“Muhteşem Yüzyıl Kösem” ismiyle yeni bir dizi başlamış. Hani dizi takip ettiğimden değil ancak ne zaman TV’de ya da etrafta Alevilikle ilgili ilginç bir şeyler olsa eş, dost haberdar ediyor. Bu dizide de Yeniçeri Ocağı ve Alevilik üzerinden hayli gönderme varmış. Ben de youtube üzerinden ilgili bölümün bahsi geçen kısmını izledim.
Aleviliği, Bektaşiliği, Yeniçeri Ocağını ve bu ocağın Alevilikle bağlantısının boyutunu bilmeyenler birçok çelişki yaşıyorlar. Yeniçeri Ocağını Hace Bektaş Veli’nin kurduğu ve Piri olduğu, hemen hemen her yüzyılda Alevileri kesen, katleden Osmanlı’nın ordusunun Alevi olduğunu bir an aklınıza getirdiğinizde yaşayacağınız şaşkınlığı görebiliyorum.
İşin aslını astarını bilmeyenler çok rahatlıkla Osmanlı ordusunun Alevi olduğunu söyleyip buradan bir Osmanlı sevgisi oluşturabilir. Ancak gerçek böyle değil.
Bir defa Yeniçeri Ocağını kuran Hace Bektaş Veli değildir. Hace Bektaş Veli, Miladi 1290 tarihinde hakka yürümüş ve
sırlanmıştır. Bu tarihte bırakın Yeniçeri Ocağını daha Osmanlı yeni kurulmaktadır. Yeniçeri Ocağının kuruluşu 1. Murad olarak daha çok kabul görür ki bu tarih 1362-1389 yıllarıdır.
Osmanlı’da her mesleğin bir Piri bulunmaktaydı. Örneğin tüccarların piri Hz. Muhammed, seyyahların piri Hz. İsa, terzilerin piri İdris Peygamber, balıkçıların piri Hz. Yunus gibi. Bu anlamda Yeniçeri Ocağının piri olarak da Hace
Bektaş Veli kabul edilmiştir. Hace Bektaş Veli’nin Yeniçeri Ocağının piri olarak kabul edilmesi 16. yy’da olmuştur. Bu tarih oldukça önemlidir. Çünkü 16. yy’da Hace Bektaş dergahı Alevilerden alınmış ve Osmanlı ile iş birliği içerisinde hatta kimilerine göre ise bizzat Kanuni Sultan Süleyman’ın kendisinin talimatıyla kurulan “Bektaşi”
tarikat mensuplarına verilmiştir.
Ocaklı olan Kızılbaş Alevileri ile yine öğreti olarak Aleviliği benimseyen ancak farklı bir hiyerarşi ve tarikat yapısına sahip olan Bektaşiler birbirinden siyaseten çok ayrılmaktadırlar. Bektaşilerle Alevilerin kader birliği Yeniçeri Ocağının kapatılmasıyla ve o süreçte yaşanan Alevi ve Bektaşi katliamlarıyla kesişmiş, ortaklaşma başlamıştır. Hace Bektaş Dergahı ilk önce Alevilerin elinden alınıp Bektaşilere verilmiş 1836’da ise Bektaşilerden de alınıp Nakşibendilere teslim edilmiştir. Hace Bektaş Dergahında bulunan cami de bu tarihte yani 1836’da yaptırılmıştır.
Anlayacağınız Osmanlı geleneksel Alevi inancını kabul etmek yerine kendi kontrolünde bir Bektaşiliği desteklemeyi uygun bulmuştur. Bugün, Osmanlıcılık hayalleri kuranların Aleviler üzerindeki planları da bundan farklı değildir.
Osmanlı, Yeniçeri Ocağına almak için devşirdiği Hıristiyan gençlerini Sünni tarikat yapılanması ile Müslümanlaştırmak yerine Bektaşilik üzerinden İslam’a bağlamayı birçok açıdan daha uygun bulmuştur.
Yeniçeri Ocağı öncelikle Osmanlı’nın askeridir. Yeniçeri Ocağına pir olarak Hace Bektaş Veli’nin belirlendiği dönem 16. yy’dır. 16. yy Osmanlı ile Alevilerin en kanlı dönemidir, Osmanlı bir tarafta Anadolu ve Mezopotamya’daki Alevilerle savaş halindeyken diğer taraftan da en büyük tehdit ise Alevi olan Safevi Devletidir.
Bütün bu ortamda devşirme askerleri Alevilikten devşirdiği Bektaşi tarikatına bağlayarak kendince politik hamleler yapmıştır.
Osmanlı’da oyun bitmez demiş Atalarımız...”