Turan ESER : Çorum Kuşsaraylılar Suya Sabuna Dokundu!
ÇORUM KUŞSARAYLILAR SUYA SABUNA DOKUNDU! "ADIMIZI VE HAKKIMIZI İSTİYORUZ!"13 Temmuz 2008 tarihinde, Kuşsaray Dernekleri Federasyonu ve Kuşsaray...
ÇORUM KUŞSARAYLILAR SUYA SABUNA DOKUNDU!
"ADIMIZI VE HAKKIMIZI İSTİYORUZ!"
13 Temmuz 2008 tarihinde, Kuşsaray Dernekleri Federasyonu ve Kuşsaray Köyü Muhtarlığı tarafından gerçekleştirilen 9.Çorum-Kuşsaray Sağmaca Şenlikleri'ne 5 bin üzerinde kişi katıldı. Bundan önce 8 Şenlik yapılmış. Artık geleneksel bir kimlik kazanan Çorum-Kuşsaray Sağmaca Şenlikleri her yıl düzenli olarak yapılıyor.
Kuşsaray Dernekler Federasyonu Başkanı Veli Karakurt, Başkan Yardımcısı Şeref Karataş, Yönetim Kurulu Üyeleri Aslan Erkan, Yüksel Ilıman, Hüseyin Sağlıcak, Sedat Ilıman, Köy Muhtarı Yusuf Keskin ve Kuşsaray Radyo Dj'leri Adalet Külcü ile Semiha Karataş daha önce bir basın toplantısı düzenleyerek herkesi şenliklerine davet etmişler.
Alevi hareketinde bu şenliğe katılım vardı. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Turgut Öker, Alevi Bektaşi Federasyonu Eski Genel Başkanı Turan Eser, Yol TV Yayın Kurulu Başkanı Necdet Saraç ile yurtdışından çok sayıda davetli katıldı.
Ayrıca AABK yönetim kurulu üyesi Turan MERİÇ, DAABF temsilcisi Aslan ERKAN'da iki nedenle buradaydılar. Hem Kuşsaraylı kimliğiyle, hem de Avrupa Alevi örgütlenmesinde olmalarından dolayı etkinliğin emektarlarıydı, ev sahipleriydi. Şenliğin diğer konukları ve sanat emekçilerimizden başta Ferhat Tunç olmak üzere, Necla Fındıklı, Songül Öztürk, Günal Kardeşler ve Murat Erkan-Grubu şenlikte hazır bulundular.
AABK Genel Başkanı Turgut Öker'le birlikte sabah erken saatlerinde şenlik alanına geldiğimizde, Kuşsarayı, sahnede asılı olan "Dostluğun, kardeşliğin, sevginin, barışın ve hoşgörünün coğrafyası Kuşsarayı'na hoşgeldiniz" yazılı pankartıyla tanımıştık. Beş bin üzerinde Kuşsaraylı ve dostu şenlik alanında yerlerini almış ve son hazırlıklar gözden geçiriliyordu. Tam bir komün ortamı ve anlayışı şenlik meydanında hakimdi. Herkes paylaşmak için kendinden bir şeyler katmıştı şenliğe. Alanda hakim olan duygu ve atmosfer "Çorumları bir daha yaşamamak için inadına örgütleniyoruz" mesajı veriyordu. Bu resim Alevilerin köy koşullarındaki yeni örgütlenme tecrübelerini ve biçimlerini görmek açısından önemliydi. Böyle bakıldığında Alevi yerleşim birimlerindeki örgütlüğün başarıları ve sürekliliğinin en önemli örneğini Çorum'a bağlı Kuşsaray sağmaca'da görmek mümkündü. Alevi hareketinin yükselen mücadelesi sonucu, son 10 yıldır Alevi köylerinde ciddi bir dayanışma ve örgütlülük ortaya çıkmıştır.
