Yörsan fabrikasında Tek Gıda-İş sendikasına üye oldukları için işten çıkarılan 384 işçi, 5 Aralık 2007 tarihinden bu yana mücadele ediyor.
Haklılıkları mahkeme kararıyla kanıtlanan 384 işçi, işverenin mahkeme sonucunu temyize göndermesi sonucu, kesin kararın verileceği 7 Ekim’i sabırsızlıkla bekliyor.
Balıkesir’in Susurluk İlçesi’nde süt ve süt ürünleri üreten Yörsan Fabrikasında çalışan kayıtlı 384 işçinin 226’sının Tek Gıda İş Sendikası’na üye olması ve sendikanın yetki için çalışma bakanlığına başvurmasıyla başlayan süreçte işveren, Tek Gıda İş Sendikası’nın yetki almasını engellemiş, ‘sendikaya üye oldukları ve üye olanları ihbar etmedikleri için’ çalışanları hukuk dışı bir yöntemle işten çıkardı. Yörsan işçisi bu durumu protesto etmek ve işe dönmek için, 5 Aralık 2007 tarihinde fabrika önünde eylem başlattı.
Çalışma Bakanlığı SSK’da kayıtlı olan bilgiler ile Maliye Bakanlığının bilgileri doğrultusunda yetki vermek yerine kendi kayıtlarına değil, işverenin bilgisine başvurmuş, adeta işçileri işverene ihbar etmişti. Bunun üzerine TekGıda-İş Sendikası konuyu yargıya taşımıştı. Yürütülen soruşturma ve denetim her türlü olumsuz girişime rağmen mahkeme kararıyla sonuçlanan davada Yörsan haksız bulunarak 384 işçinin işe iade karar çıkmıştı. Karara göre; işveren işe aldığı takdirde 4 ay maaş verecek, eğer almamakta diretirse isçilerin kıdemine göre 4 ay fazladan, 14 aydan başlayarak ödeme yapacaktı.
İŞE DÖNEMEDİLER
Demokratik kitle örgütlerinin,sendikaların, uluslar arası işçi örgütlerinin ve siyasi partilerin desteğini alarak sendikal mücadele yürüten Yörsan işçilerinin eylemi, bugün 303’ünci gününde. Şu ana kadar yürüttükleri çalışmalar ve hak aramalarda Çalışma Bakanlığı dahil birçok kurumun kapısını aşındıran Yörsan işçisi Bakanlığın çalışma yasasını ve işçi haklarını hiçe sayan, işçiden değil işverenden yana tavır alan tutumundan dolayı işine geri dönemedi. Haklılıkları mahkeme kararı ile kanıtlanan, işverenin mahkeme sonucunu temyize göndermesi ile devam eden süreçte, hak arama mücadelesinin kesin sonucunun açıklanmasını bekledikleri 7 Ekim gününü sürdürdükleri mücadele ile birlikte, heyecan içinde, bekliyorlar.
TekGıda-İş İzmir bölgesi örgütlenme uzmanı Gürsel Köse, Eğitim Sen Susurluk Temsilcisi Adil Duran ve Susurluk süt üreticisi Süleyman Özcan ve Yörsan işçileri, “Yörsan direnişi” ni değerlendirdi.
‘ÖRGÜTSÜZ İŞÇİ KALMAYACAK’
Susurluk’ta Tek Gıda-İş Sendikası irtibat bürosunu açacacaklarını söyleyen TekGıda-İş İzmir bölgesi örgütlenme uzmanı Gürsel Köse, “Artık bizim Yörsan’la işimiz kalmamıştır. Davalar lehimize sonuçlandı ve iş veren temyize gitti. Biz Susurluk’ta kalıcıyız. Bu bölgede bizim iş kolumuza giren tüm kuruluşlarda taban çalışması yapılacak ve örgütsüz işçi kalmayacak” dedi.
Yörsan işçilerinin mücadelesini “kazanım” olarak değerlendiren Köse şunları söyledi: “Örneğin Yörsan’da şu an çalışan işçiler fazla mesaisini ve haftalık iznini alabiliyor. Susurluk’taki direnişten çok şey kazandık. Pırıl pırıl yeni sendikacılar yetişti bu direniş içerisinde. Biz burada alın teri hırsızlığına izin vermeyeceğiz. Bizi vatan haini gibi göstermeye çalışıyorlar, oysa biz fabrikamızı, işimizi seviyoruz.. İstediğimiz bize ait olan haklarımız. Ve şuna inanıyoruz ki biz fabrikamızı kazandığımızda üretim kalitesi de artacak.”
