Son çalıştayda da bir şey yok
Son çalıştayda da bir şey yok7. Alevi Çalıştayı’nın ikinci günü sona erdi. Gündemde Madımak, Diyanet İşleri ve zorunlu...
Son çalıştayda da bir şey yok
7. Alevi Çalıştayı’nın ikinci günü sona erdi. Gündemde Madımak, Diyanet İşleri ve zorunlu din dersleri vardı.
Dün Kızılcahamam’da başlayan ve üç gün sürecek olan 7. Alevi Çalıştayı’nın ikinci gününde Madımak Oteli, zorunlu din dersleri ve Diyanet İşleri Başkanlığının durumu ele alındı.
“Madımak barış ve kardeşlik parkı olsun”
Çalıştayın sabah oturumunda Madımak Oteli gündem maddesi olarak ele alındı. Devlet Bakanı Faruk Çelik, “Madımak'ın yeni bir kin ve nefret yerini çağrıştırmayacak şekilde yeniden dizayn edilmesi konusunda fikir birliği oluştuğunu” belirterek , yerel yetkililer, hükümet ve mağdur yakınlarının da katılımıyla konunun teknik olarak değerlendirileceğini dile getirdi.
Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, Madımak Oteli’nin ve çevresinin kamulaştırılarak meydana dönüştürülmesi ve buraya sevgi ve barışı hatırlatan, Alevi-Sünni kardeşliğini pekiştiren bir anıt dikilmesini önerdi. Madımak'ta hem Alevilerin hem de Sünnilerin hayatını kaybettiğini belirten Doğan, “Madımak Oteli'nin yalnız Alevilerin sorunu olarak ele alınması yanlış bir yaklaşımdır ve Alevi-Sünni ayrışmasını ortaya atmak, varsa derinleştirmek için başvurulan bir yöntemdir” dedi.
Gazeteci-yazar Oral Çalışlar da, Madımak’ın yeniden yapılandırılmasında Sivas halkını ve sivil toplum kuruluşlarını da işin içine katan bir düzenlemenin doğru olacağını dile getirdi.
“Diyanet bu haliyle varlığını sürdüremez”
Doğan, ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu haliyle varlığını sürdüremeyeceğini ifade etti. Diyanet’in çalışma sistemiyle Türkiye'deki laik sistemi tehdit ettiğini ve Alevi-Sünni ayrışmasına neden olduğunu söyleyen Doğan, “Diyanet yıllardır 'İslam'da yalnızca bir tek ibadethane bulunabileceği ve bunun da cami olduğu', 'Aleviler kendilerini Müslüman kabul ediyorlarsa camiye gitmeliler' gibi söylemlerde bulunuyor. Bu da yurttaşları bütünleştirmek, ulusal birliği sağlamak yerine vatandaşları ayrıştırıyor” diye konuştu. Doğan, Diyanetin gayrimüslimler de dahil tüm inanç gruplarını temsil edecek şekilde yeniden yapılanması gerektiğini belirtti.
Bakan Çelik ise, “Diyanet İşleri Başkanlığı yasa tasarısıyla Diyanet bünyesinde alevilikle ilgili bir kurumun kurulacağı'' yönünde haberlerin hatırlatılması üzerine, Alevilerin talepleri ile Diyanet'in teşkilat yasasından mahrum olmasının farklı şeyler olduğunu söyledi. Tasarıdaki bir paragraftan yola çıkılarak bu tür yorumlar yapıldığını belirten Çelik, “Ancak o paragrafta çeşitli dini yorumlarla ilgili araştırma yapma ve ihtiyaç duyulursa birim oluşturma diye bir bölüm var. Diyanet tüm Türkiye'deki dini hayattan sorumlu, tasarıda tüm gelişmeleri takip edecek bir düzenleme olması çok doğal. Bu düzenlemeyle günlük olaylar arasında bağlantı kurmak doğru değil. Şimdiye kadarki çalıştaylarda 'Diyanet bünyesinde böyle bir yapılanmaya gidilsin' diye bir karar ya da tavsiye yok. Dolayısıyla onunla hiç ilgisi yok. Diyanet Teşkilat Yasası'yla ilgili düzenleme ve oradaki elastikiyet de başkanlığın araştırma alanının genişlemesi ve bütün fikir ve oluşumlara duyarsız kalmamasıyla ilgili. Kesinlikle söylüyorum Diyanet İşleri Teşkilat Yasası'yla ilgili hazırlıkların Alevi Çalıştaylarıyla direkt bağlantısı söz konusu değil” dedi.
