Solun İslamiyet Zaafı

Solun İslamiyet Zaafı

Unutulmamalıdır ki, sol-sosyalist düşüncenin güçlenmesindeki en büyük engellerden biri, batılı emperyalistlerin Ortadoğu ve yoksul halkların yaşadığı müslüman ülkelerdeki siyasal islamdır.

A+A-

Gerçekleri kabullenme erdemine sahip olan herkes iyi biliyor ki, dünya üzerindeki İslamofobinin nedeni gene, batılı ülkelerde yaşayan,gayrı medeni, gayrı insani,çağ dışı zihniyetini yaşadığı ülkelerin insanlarına dayatan, yaşadığı ülkelerde toplumsal kurallara uymayıp,kendi kurallarını hem kendi aidiyet alanına,hemde başka insanlara dayatan,müslümanların kendisidir.

Elbette,gelişmiş batılı ülkelerde,bir başka gericiliğin,bir başka sömürü ve rant kaynağı olan, ırkçı, faşist parti ve kurumların yaratmış olduğu atmosfere ve körüklemiş olduğu düşmanlığa karşı olacağız ve elbette yabancı düşmanlığının karşısında duracağız.

Ancak,bunu gericilikte,vahşette,birbiriyle yarışan ve birbirini rakip görenler arasında herhangi birinin tarafında olarak,ya da ellerine fırsat geçtiğinde, kendisi gibi olmayan hiç kimseye yaşam hakkı tanımayan, zihniyetlerden herhangi birinin diğerinin karşısında “ezilen” gibi görülüp, kirli politikalarına alet olmadan.

Çünkü,hem Avrupa ülkelerinde, hem de iktidar olmadıkları her yerde “ezilen” “mazlum” “mağdur” kılıfına bürünmeyi iyi beceren siyasal islam,demokratik hak ve özgürlükler adına mücadele eden, her siyasi kesim,kurum ve ya kuruluşu kullanmayı, insanların hümanist duygularını,kendi amaçları üzerinde süistimal etmeyi en iyi beceren,hatta savaş alanına yaşadığı ülkenin sol, sosyalist kesimlerini sürmeyi en iyi bilendir.

Oysa hem islamiyetin var olduğu tarihten itibaren,insanlığın yaşamış olduğu tarihi gerçekler, hem de günümüzde yaşananlar gayet iyi göstermiştir ki, siyasal islam insanlık açısından en az, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık kadar, hatta ondan kat kat daha tehlikelidir.Bırakalım iktidar olmayı, mülteci konumunda oldukları yerlerde bile, sayısal üstünlüğü ve eyleme geçecek hareket alanını yakaladıkları yerlerde,kendilerinden olmayan insanları yok etmek üzere, her türden vahşeti,katliamı kendilerine ilke edinmişlerdir.

Son günlerde,Yunanistan’ın Midilli adasında mülteci konumundaki Suriyeli Arablar selefilerin, kendilerinden bir kaç kat daha az olan Rojavalı Kürt mültecilere saldırıp, 4 kişiyi katledip, 10 kişiyi yaralaması, siyasi islamın ne olduğu konusunda, en iyi örneği teşkil etmektedir.

Evet, batılı ülkelerde yaşayan Müslümanlar, ezilen, yoksul insanlar olabilir, ki zaten öyleler ve kendi ülkelerinde olmamalarının en büyük sebebide bu dur. Ancak, bu realite siyasal islamın etkisinde olanların, hiç bir biçimde emekten,hak ve özgürlüklerden, demokrasiden ve sosyalizmden yana olacağı anlamına gelmez. Çünkü onlar “gâvur” “kâfir” diye niteledikleri ülkelerde, hedeflerine ulaşmak uğruna mesafe kat etme derdindeler ve kendileri, kendi istekleri hariç hiç bir kesimin sorunları onları ilgilendirmemektedir.

Özellikle Avrupa ve ülkemizdeki sol/sosyalist kesimin bir çoğunun anlayamadığı, anlamak istemediği gerçekse, kendi politikaları etrafında örgütleyemedikleri, bu kesimlerin “hak ve özgürlükler” adına, gerici bir kesimin savunulması sadece onların rahatına hizmet edecek, ancak sol/sosyalist politikaların müslüman topluluklar arasında hayat bulmasına hiç bir katkısı olmayacaktır.

Unutulmamalıdır ki, sol-sosyalist düşüncenin güçlenmesindeki en büyük engellerden biri, batılı emperyalistlerin Ortadoğu ve yoksul halkların yaşadığı müslüman ülkelerdeki siyasal islamdır.

Yazan: A. Tekmil

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.