Sosyal medyada estirilen musevi ve İsrail düşmanlığı furyası ve bu sözde kapanma döneminde sokaklardaki gösterilere bakarak söyleyebilirim ki, Türk ve Kürt solu bu ırkçı-dinci akıntıya kapılmış hatta rol kapmak adına Deniz Gezmiş ismini kullanarak sonuna kadar Yahudi ve İsrail düşmanlığı boyutuna taşımıştır.

Musevi ve İsrail düşmanlığının boyutu o kadar abartıldı ki, argüman üretemeyen birçok radikal dinci örgütün yapamadığı propaganda malzemesi işinide bizim çevre diye tanımladıklarımız yapmaya başladılar. Bu noktada 45 yıl evvel Filistin kamplarında eğitim alan ve işgalci İsrail ordusuna karşı sol-sosyalist Filistin'li dost örgütlerle omuz omuza savaşan Deniz Gezmiş'i sıkılmadan Hamas ve İslami Cihadın terör saldırılarını temize çıkarmak adına kirletme noktasına taşıdılar.
Kendilerine sol basın olarak tanımlayan bazı gazeteler AKİT'in atmadığı ana başlıklar atarak ve köşe yazılarıyla şiddete alkış tutar oldular.
 
Sol, Deniz Gezmiş adını kullanarak aklamaya çalıştığı Hamas ve İslami Cihad isimli dinci terör  grupların ayrım gözetmeksizin sivilleri hedef alıyor olmasını görmek istemedi. 
Hamas'ın İsrail sivil yaşam alanlarına savurduğu 1000'i geçkin  roket saldırısının sivillere yönelik olduğunu görmezlikten geldiler.
Deniz Gezmiş adını kullanarak aklamaya çalıştığı ve ittifak içinde olduğu Filistin Kurtuluş Örgütünün katili cihadçı terör gruplarını savunur konuma düştüler.

Şunun altını çizmek gerekir ki; ne Filistin eski Filistin'dir ne de dönem Deniz Gezmiş dönemidir. Filistin halkı temsilcisini değiştirmiş ve sol-sosyalist FHKC'yi eleyerek şeriatçı örgütlere teslim olmuştur.

Deniz Gezmiş yaşıyor olsaydı Hamas ve İslami Cihad ile kolkola girip sivillere roket saldırısında bulunacagını düşünebilecek kadar ahmaklaşanlarda oldu. Bunların motivasyonu bilinç altlarında saklı olan musevi düşmanlığıdır ve yandaş diye sabah akşam küfür ettikleri lağım medyasının etkisinden kurtulamamış olmalarında saklıdır diye düşünüyorum.
 
Hamas kimi temsil ettiğini ve ne için savaştığını asla saklamıyor.

Solun ve bazı Alevi bireylerin şeriatçı kan emicilere kol kanat germesi anlaşılır değildir.
Hamas'ın yıllardır etkilediği destekçilerini özellikle dini olarak özel günlerde öne sürerek propaganda aracı olarak kullandığı biliniyorken kendilerini solcu olarak tanımlayanların son günlerde attığı sloganlar ve konumlandıkları yer akla Suruç ve Ankara gar katliamının çabucak unuttuklarını ve hayatlarında bir kez dahi görmedikleri bir ülke ve o ülkenin insanlarına İslamcılardan daha fazla politize olmuş, utanılası bir kin ve nefret duyacak kadar öngörüsüz  olduklarını göstermiştir.

Alevi aydını bildiğimiz birçok isim bu süreçte ya müslüman reflekslerle ya da ırkçı bilinçaltı ile olaylara bakıyor. Bu gün Filistin ve İsraili kana bulayan, bulatan İslamcı cihad örgütleri ve uzantıları yarın da bizim başımızın belası olacaklardır.

Daha dün olanları unutanlara hatırlatmak isterim.


Suriye iç savaşı ve Rojava işgalinde Alevi ve Kürt kanı içmeye gelen yüzlerce cihadçı Filistinliyi ne çabuk unuttunuz?

Kudüste yaşanılanları Sivas Madımak ile eşdeğer görerek kıyaslayanlarda oldu.
Semah dönen çocuklarımız, yazarlarımız, sanatçılarımız ile Hamas'ı aynı kefeye koyduklarının farkında dahi olmadılar, olamadılar, ne yazık.
Hamas ile Alevileri aynı kefeye koymak nasıl bir akıl tutulmasıdır, anlamak imkansız!
 

Hasan Erdal