MUHABETİN DİLİNDEKİ MİZAH VE KUŞSARAYLI OLMAK
Bu açıdan Kuşsaraylıların öğrettikleri oldukça önemlidir. Kuşsaray ilginç ve ilginç olduğu kadar da hareketli, çalışkan, örgütlü ve siyasi olarak aktif bir köy. Örgütlenmesi ve mücadelesi asık suratlı değil. Güler yüzlü olmak, en sert tartışmalı ortamda bile mevcut. Hoşgörüsü oldukça belirgin. Bunu hemen hemen herkesin bir lakabı olmasında da görüyoruz. Her evde mutlaka lakabı olan bir kişi var. Lakapları ilginç ve hoşgörü içinde kullanılıyor. Örneğin "Cabbar", "hükümet", "sofu", "Şah İsmail", "Lülü", "Kırkçı", "Gübülük" ve "Amanet" gibi lakaplarla sesleniyorlar. "Cabbarın pınarı" da öyle. Buradan su ihtiyacını karşılayanlar, Cabbar lakablı İsmail Erkan'ı ve Mustafa Kahya'yı hatırlıyor. Tanık olduğumuz fikri tartışmalardaki "sözle mat etme" esnasında tansiyonun tepe noktaya çıktığını düşündüğünüzde, tarafların halayda el el, mücadelede omuz omuza olduğuna tanık oluyoruz. Lafla kavga ediyorlar. Şiddet yerine lafla dövmeyi tercih ediyorlar. Açık sözlüler. Lafı evelemiyor ve gevelemiyorlar. Siyasi iktidarların haksızlıklarından tutun, gündelik hayatın ilişkilerinde karşılaştıkları haksızlıklar karşısında Kuşsaraylının SÖZÜ dobra dobra evelemeden ve gevelemeden adresine ulaşıyor. Yani söz taşın gediğine konuyor.
Muhabbetlerindeki açık sözlülük ve dile sığınmış mizahı güçlü Kuşsaraylılar arasında olmak farklı bir keyif veriyor insana.
BİR ÇOK ALEVİ BÖLGESİNDE OLDUĞU GİBİ, KUŞSARAYINDA ÇEVRE TAHRİBATI VE SU İŞGALI YAŞANIYOR
Söz Cabbarın pınarından açılmışken, bu pınarların musluklarından akan doğal suların kaynağına Çorum belediyesi izinsizce el atmış. Çorum Belediyesi köyün ve Sağmaca'nın doğal kaynağı olan suyunu izinsiz ve köylülere sormadan merkeze taşımış. Köyün suyunun merkeze taşınması ile birlikte köylü arazi sulaması ve içme suyu için sıkıntı yaşamaya başlamış. Dertleri sadece bu değil; yine köylüden izin alınmadan, doğa ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri ve yarattığı tahribatlar dikkate alınmaksızın, Kuşsaraylıların yılladır gözleri gibi baktıkları ormanların, kar amaçlı kurulan taş ocağı nedeniyle yok edildiğine tanık olduk. Federasyonu yönetimi ruhsatın iptali için tepkili olduklarını Orman Müdürlüğü'ne dilekçe ile bildirmişler. Yetkilileri, tüm Alevi yerleşim birimlerinde (Maraş, Narlı, Ordu, Kaz dağları, Bergama'da) olduğu gibi "ruhsatının iptal edilmesinin söz konusu olamaz" diye köylüye cevap vermiştir. Şimdi Kuşsaraylılara mücadeleci kimliklerine uygun adımı atıyor. "Ruhsatı ya mahkeme ya da mücadale ile iptal ettireceğiz” diyerek pes etmeyeceklerini bildiriyorlar. Son dönemlerde Alevi yerleşim birimlerine ve köylerine yönelik bu insan ve doğa düşmanı girişimlerin artması oldukça manidar bir durum kazandı
KUŞSARAY AVRUPA BİRLİĞİ ÜYESİ OLMUŞ BİLE...
Kuşsarayı'nın Avrupa Birliğine'ne üyelik ya da AB'ye girme gibi bir derdi yok. Çünkü AB ülkeleri Kuşsaray'ına girmiş bile. Çünkü Kuşsaraylıların büyük bir kısmı AB ülkelerinde yaşıyor ve çoğu bu ülkelerin vatandaşlık haklarını almışlar. Avrupa'da yaşayan Kuşsaraylıların büyük kısmı şenlik alanındaydı. Köylerine, tarihlerine, dostluklarına, akrabalarına, ve Alevi kimliklerine olan bağlılıklarını örgütlü mücadelesiyle sürdürüyorlar. Kısacası tarihsel kökleriyle ilişkilerini güçlü tutuyorlar ve bunları yeni kuşaklara, çocuklarına aktarıyorlar.
