Ve Aleviler Hak İçin İlk Kez Miting Yaptılar

Ve Aleviler Hak İçin İlk Kez Miting YaptılarLütfi KALELİHaklarını almak için yasal yolları deneyen, ama olumlu bir sonuç alamayan...

Ve Aleviler Hak İçin İlk Kez Miting Yaptılar

Lütfi KALELİ

Haklarını almak için yasal yolları deneyen, ama olumlu bir sonuç alamayan Aleviler, Alevi Bektaşi Federasyonu’nun öncülüğünde “Ayrımcılığa Karşı Eşit Yurttaşlık Hakkı” sloganıyla ülke genelinde 7 Kasım 2008’de başlatılan “Büyük Alevi Yürüyüşü”, 9 Kasım 2008 Pazar günü Ankara Sıhhiye Meydanı’nda 100 bini aşkın katılımcıyla yapılan miting ile sona erdi. Açılan pankartlarda “AKP şaşırma, sabrımızı taşırma”, “AKP elini inancımızdan çek”, “Şeriata teslim olmayacağız”, “Şeriata değil, eğitime bütçe”, “Gerici faşist eğitime hayır”, “Zorunlu din dersleri, insan hakları ihlali”, “Zorunlu din dersleri kaldırılsın” mesajları vardı. Federasyon Başkanı Ali Balkız, yaptığı konuşmada dedi ki:

Laik devlet, dine yatırım yapamaz; dini örgütleyemez, genel bütçeden pay ayıramaz. O nedenle Diyanet İşleri’nin kaldırılmasını istiyoruz. O nedenle bugün son derece haklı, meşru, insani taleplerimizi bir kez de bu meydandan haykırıyoruz: Türkiye’de yüzlerce cem ve kültür evimiz var; ama bunların hepsi yasal dayanaktan yoksundur. Madımak müze olmalıdır. Hacıbektaş Dergâhı’nın yönetimi Alevilere bırakılmalıdır. Aleviler üzerindeki baskılar kaldırılmalı, ayrımcılığa son verilmelidir…

Mitinge CHP, DSP, DTP, EMEK, ÖDP, SHP gibi partiler ile DİSK, KESK, TMMOB gibi işçi ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katılarak Alevilerin taleplerine destek verdiler. Aralarında Yaşar Kemal, Adalet Ağaoğlu, Vedat Türkali, Fazıl Say, Mihri Belli, Edip Akbayram, Ferhat Tunç gibi tanınmış yazar ve sanatçıların da bulunduğu 151 aydın ise yayınladıkları şu bildiriyle Alevilerin yanında yer aldılar:

Özgürlükten, eşitlikten, çoğulcu bir toplumsal yapıdan, gerçek bir laiklikten, toplumsal barıştan yana, ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkını savunan bizler, çağlar boyu inkar edilen, horlanan, dışlanan, katliam ve sürgünlerle yok edilmeye çalışılan Aleviliğe yönelik asimilasyoncu uygulamaya son verilmesini; gerek AİHM ve gerekse Danıştay tarafından zorunlu din dersine ilişkin verilen yargı kararlarının derhal uygulanmasını, 12 Eylül diktatörlüğünün toplumumuza zorla kabul ettirdiği ‘zorunlu din dersleri’ uygulamasına derhal son verilmesini; laikliğin evrensel anlamına uygun olarak devletin elini dinden çekmesini, tüm inançlar ve ibadet mekanları karşısında eşit bir mesafede durmasını, bu kapsamda Sünni Diyanet İşleri Başkanlığı’nın anayasal bir kurum olmaktan ve idare yapısından çıkarılmasını; Alevi köylerine zorla cami yapılmasına ve imam atamalarına son verilmesini, el konulmuş Alevi inanç yerlerinin ve diğer değerlerin Alevilere geri verilmesini; inancı, kökeni, dili, dini, ırkı ve cinsiyeti ne olursa olsun tüm yurttaşlarımızın ayrımcılığa uğramadan temel hak ve özgürlüklerine sahip olmaları için ‘eşit yurttaşlık’ ilkesinin yaşama geçirilmesini; günümüzde geçerliliğini yitirmiş ‘tek dil’, ‘tek din’ ve ‘tek ırk’ anlayışından vazgeçilerek çok kültürlülüğün ve çeşitliliğin zenginliğimiz olduğunun kabul edilmesini; farklılıklarımızla bir arada yaşamanın toplumsal barışı getireceğine inanarak, uluslararası belgeler ve yargı kararlarına , insan haklarına ve temel özgürlüklere dayalı eşitlikçi, özgürlükçü ve çoğulculuğu temel alan yeni bir sivil ve demokratik anayasanın oluşturulmasını ifade ediyor ve mitingi destekliyoruz…

Ne var ki Diyanet İşleri’nden Sorumlu Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu; “Diyanet, devletin önemli kuruluşlarında birisidir ve önemli fonksiyonlar icra etmektedir. Bu nedenle biz, Diyanet’in kaldırılması gibi uç fikirlere itibar etmeyiz” diyerek tepki verdi. Zaten AKP iktidarından da bu beklenirdi.

