanalından rahatsız olup kapattırıyor. Bu durumu protesto edip, buna yönelik muhalif ifadeler kullanmam kadar doğal bir şey olamaz.

Bugünkü iktidarda olan güçler nezdinde şu an Cumhurbaşkanı olan şahısla, ben Alevileri temsilen, kendisi de milli görüşü temsilen daha önce birçok platformda yan yana gelmişizdir. Karşılıklı konuşup, fikirlerimizi birbirimize beyan etmişizdir. İşin ilginç tarafı bugün o şahsiyet Cumhurbaşkanlığı zırhıyla bize yönelik ağzına gelen her şeyi söylüyor ama biz en ufak bir fikrimizi beyan ettiğimizde Cumhurbaşkanına hakaret olarak kabul edilip yargılanıyoruz. Bu adaletli, vicdanlı bir yaklaşım değildir.

Bu anlamda kişi olarak bana yönelik Turgut Öker’e ne ceza verirseniz verin baş göz üstüne, hiçbir itirazım yok ama ben bugün burada Alevi toplumunun ilkeleri suçmuş gibi yargılanmaya asla müsaade etmem. Yani Turgut Öker’i yargılayabilirsiniz ama Aleviliği ve Alevi toplumunu var eden değerleri asla yargılayamazsınız.

Bu nedenle üst üste gelen davalardan, gözaltılardan artık kamuoyu da yoruldu. Bu kaçıncı kez yargılanmam, kaç defa gözaltına alındığımın haddi hesabı yok. İktidarda olmasının avantajını kullanan güçler, özellikle Sabiha Gökçen havalimanı adeta benim bir gözaltına alınma merkezim haline getirdiler. Bana destek olmak için şu an burada (mahkemede) bulunan arkadaşlar neredeyse ayda bir gözaltına alındığım Sabiha Gökçen havalimanında da yanımdadırlar.

Bugüne kadar bizim fikirlerimiz karşısında düşünsel düzeyde cevap veremeyenler, bugün bulundukları konumun kendilerine sağladıkları avantajlarla bize zulmetmeye çalışıyorlar. Artık bu zulüm bir an önce bitsin. Ceza vereceklerse de versinler. Hiç kimseden veya hiçbir şeyden korkumuz yok. Ama bizim ilkelerimizi, değerlerimizi bugün iktidardalar diye yargılayamazlar. Tarihte de zamanın egemenleri tarafından birçok Alevi önderi yargılanmıştır. Ama onların bugün hepsi bizim değerlerimiz olarak yaşıyorlar. Bu anlamda elbet bugünün yarını da vardır. Bu karanlık günlerin de bir çıkışı olacaktır!''