Sivas hâlâ yanıyor!

Sivas hâlâ yanıyor!

Sivas hâlâ yanıyor!İHSAN ÇARALAN / EVRENSELSivas’ta Madımak Oteli’nde, 33 aydın ve sanatçının yakılarak öldürülmesinin...

A+A-

Sivas hâlâ yanıyor!Sivas hâlâ yanıyor!

İHSAN ÇARALAN / EVRENSEL

Sivas’ta Madımak Oteli’nde, 33 aydın ve sanatçının yakılarak öldürülmesinin üstünden tam 16 yıl geçti. Ama aradan bunca zaman geçmesine karşın, olay hâlâ dün gerçekleşmiş gibi sıcak ve bağladığı ince kabuk her gün yeniden yeniden açılıyormuş gibi can yakıcı!

Oysa insanlar gibi toplumlar da, ancak büyük acılarını kabul edip, bu acılarla hesaplaşırlar; geçmişlerinde o olayı bir yere koyarak, sağlıklı ve huzurlu bir bugün sürebilirler.

Onun içindir ki; geçmişinde hesaplaşamadığı, yaşamında bir yere oturtamadığı ağır yaralar taşıyan insanlar gibi, toplumlar da huzur bulamazlar. Çünkü her vesileyle o yara yeniden kanar ve bütün bir vücudu dayanılmaz acılar kaplar.

Onun içindir ki; egemenlerin yüzlerce yıl önce yaptıkları katliamlar, toplu kırımlar bugün hâlâ halkın içinde, “yeni olaylarmış” gibi yaşıyor, yıl dönümleri hâlâ toplumsal bir acıyla karşılanıyorsa, bu toplumsal hesaplaşmanın yapılmamasındandır. 1915’te yaşanan Ermeni tehciri, Kürt kırımları, Kurtuluş Savaşı sonrasında Müslüman olmayan Anadolu halklarının sürgünü, Deniz-Yusuf-Hüseyin’in, Erdal Eren’in idamı, Kızıldere katliamı...Maraş olayları, Çorum’da olanlar hâlâ toplumun hak ve adalet duygusunu acıtıyorsa; bu, toplum vicdanını tatmin edecek bir hesaplaşma yapılmamış olmasından; sorumluların gerektiği gibi cezalandırıldığına, adaletin yerine geldiğine, toplumun ikna olmamasındandır.

2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas’taki aydın katliamı da, böyle, her yıl dönümünde ya da başka vesilelerle gündeme geldikçe, yeniden yeniden onanmaz bir yara gibi toplumun derinlerine işlemeye devam etmektedir. Yangında kaybettiklerimizin yakınları, dostları olduğu kadar toplumumuzun duyarlı kesimleri de her yıl dönümünde yeniden aynı acıları yaşamaktadır.

Çünkü bu olayın faili diye yakalanıp mahkeme önüne çıkarılan; bunları her biçimde savunan etkili makamları işgal eden siyasilerin “sahte gözyaşları”, toplumsal vicdanı rahatlatmadığı gibi yarayı daha da derinleştirici mahiyette olmuştur. Dahası, en etkili makamlardaki kişiler ve güç odaklarının, katliamın arkasındaki güçleri koruyan ve cesaretlendiren tutumları, bu yangının sönmesini önlemiştir.

Elbette ki Sivas’ta gerçekleştirilen aydın katliamı, sadece hedefe konulan aydınların yakılması, bir aydın düşmanlığı, sadece Alevilere yönelik bir saldırganlık olarak anlaşılamaz. Böylesi saldırganları hafife almak, onları bir avuç yoldan çıkmış cahil sürüsü olarak görmek olur.

Ne yazık ki gerçek çok daha tehdit edicidir. Çünkü Sivas yangını, bir yandan Kürtlere karşı acımazsız bir imha savaşının yürütüldüğü, öte yandan aydınlara, demokratlara, basına, ilerici güçlere suikastlar dahil her yolun mubah sayıldığı bir kontrgerilla savaşının yürütüldüğü koşullarda çıkarılmıştır. Bu yüzden de katliam, demokrasi ve özgürlük isteyenlere bir gözdağı olduğu kadar, bu kontra savaşın vahşi yöntemlerle ve alçakça sürdürülen özel savaş yöntemlerine meşruiyet kazandırmak için sahnelenmiştir. Ama bunlar yakın hedefleriydi. Daha da önemlisi bu katliam; toplumu en hassas sinir noktalarından (milliyette olduğu gibi mezhepler olarak da en tarihsel ayrılıkları gündeme getirerek) bölüp birbirine karşı kışkırtmak (*) gibi hain bir planın uygulamasıdır.

Onun içidir ki; Sivas yangını, olmuş bitmiş ve artık “tarihçilere bırakılması” (bunu da çok seviyor ülkeyi yönetenler) gereken bir olay değil, kontrgerillanın açığa çıkarılmasının bir dayanağı, aynı anlama gelmek üzere demokrasi mücadelesinin konusudur.

Onun içidir ki; bugün alanlara çıkanlar, demokrasi istiyor, gerçek faillerin bulunmasını istiyor, ‘Kontrgerilla açığa çıkarılsın’ diyor, halkların kardeşliğine vurgu yapıyor.

Evet, Sivas hâlâ yanmaktadır. 16 yıl sonra alanlardan yükselen çığlıklar, bu yangının hâlâ sönmediğini göstermektedir. Çünkü Sivas katliamının gerçek sorumluları bulunup, toplumun adalet duygusu tatmin edilmemiştir.

Ve bu hesaplaşma yapılmadan da bu yangın sönmez!

Tarihin benzer olaylar konusunda gösterdiği gibi...

(*) Bugün başlayan “16. Yılında Sivas Katliamı” dosyamızda, o yıllarda Gerçek dergisinin Sivas muhabirliğini yapan EMEP Sivas İl Başkanı Cevat Aktaş’ın değerlendirmesi son derece açıklayıcıdır.

İHSAN ÇARALAN

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy24370 = 'caralan' + '@';

addy24370 = addy24370 + 'evrensel' + '.' + 'net';

var addy_text24370 = 'caralan' + '@' + 'evrensel' + '.' + 'net';

( '' );

24370 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


EVRENSEL - 2 Temmuz 2009

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.