Ancak, Alevi isteklerine tavırlı olan AKP yalnız kalmadı, onu arkalayan sözde Aleviler de oldu:

Şeriat gelecek, ama kanlı mı gelecek, kansız mı?” diyen Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi’nden, onun devamcısı olan Fazilet Partisi ile Saadet Partisi’nden destek almakla kalmayıp Şii Şeriatını Türkiye’ye yaymaya çalışan İran’ın Kum kentinden de destek alan Dünya Ehlibeyt Vakfı Başkanı Fermani Altun ile “Türk İslâm Sentezcileri”nin güdümünde “Alevi İslâm” söylemiyle Alevi asimilasyonuna soyunmuş olan Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan’ın emrinde kurulan kukla konumundaki Alevi-Bektaşi Vakıfları Federasyonu Başkanı Doğan Bermek, Atatürk düşmanı Fethullah Gülen cemaatinin yayın organı olan Samanyolu Televizyonu’na 7 Kasım 2008 günü çıkıp verdikleri demeçlerle mitinge karşı olduklarını açıkça ifade ettiler. İzzettin Doğan da bu mitingi düzenleyenleri Alevi değil ateist olmakla, mitinge katılanları Alevileri temsil etmemekle, mitingi Alevi ve Kürtleri birleştirme planı olmakla suçlayıp mitingi küçümseyerek, kendisinin düzenleyeceği mitinge milyonları taşıyacağını söyledi…

İzzettin Doğan’a anında yanıt veren Federasyon Başkanı Ali Balkız ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Fevzi Gümüş; Doğan’ın kendisinin de Kürt kökenli olduğunu, 12 Eylül 1980 askeri darbenin ardından emekli General Turgut Sunalp liderliğinde kurulan Milliyetçi Demokrasi Partisi’nden milletvekili adayı olduğunu, ancak kendi köyünden bile umduğu oyu alamadığını; Aleviler üzerine kurduğu ‘sırça köşkün’ şimdi çöktüğünü, mademki milyonların katılacağı bir miting düzenleyecekti de şimdiye dek neden beklediğini; Doğan’ın tarihsel misyonunun Alevileri yürütmek değil, uyutarak asimile etmek olduğunu belirttiler.

Gençliğinde ırkçı ülkücülerin Türk Ocakları’na kayıtlı üyesi olduğu bilinen İzzettin Doğan, eğer gerçekten milyonların katılacağı bir miting düzenleyecekse, hiç kuşkusuz bu katılımcılar ülkücü camiadan olacaktır. Örneğin; Kahramanmaraş, Çorum, Malatya, Sivas katliamlarında başrol oynayan MHP’li ırkçı faşistlerle, Türkeş’in tezgâhında yetişip 9 Ekim 1978 günü Bahçelievler katliamında Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi 7 genci acımasızca öldürenlerin ve 2 Temmuz 1993 Sivas katliamında katillerin yanında yer alan Büyük Birlik Partisi (BBP) il yöneticilerinin lideri olan ve de 3 Kasım 1997 günü Susurluk kazasında ölen “Derin Devlet”in desteklediği ülkücü liderlerden Abdullah Çatlı’yı 11’inci ölüm yıldönümünde mezarı başında “bir sembol olarak” şükranla anan Muhsin Yazıcıoğlu’ndan ve de İzzettin Doğan’ın “İslâm din bilgini” olarak övdüğü Atatürk düşmanı Fethullah Gülen’in cemaatinden, hatta AKP’den rahatlıkla destek alabilir.

Miting, TBMM’de de tartışıldı. AKP İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu, kamuoyunda olumlu ses getiren bu mitingi eleştirip AKP Hükümeti’ni savununca CHP’li Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı, Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Sivas Milletvekili Malik Ejder Özmedir tarafından Pir Sultan Abdal’a ihanet edip astıran ‘Hı(n)zır Paşa’ olmakla suçladılar.

18 Kasım 2008 akşamı Can Dündar’ın NTV’de sunduğu “Neden?” programına katılan Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu, “uc fikir” sözünden çark etti. İzzettin Doğan ise yine Diyanet’i, zorunlu din derslerini savundu ve de 20-25 milyon olan Alevilerin yüzde 98’ini kendisinin temsil ettiğini söyledi... Ali Balkız, İzzettin’e soru yöneltti:

Mitingimize katılan yüz otuz beş bin Alevinin arasında Hacı Bektaş Dergâhı’nın Postnişini Veliyettin Ulusoy da vardı. Ondan özür diler misin?

İzzettin, Veliyettin Efendi’den de üstün görüyor kendisini. Hiç dayanağı olmadan Alevilerin yüzde 98’ini temsil ettiğini çok pişkin bir halde söyleyebiliyor. “Atma be Recep, din kardeşiyiz!” deyimine ne de çok uyuyor...

Ve Amasya’nın Suluova İlçe Emniyet Müdürlüğü, Ankara’daki Alevi mitingine katılan Hacıbektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ile Derneğin Suluova Şubesi Başkanlarından katılımcı üyelerin listesini istedi ve 60 kişinin adı bulunan listeyi aldı… İlçe Emniyet Müdürü Osman Nuri Özel’le görüşen Vakıf Şube Başkanı İlyas Şahin ile Dernek Şube Başkanı Aslan Köse, bu uygulamaya bir anlam veremediklerini söylediler. Mitingin izinli olduğunu, herhangi bir olumsuzluğun yaşanmadığını belirten Vakıf Genel Başkanı Ercan Geçmez de; “Hukuk devletinde yaşıyoruz. Bunu emniyet müdürü çok iyi bilmeli. İnsanların seyahat etmek, miting düzenlemek ve düşünce özgürlüğünü yaşamak hakkı vardır. Yasal olan mitinge katılanların isim listesini istemek, akıllara başka şeyleri getiriyor.” dedi. (Cumhuriyet, 13 Kasım 2008)

Eh, iktidarda AKP olunca, bu tür gözdağı uygulamaları da doğal sayılmalıdır. Başka ne diyelim ki?!..

Lütfi KALELİ
Alevihaber.com - 19 Kasım 2008

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku