Turgay FİŞEKÇİ : Siyasal Şiirde Yeni Bir Örnek
Turgay FİŞEKÇİ : Siyasal Şiirde Yeni Bir ÖrnekGeleneğimizde siyasal şiirin güçlü bir yeri vardır. Osmanlı’nın çöküş...
Turgay FİŞEKÇİ : Siyasal Şiirde Yeni Bir Örnek
Geleneğimizde siyasal şiirin güçlü bir yeri vardır. Osmanlı’nın çöküş dönemlerinde Namık Kemal ve Tevfik Fikret’in şiirleri, yurt ve insanlık sevgisini yücelten yanlarıyla çağdaş toplumumuzun kurulmasında önemli roller üstlenmişlerdir.
Siyasal tavır ve söylem, Cumhuriyet dönemi şiirininse ana izleklerinden biridir.
Nâzım Hikmet’in toplumcu dünya görüşüyle tanıştırdığı şiirimiz, 1930’lardan 80’lere dek güncel siyasetle yoğun bir ilişki içinde oldu. Kimi zaman lirik söyleyişlerle, kimi zaman epik destanlarla, kimi zaman da ironik yaklaşımlarla siyasal mücadele içinde yer aldı.
***
1980 yılına girilirken, ülke siyasal mücadele ve çatışmalar içinde allak bullak olmuşken, dönemin yeni parlayan genç şairlerinden Yaşar Miraç’ın üç kitabı birden yayımlanmıştı. Bu kitaplardan “Trabzonlu Delikanlı”, Karadeniz geleneksel söyleyişlerini çağdaş bir duyarlığa dönüştürmesiyle 1980 yılının Türk Dil Kurumu şiir ödülünü kazanmıştı. Ozanın aynı yıl yayımlanan “Gül Ekmek” adlı kitabı işçinin, alın terinin güncel şiirlerinden; “Taliplerin Ağıdı” ise, öldürülen TÖB-DER’li öğretmen Talip Öztürk’le, canından olmuş çok sayıda yurtsevere yakılmış ağıtlardan oluşuyordu.
Aynı yıl bir darbe ile iktidara gelen dönemin devlet başkanı Kenan Evren, bu şiirlere, söylevlerine konu edecek kadar çok kızmış, sıkıyönetim mahkemeleri genç ozanın peşine düşmüşlerdi.
***
Bütün bu baskılardan mı nedir, şiirimiz bu tarihten sonra hızlı bir içe kapanma sürecine girdi. Günümüzde ne alanlarda şiir okuyanlar kaldı ne de şairlerden böylesi şiirler bekleyenler. Toplumla bağı kopan şiir, yayınevi programlarından da, kitapçı raflarından da kaldırıldı. O dönemde beş bini aşan satışlara ulaşan Yaşar Miraç bile şiirlerini bastıracak yayınevi bulamaz duruma geldi.
Neyse ki gerçek ozanlar, ülkenin, dünyanın ya da kendilerinin başına gelenlerle şiirlerini, tutumlarını değiştirmiyorlar. Kendilerini dinleyen, okuyan olsa da olmasa da doğru bildiklerini söylemeyi sürdürüyorlar. Çünkü ozan sözü günlük değildir; bugün değeri bilinmez, yarın bilinir.
***
Sözcükler dergisinin temmuz sayısında Yaşar Miraç’ın yeni bir şiiri yayımlandı: “Hrant’a Mektuplar”. 19 Ocak 2007 günü, çalıştığı gazetenin önünde öldürülen Hrant Dink’e yazılmış 12 mektuptan oluşuyor şiir.
İlk mektuplarda ozan, kendi yaşamöyküsüyle Hrant’ın yaşamöyküsü arasında kurduğu benzerlikler ya da benzemezlikler yoluyla Anadolu insanlarının ortak yazgılarına dikkat çekiyor. Sonraki şiirlerde ise bir yakın tarih çözümlemesine ya da yorumuna geçiliyor. Burada ozan, tarih ve sınıf bilinciyle, tek tek tarihsel olayların üstüne çıkıp insan kimliğiyle tarihi şiirleştiriyor. 12. son mektupta ise, güncel bir siyasal sloganın nasıl çarpıcı bir şiire dönüşebileceğinin çok etkileyici bir örneğini veriyor.
Yaşar Miraç’ın “Hrant’a Mektuplar” adlı şiirinin önemi, bir yandan uzun süredir varlığı duyulmayan siyasal şiir alanında yeni, gür bir ses vermiş olması; öte yandan da ülke ve dünya sorunları üstüne şairlerin söyleyecek sözlerinin olduğunu, olması gerektiğini yeniden anımsatması.
Belki hepsinden de öte şairlerin de bir tarih yazıcıları, hem de kimsenin yazamayacağı biçimde birer tarih yazıcıları olduğunu göstermesi.
Böyle bakınca, “Hrant’a Mektuplar”ın günümüz şairleri, şiiri ve okurları için uyarıcı, uyandırı etkilerinin olmasını umalım.
TURGAY FİŞEKÇİ
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy25250 = 'turgay' + '@';
addy25250 = addy25250 + 'fisekci' + '.' + 'com';
var addy_text25250 = 'turgay' + '@' + 'fisekci' + '.' + 'com';
( '' );
25250 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
DEFNE GÖLGESİ / Cumhuriyet - 16.07.2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.