Yumuşak Karın Patlıyor!..

Yumuşak Karın Patlıyor!..Fikri SAĞLARİki gün önce CHP’li Kılıçdaroğlu ile AKP’li Fırat’ın TBMM’deki tartışmalarını...

Yumuşak Karın Patlıyor!..

Fikri SAĞLAR

İki gün önce CHP’li Kılıçdaroğlu ile AKP’li Fırat’ın TBMM’deki tartışmalarını izledik.

Dünkü gazetelerde bu tartışmanın “galibi kim?” diye soruldu.

Peşinen söylemek isterim. Bu tartışmanın başarılı tarafı Kılıçdaroğlu’dur.

Sonuçta, Fırat’ın “basiretli bir tüccar” gibi davranmadığı ve ortağı olduğu “Menas A.Ş.”nin usulsüzlük yaptığı belgelendi.

Fırat iyi hatip!. Bu yeteneğiyle durumu idare etmeye çalıştı, ancak başarılı olamadı..

•••

Görünen o ki;

Hayali ihracat yaptığı gerekçesiyle Menas A.Ş. hakkında 3 dosya hazırlanmış ve bu dosyalar, Fırat’ın siyasi gücü oranında lehte ya da aleyhte sonuçlanmış...

2000-2004 ve 2006 yıllarındaki soruşturma raporları sonrasında durum şu;

- 2000 yılında “hayali ihracat” yapıldığı mahkeme kararıyla tespit edilmiş.

- Sonraki 2004 ve 2006 soruşturma raporları ilgili mahkemelerce geçerli kabul edilmemiş.

- 2000’den 2006’ya gelişte değişen tek şey Dengir Fırat’ın siyasi konumu.

2002’den itibaren Fırat, AKP iktidarının Genel Başkan Yardımcısı ve Başbakan’ın en yakınındaki isim olarak Menas A.Ş. ile ilgili gelişmeleri takip etmiş.

Bu konumla takip ettiği her iki rapordan da aklandığı açık!.. .

Bakın;

Menas’ın avukatı Hulki Özel devlet dairesine çekinmeden AKP’li Fırat’ın adını vererek, TIR’ların gümrüklerden geçişinde “engelleyici idari işlemlerin durdurulmasını istiyebiliyor!..

Açıkça  Fırat’ın siyasi nüfusunun kullanıldığının en somut  kanıtı!...

Dengir Fırat hisselerini devrettiğini söylüyor. Doğrudur.

Ama yukarıdaki belge, eski şirketini hâlâ gözettiğini gösteriyor!..

TBMM’deki tartışma bize şunu kanıtladı:

1- Fırat’ın şirketi sabıkalı. (Misal: Gümrüklerde kırmızı hattan geçmek zorunda.)

2- Fırat hâlâ bu şirketi kolluyor. Resmi ortağı değil ama şirkete olan sevgisi ve ilgisi kamu kuruluşlarına yapılan başvurularda “adını kullanmak suretiyle” devam ediyor…

•••

Bence dün, bu tartışmadan daha da önemli bir gelişme oldu!..

AKP kurucusu ve Başbakan eski Yardımcısı Abdüllatif Şener’in 32. Gün Programı’na yaptığı açıklamalar yenilir yutulur değil...

Şener, Deniz Feneri e.V. ile ilgili olarak AKP’nin aldığı tavrı ise şöyle eleştiriyor:

Alman Mahkemesi’nin ‘asil failler Türkiye’dedir’ derken zikrettiği isimlere baktığımızda Türkiye’de belli bazı kuruluşların başında olduklarını görüyoruz. Bu belli kurumların başında olan kişilerde siyasi iktidar tarafından himaye ediliyor. ‘Hırsız bizim hırsızsa ona sahip çıkmamız gerekir’ diyenler var hâlâ bu ülkede.”

Şener devam ediyor:

SPK’nın Kanal 7 ile ilgili karar vereceği süreçte Zekeriya Karaman’ı Başbakanlık koridorlarında gördüm.” “Pek çok iddialar ortaya atıldı. Başbakan bu iddialara kendince cevaplar verdi. Ama görüyoruz ki  sadece bir konuda değil, birçok konuda söyledikleri doğru çıkmıyor. Sayın Başbakan’ın üslubu kin ve nefreti artırmaya yönelik.”

Ve ekliyor: “AKP döneminde çalışanlar ve üretenler hep kaybetti.”

•••

Şener’in en büyük bombası ise şudur;

Rant alanları büyük gelir alanlarına dönüşmüştür. Bu dönem yapılan imar değişiklikleri Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanlardan fazladır. Bu ihaleler ne kadar şeffaftır? Bunları kim bölüşüyor?

•••

Öteden beri söylerim AKP’nin en yumuşak karnı “belediyelerdir.”

Bu düşüncemin en ciddi destekleyicisi Şener olmuştur.

Özellikle Ankara, Bursa, Adana ve İstanbul gibi büyük “rant alanı” olan kentlerindeki belediyeler, mutlaka mercek altına yatırılmalıdır.

Siyasi baskıdan uzak, dürüst ve tarafsız çalışan müfettişler, büyük yolsuzlukları çok kısa zamanda ortaya çıkarabilirler…

•••

İşte Cumhurbaşkanına tarafsız olduğunu kanıtlayacak bir fırsat!.

Şener’in açıklamaları ihbar kabul edilmeli…

Devlet, “tüm gücüyle” bu belediyelerin üzerine gitmeli!..

Nerde!.

Barolar Birliği, TMMOB, Eczacılar Birliği, DİSK, KESK gibi örgütlerin üzerine giden bir anlayış, eski mensubu olduğu “rantiye” belediyeleri araştırır mı?.. Göreceğiz..

•••

Kılıçdaroğlu-Fırat tartışmasında ne yazık ki, CHP kendi hanesine bir şey koymadı.

Kazançlı çıkan Kılıçdaroğlu’dur!..

Çünkü “somut” olaylar üzerinden belgelerle muhalefet yaptı. Kızmadı, kızdırdı. Sakin sakin anlattı. İnandırıcı oldu!..

Soyut kavramları, kavgacı bir üslupla üstelik de korku salarak verdiğinizde, halk dinlemiyor!...

Bu nedenle, Şener, tek başına, AKP’nin “yumuşak karnını” patlatabiliyor!..

Kendine güvenen, her türlü riski yüklenen, özveriden kaçmayan ve bunları tüm samimiyetiyle yapıyor. O nedenle topluma kolay ulaşıyor..

Gelişen iki olaydan CHP ders çıkarmalı!...

Muhalefet yapma biçimini değiştirmeli “Somut olayları belgelerle kovalamalı!

FİKRİ SAĞLAR

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy93289 = 'fikrisaglar' + '@';

addy93289 = addy93289 + 'birgun' + '.' + 'net';

var addy_text93289 = 'fikrisaglar' + '@' + 'birgun' + '.' + 'net';

( '' );

93289 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


BİRGÜN - 27 Eylül 2008

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku