Yazar Ayhan Aydın, Akademisyen-Yazar İsmail Kaygusuz’un 2012 yılında Su Yayınları’ndan çıkan ‘Muhteşem Süleyman’ın Tahtını Sarsan Civan-Oğlan Şeyh Maşuki’ adlı romanı hakkında izlenimini kaleme aldı.
Yazar Ayhan Aydın, İsmail Kaygusuz’u önemli bir yazar olmakla birlikte “hem de Alevi – Bektaşi yol ve öğretisini çok iyi bilen bu yolun düşün insanlarından birisidir” sözleriyle andı.
Aydın, İsmail Kaygusuz’un çok köklü olan Onar Baba (Dede) Ocağı’na mensup olarak bu öğretinin değerleriyle yetişmiş olduğunun da altını çizdi.
İsmail Kaygusuz’un Alevi dünyasında yeteri kadar değerlendirilmediğini düşünen Ayhan Aydın, Kaygusuz’un, olaylara çok boyutlu bakabilmesinin nedenleri olarak arkeoloji, sanat tarihi, eski diller gibi farklı alanlarda almış olduğu eğitimlere işaret etti.
“GERÇEKLERLE KUCAKLAŞMADIKÇA BARIŞ SAĞLANAMAYACAKTIR”
Yazar Ayhan Aydın, Türk tarihinin de “Savaşlar, göçler, baskılar, isyanlar tarihi” olduğunu belirterek “İnançlarından, görüş ve düşüncelerinden dolayı katledilen yüzlerce sima ise bizim ayrılmaz birer parçamız olarak her daim tarihten bize bakmaktadırlar. İsmail Maşuki ise; tarihimizde, mazlumlar mazlumu, gadre uğramış en iç acıtıcı kıyımı yaşamış bir civandır” ifadelerini kullandı.
İsmail Kaygusuz’un kitabında odaklandığı isim olan İsmail Maşuki’nin büyük bir değer olduğunu söyleyen Ayhan Aydın, “muktedirlerin arkalarına dönüp özür dilemeleri gereken ölümsüz köklerimizdir. Türkler ve Türkiye’yi yönetenler tarihleriyle hesaplaşmadıkça, gerçeklerle kucaklaşmadıkça bu ülkede hiçbir zaman barış sağlanamayacaktır” diyerek şu yorumda bulundu:
“YERYÜZÜ YOK OLANA KADAR YAŞAMAYA DEVAM EDECEK”
“Yüz karası bir tarihi olay olarak, hiçbir suçu, günahı yokken 21 yaşında, düzmece bir mahkeme kararıyla Kanlı Kanuni’nin kinli şeyhülislamı tarafından idamına karar verilip 1529’da başı vurulduktan sonra denize atılan İsmail Maşuki ve 12 Yoldaşı yeryüzü yok olana kadar yaşamaya devam edeceklerdir. Bu devlet bir gün gerçek bir hukuk devleti olursa onlardan özür dileyecektir.
İsmail Kaygusuz’un, Muhteşem Süleyman’ın Tahtını Sarsan Civan Oğlan Şeyh Maşuki isimli eseri bence Alevi / Kalenderi / Melami düşüncesinin çok başarılı bir şekilde bir roman olarak işlendiği ve yapmacıksız / yalın ve öğretici bir şekilde anlatıldığı önemli bir kitaptır.
İsmail Kaygusuz bu önemli kitabında; Abdülbaki Gölpınarlı gibi önemli isimlerden de yararlanarak, tarihsel gerçekler doğrultusunda, Bayrami – Melami Tarikatından / Yolundan olan Pir Ali Sultan Aksarayi ile Alevi / Kızılbaş / Kalenderi topluluklarının diyaloglarını, aynı zamanda Kalender Çelebi’nin müsahibi olan Pir Ali Sultan’ın insan- ı kâmil hüviyetiyle çevresinde yarattığı büyük ilgiyi anlatarak bizlere bilgiler veriyor.
Batini tasavvuf yolunda hızla ilerleyen İsmail Maşuki çok iyi bir eğitim almasının yanında, taşkın ve cezbeli halleriyle şiire, bilgiye, sevgiye gark olmuş bir muhabbet ehli olarak daha Aksaray’da gencecik yaşında bir pırlanta gibi parlamıştı.
Tüm bunları eserine yansıtan değerli hocamız İsmail Kaygusuz romanında, edebiyat gücü içinde tarihsel ve sosyal olayları çok iyi aktarırken Anadolu halkının durumunu, Alevi topluklarının yaşadıkları sıkıntıları, gerçek tasavvuf erbaplarıyla taassup çizgisinde bulanan tutucu medrese çevreleri arasındaki çekişmeleri, sorunları da çok güzel bir dille kaleme almış.
Yol – erkân konusunda tarikatlar arasındaki benzerlikler yanında, Alevi Yolu’na en yakın ve nazenin yol olarak bilinen Melamilik’teki insan sevgisini, hizmet aşkını, Ehlibeyt’e bağlılığı, ‘sır tutmayı’, gönül adamı olmayı, değerleri uğruna serden geçme gibi değerler, bu yolun ilkeleri kitapta işlenen konulardandır.
“21 YAŞINDA BOYNU VURULARAK KATLEDİLDİ VE 12 YOLDAŞIYLA BİRLİKTE DENİZE ATILDI”
Mazlumlar mazlumu İsmail Maşuki daha 21 yaşında, masum bir can insan olmasına rağmen, acımasız katiller elinde, Sultanahmet’deki At Meydanı’nda boynu vurularak katledilmiş, kendisi gibi başları vurulan 12 yoldaşıyla birlikte denize atılmıştır.
İşte bu benzersiz olayı bizlere, benzersiz bir şekilde anlatan bu kitap sadece bir edebi eser, bir roman değil, mazlumların haklarının alınması, yaşanan gerçekleri anlatması yönünde de tarihi bir haykırıştır.”
Yazar Ayhan Aydın, İsmail Maşuki’yi “Mazlumluğun Timsali” olarak tariflerken şu şiiri de kaleme aldı:
Mazlumlar hep böyle ahlar mı çeker
Cellatlar elinde kalan civanım
Didar görüp şad olmadan mı gider
Feleğin çarkında kalan civanım
Kanlı Kanuni kinli şeyhülislam
Böyle mi yazıldı, böyle mi İslam
Masuma kıyanlar nasıl bir insan
İnsanlık ah etti mazlum civanım
Sevgi çağlayanı, bülbül nefesli
Veysel Karani’nin gönlü güzeli
Evliyalar Şahı Düldül sekişli
Umman çalkalandı nazlı civanım
Fermanın yazarlar kirli ellerle
Yalanlı dolanlı münkir dillerle
Nasıl kıydılar böyle bir güzele
On iki yiğitle şehit civanım
Cevheri’yim yüreğin gamla dolu
Duruşmamız yok ellerim kupkuru
Göz yaşı yürekte akar dupduru
Dertlerin söylenir mazlum civanım
(PİRHA HABER MERKEZİ)