İŞVERENİN ‘AHLAK’ SORGUSU
30 yıl önce Susurluk’ta küçük bir mandıra olarak süt işletmeciliğine başlayan Susurluk süt üreticisi Süleyman Özcan ise, Yörsan’ın işçi emeğiyle büyük bir işletme haline geldiğine vurgu yaptı. Yörsan çalışanların tamamının Susurluk ve köylerinden olduğunu belirten Özcan, “Yörsan bugüne dek biz süt üreticilerinden kaynaklı herhangi bir sorun yaşamamıştır” dedi. İşverenin işçinin inanç ve yaşam tarzını da sorguladığını iddia eden Özcan, “Her dini bayramlarda üç beş yoksula fitre-zekat dağıtarak dini bütün bir insan olarak tanınan Yörsan işvereni iş başvurusu yapanların içki içip içmediklerini namaz kılıp kılmadıklarını sorup araştırır. Yörsan işçilerine karşı çok daha farklı davrandığını çalışanların kendilerinden duyuyoruz. İşe başlama saati belli işten ayrılma saati belli olmayan, hastalanmanın hatta en yakınlarının cenazelerine gitmelerinin işten atılma nedeni olduğunu çalışanlardan duyup gözlüyoruz”dedi. Yörsan ürünlerinin iç ve dış piyasada satışının düştüğüne dikkat çeken Özcan, süt üreticileri olarak Yörsan işçilerinin yanında olduklarını ifade etti.
‘AKP"NİN ÇOK YÜZLÜLÜĞÜ’
Eğitim Sen Susurluk Temsilcisi Adil Duran da, Yörsan işçilerinin anayasal ve yasal haklarını kullandıklarına vurgu yaptı. Duran, “Yörsan işçileri, Tek Gıda İş Sendikası’nda örgütlenerek, çağdaş bir toplum ve sosyal devletin bir gereğini yerine getirdikleri, işverenin hukuk tanımaz ağır çalışma koşullarına hayır dedikleri ve insanca bir çalışma ortamı ve saati istedikleri için işten atıldılar. Bu durum özellikle yolsuzluk ve yıkım politikalarının pervasızca uygulandığı AKP hükümetleri döneminde sıkça karşılaştığımız bir durumdur” diye konuştu. Yörsan işçilerinin, mahkeme karara rağme işe alınmamasını ‘AKP’nin çok yüzlülüğü" olarak değerlendiren Duran, “AKP hükümeti, emekten halktan yana tavır almak yerine, sermayeden yana bir tutum sergileyerek, halkının değil sermaye ve Yörsan işvereninin siyasal tercihine de bakıldığında tarikatlardan yana tavır alan sahte demokrasi maskesi takan bir hükümet olduğunun da açık bir göstergesidir” dedi.
Duran, TekGıda-İş Sendikası ve Yörsan işçisinin başlattığı Yörsan direnişinin sadece Tek Gıda İş sendikalarının mücadelesi olmaktan çıkarak, emekten, halktan eşit ve demokratik bir toplum ile çağdaş yaşam yasalarından yana olan çalışma barışını savunan tüm kesimlerin mücadelesi olduğunu ifade etti.
‘DİRENİŞ ÜRETMEYİ ÖĞRETTİ’
Direnişteki Yörsan işçileri ise daha önceden aynı fabrikada çalışmalarına rağmen sosyal ilişkilerinin çok zayıf olduğunu dile getirdiler. Sendikal mücadelenin ve hak aramanın önemine dikkat çeken işçiler, “Biz direnişimizle üretmeyi öğrendik, birbirimizden etkilenerek kendimizi geliştirdik bu direniş bizim için bir okul oldu’’ diye konuştular. Mahkeme kararına dikkat çeken işçiler, hak arama mücadelesinin kesin sonucunun açıklanacağı 7 Ekim’i bekliyor
BİRGÜN - 03 Ekim 2008