İSTANBUL -Pir Sultan Abdal Derneği Bakırköy Şubesi'ne mensup bir grup, 12 Eylül sürecini hazırlayan darbecileri kınamak ve zorunlu din dersinin kaldırılması için eylem yaptı.
İstanbul'un birçok ilçesinde eş zamanlı gerçekleşen eylemin Bakırköy ayağındaki gösteriye, Pir Sultan Abdal Derneği'nin siyasi uzantısı olarak kabul edilen "Canların Yolu Girişimi" adlı grup katıldı. Zorunlu din dersinin protesto edildiği eylemde grup adına çoğunu kadın ve çocukların oluşturduğu yaklaşık 20 kişi katıldı. Bakırköy Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan grup "Zorunlu din dersine hayır", "Yaşasın gerçek, laik, tam bağımsız demokratik Türkiye", "Gazi, Sivas, Maraş; inkar değil birleş" ve "Kızılbaşça yola devam Pir Sultan'a selam" yazılı pankart ve dövizler açıldı. Eylemciler, hükümet ve askeri darbeciler aleyhine sloganlar attı. Grup adına açıklama yapan Canların Yolu Girişimi üyesi Tezcan Yılmaz, 1982 Anayasasına göndermede bulunarak, bu yasanın zorunlu din dersini dayattığını vurguladı. 1982 Anayasası'nın hangi koşullarda hazırlandığı ve yine hangi koşullarda hayata geçirildiğinin bilindiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu: "Tüm anti demokratik uygulamaların beşiği olarak uygulanan zorunlu din dersleri, yüzyıllardır egemenlerin ulaşmaya çalıştıkları tek tip insan yaratma hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen en belirgin bir insanlık suçudur."
Tezcan Yılmaz, kitle adına yaptığı açıklamada, '82 anayasasının, ABD destekli Yeşil Kuşak Projesi'nin bir gereği olduğunu ileri sürdüğü "Sünni/İslam'ın dayatması" olduğunu sözlerine ekledi.
Grup, yapılan basın açıklamasnın ardından olaysız dağıldı.
Netgazete.com - İHA - 27 Eylül 2009 Pazar
CANLARIN YOLU GİRİŞİMİ BASIN DUYURUSU
27 Eylül 2009 Pazar günü saat 12:00'de İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda CANLARIN YOLU GİRİŞİMİ adına gerçekleştirilen Basın Açıklamasında okunan metin :
12 EYLÜL YASLARINA VE ZORUNLU DİN DERSLERİNE HAYIR !!!
12 Eylül askeri darbesinin Türkiye’ye miras bıraktığı gerici ve demokratik olmayan anlayışın gayr-ı meşru ürünü olan siyasi politikalar sayesinde Ekim/1981’de Zorunlu Din Dersleri uygulamasına geçilmiş ve 1982 Anayasası’nın 24. maddesi ile de anayasal güvenceye kavuşturulmuştur.
1982 Anayasası’nın hangi koşullarda hazırlandığı ve yine hangi koşullarda hayata geçirildiği bilinmektedir. Tüm anti-demokratik uygulamaların beşiği olarak uygulamaya konulan ZORUNLU DİN DERSLERİ, yüzyıllardır egemenlerin ulaşmaya çalıştıkları tek tip insan yaratma hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen en belirgin insanlık suçudur.
Devlet, 1982 Anayasası ile ABD destekli Yeşil Kuşak Projesi’nin bir gereği olarak, “Sünni/İslam” anlayışını sistemli bir şekilde topluma dayatmaya başladı. Bu dayatmanın başlıca aracı olan “zorunlu” Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin müfredatı, DİB’nın denetiminde “Sünni” anlayışa göre hazırlandı ve çocukların beyinleri yıkanmaya çalışıldı. Bu ders ile başta Aleviler olmak üzere, farklı dini ve felsefi inanca mensup yurttaşların dini ve felsefi inançları yok sayıldı.
Zorunlu din derleri, özünde Laiklik ilkesine aykırı olduğu kadar, Hukukun Üstünlüğü ilkesine de aykırıdır. Ayrıca daha ilkokul çağındaki çocukların pedagojik eğitiminin temel esas olarak alınması gerektiği halde bu unsur da yok sayılarak bilimsellikten uzak hurafelerle hazırlanan müfredat “çağdaş eğitim” adı altında halen uygulanmaktadır. Oysa ki çağdaş toplumlarda “nesnellik, çoğulculuk ve demokratik toplumun gereklerine uygunluk” ilkesi benimsenmekte ve eğitim öğretim müfredatı bu ilke esasına göre oluşturulmaktadır.
Son yıllarda gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ve gerekse Danıştay’a Zorunlu Din Dersi uygulamasının aleyhine açılan davalarda müsbet sonuçlar elde edilmiş olup, velilerin haklı oldukları yönünde kararlar verilmiştir. TBMM, hukukun üstünlüğü ilkesi gereği, Anayasa değişikliğine giderek ilgili tüm hukuki mevzuatı değiştirmek zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, iddia etiği gibi laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olmak istiyorsa, yukarıda açıkladığımız nedenlerden ötürü, anti laik ve anti demokratik bir uygulama olduğunu tespit ettiğimiz ve hukuk kararları ile de haklılığını ortaya koyduğumuz “Zorunlu Din Dersi” uygulamasını kaldırmak zorundadır.
Günümüzde moda haline gelen ama bal üretmeyen arılar gibi bir biri ardına kurgulanan çalıştayların, aslında toplumun demokratik ihtiyaç ve taleplerine yönelik hiçbir olumlu sonuç üretemeyeceği görülmüştür. Öyle ki bu çalıştaylardan biri de Alevi çalıştayı adı altında düzenlenen bir dizi toplantıya bağlanmış ama çalıştayı organize eden hükümet tarafından hiçbir olumlu adım atılmamıştır. Eğer gerçekten halkın demokratik taleplerine yönelik çalıştaylar yapıldığı iddia ediliyordu ise 2009-2010 Eğitim ve öğretim yılının başladığı şu günlerde Zorunlu Din dersi uygulaması olmamalıydı. Görünen köy kılavuza ihtiyaç duymaz, AKP hükümeti, Alevilerin en temel demokratik ve haklı taleplerini görmezden gelerek ve kulaklarını tıkayarak hiçbir soruna çözüm üretemeyeceğini ortaya koymuştur.
İşte tam da bu noktada, biz Aleviler, haklarımızı ve taleplerimizi sesimiz çıktığı kadar haykıracağımızı ve taleplerimiz gerçekleşinceye kadar susmayacağımızı kamuoyuna saygılarımızla bildiririz.
- “ZORUNLU DİN DERSLERİNE HAYIR”
- “YAŞASIN GERÇEK, LAİK, TAM BAĞIMSIZ, DEMOKRATİK TÜRKİYE”
- “GAZİ, SİVAS, MARAŞ, İNKAR DEĞİL BİRLEŞ”
- “KIZILBAŞCA YOLA DEVAM, PİR SULTAN’A SELAM”
CANLARIN YOLU GİRİŞİMİ
Kaynak : Alevihaber.com - 27 Eylül 2009