Koçgiri Kültür Merkezi, konuya sosyal medya yaptığı açıklamada, “Ömrünü asimilasyonla mücadele ile geçirmiş bir değerli büyüğümüz sevgili hocamız Yusuf Zeri Karadağ ın cenazesinin cemevinde değil de, camiden hakka uğurlaması anlaşılır bir durum değildir” derken, Koçgirili Araştırmacı-Yazar Erdal Yıldırım’da “Hakka yürüyen Yusuf Zeri ve ailesinin yaşadığı acı, şuan içinde bulunduğumuz durumdaki acının yanında daha azdır” ifadelerini kullandı.
Ailesinin, Sivas İmranlı’ya bağlı Çalıyurt Köyü’nde toprağa sırlanmasına dair karar almasına rağmen Yusuf Zeri Karadağ’ın cenazesi oğlu tarafından camiye götürülmüş ve cenaze erkanı Hanifi mezhebinin ritüellerine göre yürütülmüştü.
“ÖMRÜNÜ ASİMİLASYON İLE MÜCADELE EDEREK GEÇİRDİ”
Koçgiri Kültür Merkezi tarafından sosyal medyada yapılan açıklamada Yusuf Zeri Karadağ’ın bütün ömrünü asimilasyonla mücadele ile geçirdiğine vurgu yapılarak, “Değerli büyüğümüz, sevgili hocamız Yusuf Zerî Karadağ ‘ın cenazesinin cemevinde değil de, camiden hakka uğurlaması anlaşılır bir durum değildir. Bir ömür Kızılbaş Alevi olarak yaşayıp, Sünni İslam mabedinde hakka uğurlamak asimilasyonun gelmiş olduğu aşamanın zırvasıdır. Bu hataya sebep olanları bir daha düşünmeye davet ediyoruz ve Yusuf Zeri hocanın bunca yıldır vermiş olduğu mücadelenin önünde saygıyla eğiliyoruz.” ifadeleri kullanıldı.
“BU UTANÇ HERKESE YETER”
Koçgirili Araştırmacı-Yazar Erdal Yıldırım’da PİRHA’ya yaptığı açıklamada, hakka yürüyen Yusuf Zeri ve ailesinin yaşadığı acının, şuan içinde bulunulan durumdaki acının yanında daha azdır olduğu gerçekliğine vurgu yaptı. Yıldırım, “Bu kadar tarihinden, inancından, toplumundan uzaklaşmış, adeta omurgasını yitirmiş, sinmiş ve silikleşmiş, asimile olmuşların yaşattığı acı, utanç duyacağımız bir aşamada bu utancı yaşayan, yaşatan herkese de yeter. Bu nedenle bugünden itibaren her birey üzerine düşen tarihi sorumlulukla hareket etmelidir. Asimilasyona karşı, sessiz kalanlara, sinenlere, diz çökenlere karşı da daha radikal bir tarz ve tavır geliştirmek zorundayız” dedi.
HABER MERKEZİ