Sadece köylerinin sorunlarıyla ilgilenmiyorlar. Türkiye'de sürdürülen demokrasi mücadelesinde Kuşsaraylı damarı kendisini hissettiriyor. Tıpkı Avrupa ve Türkiye'de Alevi hareketinin örgütlü mücadelesinde olduğu gibi. Alevilerin gerek Türkiye'de gerekse Avrupa'da örgütlü mücadelesine katkıları büyük. Kuşsaraylı gençlerin her biri kendi alanında bu mücadelenin bir yerinde, ya Alevi Web siteleri kurarak, ya radyo yayınları yaparak, ya da onlarca Web radyocusu ile Alevi kültürünün en önemli taşıyıcısı olan türküleri internet üzerinde dünyaya ulaştırıyorlar.
Kuşsaray Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Veli Karakurt açılış konuşmasında, dünyadaki tüm kötü gelişmelerin, küreselleşmenin, sermayenin ve yozlaşmanın Türkiye ve Kuşsaray üzerindeki etkileri uzunca anlattı. Alevi kimliği ve demokrasi mücadelesi üzerindeki baskılara karşı örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekti. Veli Karakurt devamla “AKP iktidarı geldiği günden bu yana uyguladığı ekonomik ve siyasal politikalarla işsizliğin, yoksulluğun, yolsuzluğun iki katına çıkmasına neden olmuştur. Emekçiler üzerindeki baskılar artırılmış, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik paralı hale getirilerek sosyal devlet ortadan kaldırılmıştır” tespitinde bulundu. Başkan "Evet Kuşsaraylılar kiraz veya dut festivali yapmıyorlar. Kuşsaraylılar suya sabuna dokunmayan festivaller yapmıyorlar. Kuşsaraylılar uğuruna nice fedakarlıklarda bulundukları demokrasi mücadelesinde hala en önde olduklarını ve bu uğurda daha bedeller ödemeye hazır olduklarını bir kez daha bütün dünyaya duyuruyorlar." derken, örgütlenme ve hak mücadelesini en üst düzeye çıkarılmasının çağrısını yapıyordu. Bu oldukça önemli bir mesajdı.
Danimarka'dan katılan Kuşsaray Dernekler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Aslan Erkan yaptığı hoş geldiniz konuşmasında, Pirsultan'dan, Hacıbektaş'tan, Nesimiden, Şeyhbedrettin'den gelen kültürel ve tarihsel kökleri ile Kuşsaray'da Deniz'le, Mahir'le, İbrahim'le buluştukları yolu anlattı. Alevilerin örgütlü mücadelesine Avrupa'dan katılarak güç verdiklerini anlatan Erkan, tüm katılımcıları Alevilerin ve demokrasi güçlerinin hak mücadelesine sahip çıkmaya davet etti.
AABK Genel Başkanı Turgut Öker'in yaptığı etkili konuşmasında, Alevilerin örgütlü mücadelesine Kuşsaray'da tanık olduğunu ifade etti. Öker konuşmasında "Kuşsaray bir köy olmasına rağmen Türkiye'de ve Avrupa'da yedi dernek kurarak federasyon olan tek köy örgütlenmesidir. Örgütlenme biz Alevilerin geleceği için kaçınılmaz bir tek yoldur. Çünkü Alevilerin bu ülkede layık oldukları yere gelmesi ancak güç ve örgütlenme ile mümkündür. Nüfusun üçte birini oluşturuyoruz. Fakat ne bürokraside, ne de siyasette bırakın gücümüz oranını, hiç temsil edilmiyoruz. Bu ülkeyi imamlar yönetiyor. Peki Aleviler neden yönetemez. Neden Aleviler yerel yönetimlerde ve genel siyasi yönetimlerde temsil edilmez. Alevilere yönelik siyasetteki ayrımcılığa ve dışlamaya karşı tek seçeneğimiz kendi gücümüzü örgütlü olarak açığa çıkararak siyasi alanda temsil hakkımızı kullanmaktır. Biz kimsenin arka bahçesi değiliz, kendi bahçemizi, kendi ormanımızı oluşturmalıyız. Önümüzde yerel seçimler var. Alevilerin talepleri nettir. Siyasal islamcı, gerici, ırkçı ve rantçı beledilere karşı, solun tek ve ortak adayı ile güç birliği yapmasıdır. Bu güç birliğinde Alevi hareketi motor güç olabilir. Ayrıca Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerde Alevi adayları desteklenmelidir." diyerek, Kuşsaraylılara, Çorumdaki yerel seçimlerde güçlerini birleştirmeleri çağrısında bulundu.