Din dersleri kesinlikle “zorunlu”
Eski Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç da Anayasa'nın 24. maddesinin zorunlu din dersleri konusunda ayrıntılı bir düzenleme getirdiğini söyledi. Bu maddeye göre, dersin adının ''Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi'' olduğunu hatırlatan Altıkulaç, burada tüm mezheplerden çocuklara din eğitimi konusunda bilgiler verildiğini belirtti. Yasa ile çocuklarına ikinci bir din dersi aldırmak isteyen vatandaşlara seçmeli din dersi imkanı getirildiğini anımsatan Altıkulaç, seçmeli dersin çeşitli mezheplere ve inanç gruplarına göre düzenlenebileceğini ifade etti.
Ancak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde öğrencileri çeşitli din ve mezhepler hakkında bilgilendirecek birkaç ünitenin dışında Sünni inançlarına yönelik bir müfredat uygulanıyor. Ayrıca şu an için, seçmeli ikinci bir din dersine uygun olarak yapılandırılmış ayrı bir müfredat ve bu konuda eğitim almış öğretmenler bulunmuyor.
Çalıştay tıkırında!
Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun çalıştayda iki gündür dolu dolu tartışmalar yaşandığını ve somut önerilerin ortaya konduğunu söyledi. Karaca Ahmet Sultan Kültürünü Yaşatma ve Tanıtma Derneği Başkanı Muharrem Ercan da çalıştayın başarıyla devam ettiğini belirterek, ''Kimse dışarıdaki çığırtkanlara inanmasın'' dedi. Ercan, hükümetten en büyük beklentilerinin cemevlerine yasal statü kazandırılması, elektrik, su ve telefon faturalarının karşılanması olduğunu dile getirerek zorunlu din dersleri, Diyanet İşleri Başkanlığı, Madımak Oteli gibi konuların sonra değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Açılımın mimarı çalıştaya katılmadı
“Alevi açılımı”nın mimarlarından AKP’li milletvekili Reha Çamuroğlu’nun çalıştaya katılmaması ise dikkat çekti. “Alevilere yönelik psikolojik hareket var. Süreçten dışlandım. Ancak şimdi, olumsuz faturaya ortak olabileceğim durumlara davet ediliyorum. Alevisiz Alevi açılımına devam etsinler” dedi.
Çelik’in Çamuroğlu’na cevabı ise gecikmedi. Çelik, “ ‘Alevisiz Çalıştay’ diye başlıklar atılıyor. Burada İzzettin Doğan, Arif Sağ, Murtaza Demir'in de aralarında bulunduğu 24 Alevi katılımcı var. Bunları nereye koyacaksınız. Toplumda olumlu şeylerin yeşermesi için herkesin çok dikkat etmesi gerekiyor” dedi.
Faruk Çelik, çalıştaya katılmayan davetlileri eleştirerek ''Bu kadar emek verilen bir çalışmayı hiçe sayan bakış açısını ne Aleviliğe ne de sürecin çözümü konusunda dostane bir yaklaşım olarak göremeyiz'' dedi. Çelik, “Bu arkadaşlar davetiye almalarına, katılacaklarını bildirmelerine rağmen biz burada çalışmayı başlatırken onlar medyada başka türlü açıklamalar yapıyorlar. Eleştirilere açığız. Ama bu eleştiri falan değildir. Katılacağını ifade etmesine rağmen katılmamaları, medyaya da bu şekilde bilgiler vermeleri bu çalıştayın önemini hassasiyet içinde yürütülmesini zedeleyecek bir davranış olarak algılanabilir” şeklinde konuştu.
(soL - Haber Merkezi) - 29 Ocak 2010
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.