Tetikçileri kim besliyor?

ANKARA (02 .09.2009)- Sivas Madımak Katliamının failleri bir bir devletin resmi kurumlarında çıkıyor. Katliamın kara kutusunun 1998'e kadar devletten maaş aldığı ortaya çıktı. Bir başkası 2007'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde memurluk yaparken yakalanmıştı.

Vize almamış, Fransa'da görünüyor

Sivas Katliamının aralarında eski Sivas Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak'ın da aralarında olduğu 7 firari sanığının yargılandığı davaya Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. 31 Ağustos'ta görülen duruşmada, Sivas'ta yakılarak katledilen 33 aydının avukatı Şenal Sarıhan mahkemeye bir dilekçe verdi.

Şenal Sarıhan, dilekçesinde firari sanık Erçakmak'ın 1998 yılana kadar SSK'dan emekli maaşı aldığına ışık tuttu. Sarıhan, ayrıca 19 Eylül 2007'de bir nüfus müdürlüğüne Cafer Erçakmak'ın Fransa'da ikamet ettiğinin bildirildiğine, ancak yapılan araştırmada Fransa ve Almanya'nın bu kişiye vize vermediğinin öğrenildiğine dikkat çekti.

Av. Sarıhan, mahkemeden İçişleri Bakanlığı'na sanığın yurt dışına giriş-çıkış kayıtları ile bulunduğu ülkelerin sorulmasını ve 26 Mayıs 1998 kadar aldığı maaşın neden kesildiğini, bu tarihten önceki ödemelerin nereden yapıldığını ve aylığı kimin tahsil ettiğinin sorulmasını talep etti. Mahkeme heyeti, bu talebi kabul ederek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Büyükşehirde memurdu

Daha önce ise, Sivas katliamı sanıklarından İhsan Çakmak 2007 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde memurluk yaparken yakalanmıştı. Başka sanıkların ise firari görünürken askerlik yaptıkları, devletin kurumlarında resmi işlemler yaptırdıkları ortaya çıkmıştı. Alevi örgütleri, defalarca bu gerçeğe dikkat çekmiş, yaptıkları eylemlerle katillerin devlet tarafından korunmasını protesto etmişti.

Pir Sultan Abdal Derneği Mamak eski Şube Başkanı Mustafa Karabudak, İhsan Çakmak'ın peşine düşen PSAKD yöneticilerinden biriydi. Karabudak, 2007 yılında firari sanıklardan İhsan Çakmak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde memur olarak çalışırken yakaladıklarına dikkat çekiyor. Karabudak, “Biz o dönemde ailelerle yaptığımız eylemlerde devletin katilleri koruduğunu bir kez daha gündeme getirmiş ve devletin kaç tane katili koruduğunu sormuştuk” hatırlatmasında bulunuyor.

Yurt dışında da kollanılıyorlar

Sivas katliamı sanıklarına devlet korumasını Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç ve Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu'na sorduk.

Ali Kenanoğlu (Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı): Bu ülkede Maraş Çorum Gazi, 1 Mayıs'ta yaşanan katliamların failler her zaman resmi ideoloji tarafından korunmuştur. Sivas Madımak katliamı da bunların bir örneği, devlet, gerçeklerin açığa çıkmaması için katliamın sebeplerini ve gerçek katillerin arkasındaki güçleri, ele başlarını hatta tetikçileri dahi hala saklanıyor. Bilindiği gibi dönemin adalet bakanlarından Şevket Kazan katillerin avukatlığını yapmak istemişti. Bu da devletin davaya yaklaşımını ortaya koyuyor. Birileri bu katillerin konuşmasından korkuyor. O nedenle devletin bir yerlerinde kollanıyorlar. Ama sadece Türkiye'de değil, aynı zamanda yurt dışında da kollanılıyorlar. Almanya'daki örgütlerimiz katillerden birinin yerini tespit etmiş ve yetkililere bildirmişti. Ama bu kişi hakkında hala bir işlem yapılmadığını biliyoruz. Sivas katliamınındaki gerçeklerin ortaya çıkmaması için özel bir çaba sarf ediliyor. Ama Alevi örgütleri olarak tüm gerçekler açığa çıkana kadar bu sürecin takipçisi olacağız.”

Bunlar sadece bir kaçı

Kazım Genç (Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri): “Biz her platformda dillendirdik, Sivas Madımak katliamının birileri tarafından organize edildi ve sonrada sahnelendi. Bu birileri devletin bir yerlerinde olan birileriydi. Şimdide devlet bu işin organizesinde kullandıkları maşalarını korumaya devam ediyorlar. Cafer Erçakmak, İhsan Çakmak, 6 ay önce Sivas'ta ikamet ederken yakalanan iki sanık bunlardan bir kaçıdır. Keza madımak katliamında hiçbir devlet görevlisinin yargılanmaması bundandır. Bunların hepsini üst üste koyduğumuzda devletin Alevilere yönelik bir katliam planı vardı, bu plan sahneye konuldu. Bu katliamda katliamda görev alanlar koruma aşamasındalar korunuyorlar. Buda devletin işin işinde olduğunu gösteriyor. Bir önceki dönemde AKP'nin kültür bakanı Erkan Mumcu, 'Devlet içinde olduğu ve suçlandığı bir olayın anıtını mı diker' diyordu. Aslında bunu derken anıt yapılmasına karşı çıkıyordu ama ben devlet adamıyım biliyorum itirafı vardı. Devlet katilleri kullandığı, işin içinde kendinden de birileri olduğu için her alanda korumaya devam ediyor.”

ATILIMHABER - 02.09.2009