YOL TV KUŞSARAYLILARI KUCAKLADI VE DÜNYAYA TAŞIDI.
YOL TV 9.Çorum-Kuşsaray Sağmaca Şenlikleri'nı 4 saat boyunca canlı olarak yayınladı. Şenliğe katılamayan Kuşsaraylılar ve dostları YOL TV aracılıyla dostları ile buluştu. Uluslararası yayın yapan YOL TV'nin bu imkanı sayesinde, şenlik köy ve ülke sınırlarını dışına taşındı ve uluslararası izleyiciye sahip oldu. İzleyenlerin YOL TV üzerinden Kuşsaraya kutlama mesajları göndermesi bunun en güzel örneği oldu.
ÇORUM'DA YENİ BİR ALEVİ ÖRGÜTLENMESİ
Şenliğe Çorum'da yeni kurulan Alevi Kültür Merkezi Derneği Başkanı Nuri Aksoy dede ve ikinci başkan Güzel Erbaş dede ile yöneticiler katıldı. Çorum katliamın üzerinden yıllar geçti. Artık Çorum'da HBAKV'dan sonra birde ÇORUM AKM kuruldu. Çorum Alevi Kültür Merkezi Derneği 4 Haziran 2008 tarihinde Çorum Dernekler Masası Müdürlüğüne müracatını yaptı ve 1 Temmuz 2008'de tüzüğü Çorum Dernekler Masası Müdürlüğü tarafından onaylanarak resmen kuruldu.
Çorum Alevi Kültür Merkezi Derneği'nin Kurucuları Nurettin Aksoy, Başkan, Hüseyin Uysal, Ikinci Başkan, Güzel Erbaş Sayman, Rabia Ipek Sekreter, Hasan Yavuz Üye, Özgür Arat Üye, Abdullah Tunç Üye, Mürsel Yeşiloğlu Üye ve diğer dostlarımız. Çorum AKM Yönetimi ile birlikte önümüzdeki sürecin örgütlenmesi ve eksiklerin tamamlanması için Turgut Öker, Kültür Merkezi Derneği Başkanı Nuri Aksoy dede, ikinci Başkan Güzel Erbaş dede ve ben bir toplantı yaparak, Çorum'a dair önerilerimizi paylaştık.
Şimdi Çorum'da bu örgütümüze sahip çıkmak ve destek olmak için hepimize görev düşüyor.
Sonuç olarak, Kuşsaraylılar gibi açık sözlü olup konuyu bir talep ile bağlayalım. 12 Eylül ürünü olan Alevi köylerine cami yaptırma projelerinin başta Çorum olmak üzere, iç Anadolu bölgesinde yaygınlaştırıldığını tanık olduk. Şimdi bu asimilasyon ve inkar girişimleri olan, Alevi köylerine cami projesinin mağduru Kuşsaray'lılara önemli görev düşüyor. Kuşsaray köyü girişine yapılmış asimilasyon aracı olan caminin oradan kaldırılıp, o mekana bir Cemevinin yapılmasıdır. Kuşsaraylı'larada ancak bu yakışır. Çünkü her tür asimilasyon ve inkara karşı adımızı ve hakkımızı istiyoruz.
Turan Eser, ABF Eski Genel Başkanı, YOL TV Yönetim Kurulu Üyesi
ALEVİ HABER AJANSI – 28 Temmuz 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.