Bizler Sanatsevicileri,
Bizler Kurum Yöneticileri,
Bizler Müzikseverler,
Bizler Türkü Dostları,
Bizler sanatçının sadece bizi Türkü Barlarda eğlendirinine Bar sahibi vasıtasıyla para verenler, (oda hakkıyla veriliyorsa tabi..)
Bizler binbir emekle üretilen çalışmaları korsanca elde edip emeği sömürenler,
Bizler düzenlediğimiz Gecelere hep Dayanışmadan bahsedip cebinde meteliği olmayan Sanatçıları dayanışmada bulunması için çağıranlar,
Bizler sömürü çarkının en solunda duranlar.
Bir özeleştiri yapmanın sırası değil midir?
Aşağıdaki satırları kaleme alarak kısa bir süre evvel kaybettiğimiz Hakan Yeşilyurt'u anan saygıdeğer sanatçı arkadaşı Yasemin Göksu'nun haklı sitem ve serzenişini Alevi Haber olarak yayınlıyoruz...
Hakan Yeşilyurt İstanbul Anma gecesine bir özeleştiri mahiyetinde tam destek vermek boynumuzun borcu olmalıdır. ( AleviHaber.com - D.Ç.)
......
''Bizim toplum, sağlığında ihmal ettiği değerleri, öldüğünde seviyor. Gidenlerin hepsi çok kıymetli. Methiyeler düzülüyor peşlerinden. Kocaman, gösterişli çelenkler gönderiliyor.
O çelenkleri yollayan, kişiler, kurumlar, siyasi partiler, dernekler, sendikalar, siyasiler… Facebook’lara, Twitter’lara yaldızlı, büyük laflar dizenler… Biraz sahiplenselerdi, biraz…Dünya güzeli bir adamdı o. Yetenekli bir müzisyen, üretmenin, yüreğindekini söylemenin derdinde. Ülkesi için kaygı duyan… Elini taşın altından hiç çekmeyen… Ama bir kusuru vardı, popüler olmayı beceremedi.
Hakan, o dayanışmadan, bu yardımlaşmaya koşarken, bir yerlerden bir konser çıkar belki diye beklerken, beş kuruşsuz, işsiz, borçlarıyla ve yüreğini durduran ağrılarıyla öldü.
Yaşarken hiç kıymeti yoktur bizim gibi müzisyenlerin, yorumcuların… Bir yandan kuyruğu dik tutmaya; bir yandan doymaya, doyurmaya, kirayı ödemeye, kredi kartı nerede patlayacak diye yüreğimiz ağzımızda yaşamaya çalışırken…
Koca koca sendikaların, partilerin, derneklerin, kurumların dayanışma konserlerine çağrılırız hep. Bizden esirgenen ödeme, gündeme dair bir cümle kurmaktan köşe bucak kaçan ama daima en demokrat geçinen popüler isimlere verilir.
Sistem karşıtı görünenlerin bile sistemin taktikleriyle yol yürüdüğü ve farklı olana yaşam hakkı tanımadığı bir düzende yaşıyoruz. Savrulduğumuz, sığındığımız yerlerde, birbirimize destek bile olamadan, bin türlü stres ve sıkıntıyla ölüp gidiyoruz işte.
İçimden öyle şeyler söylemek geçiyor ki… Yenlerimiz, yüzlerce yerden kırık kollarla dolu. Ne diyeyim ki başka? Çok ama çok üzgünüm.''
YASEMİN GÖKSU