Sivas katliamı üzerinden makrofaşizm..

Doç. Dr. Şahin Filiz’in gündeme getirdiği “mikrofaşizm” terimi toplumun daha küçük hücrelerinde var olan faşizmi vurguluyor. Mahalle Baskısına benzer bir durumun giderek “karşıdaki” ne karşı faşizme dönüşmesi…Ancak, son günlerde yapılan bazı tartışmalar ve bu tartışmalara iktidarın verdiği tepki asıl tehlikenin “makrofaşizm” olduğunu ortaya koyuyor. Yani iktidarı elinde bulunduranların üstten bir baskıyı toplumun geniş bir kesimi üzerinde yoğunlaştırması…

İşte “Sivas Katliamı” üzerinden yürütülen tartışmada “Makrofaşizmin Ayak Sesleri”

BİRLİK-KARDEŞLİK ADINA , AYRIMCILIK

Sivas Katliamı, Cumhuriyet tarihinin en büyük toplu katliamlarından biridir. Bu katliamın yapıldığı otelin hala faaliyette olması ve otelin alt katının bir kebap salonu olarak işletilmesi belki de katliam acısı kadar orada yaşamlarını yitirenlerin yakınlarını üzüyor…Ancak bu otelin müze yapılması gibi masum bir talep, her seferinde iktidarlar tarafından geri çevriliyor…Üstelik de “birlik –beraberlik” adına.

• AKP İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu, Sivas olaylarının yaşandığı Madımak Oteli'nin müze yapılmasının doğru olmadığını savunmuştu. Çamuroğlu, "Acılarımızı hatırlamaya niçin bu kadar meraklıyız, anlamıyorum" demişti.

• Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren Metin Altıok için Fazıl Say’ın yaptığı orotoryo bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "O film yayımlanmasın!"sözleriyle sansür edilmişti. Dönemin Kültür Bakanı Erkan Mumcu ise sansürü şöyle savuruyor:"Devletin olanaklarıyla devlete küfredilir mi?"

SORULAR…

Sayın Çamuroğlu, Kültür sanat festivali için bir otelde toplanmış aydınları ateşe verip yakmak bir toplum için büyük bir acı değil mi? Bu acıları hatırlamak, hatırlatmak neden sizi rahatsız ediyor. O katliamda yakınlarını kaybedenler müze yapıldığında mı “acı” duyarlar, yoksa siz müze yapılmasına böyle lakayt bir yaklaşımla karşı çıktığınızda mı acı duyarlar acaba…Bizzat sorup öğrenebilirsiniz…

Sayın Başbakan, Diyelim ki sizin bir yakınınız, (Allah korusun oğlunuz, kızınız) Sivas Katliamı gibi bir katliamda yaşamını yitirseydi. O katliamı konu alan bir anma yapılsaydı. Yine aynı şekilde “"O film yayımlanmasın!” şeklinde keskin sansürcü olur muydunuz…Üstelik o film dediğiniz sine filmi filan değil. Yakılan otelin ve o katliamda yaşamını yitiren Metin Altıok’un gerçek görüntüler…

Sayın Erkan Mumcu, "Devletin olanaklarıyla devlete küfredilir mi?" diye her zamanki pervasızlığınızla soruyorsunuz?...Yani bir katliamda yaşamını yitiren Şair Metin Altıok’un fotoğrafını göstermek devlete küfretmek, öyle mi? Peki bu katliamda yaşamını yitirenlerin yakınlarına küfretmek nasıl bi şey acaba?

Sayın Çamuroğlu, Erdoğan, Mumcu: Neden bu kadar tepkili ve hiddetlisiniz…Bir otelde 35 kişiyi yakarak öldürmek bizim birlik ve beraberliğimizi bozmuyor da, bu katliamın anasına müze yapmak mı, birliğimizi bozuyor? Sivas Katliamı için müze yapılırsa birlik ve beraberliğimiz nasıl bozulur? Somut bir örnek verebilir misiniz? Sivas Katliamı için yapılacak bir müzeye veya bir koroya bu kadar tepki gösteren sizler, katliama neden sessiz kaldınız?

17.12.2007 - YÖN RADYO
www.yonfm.com.tr