Vakit Gazetesinin Yeni Hedefi Kazım Genç

Vakit Gazetesinin Yeni Hedefi Kazım GençVakit Gazetesi yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Av.Kazım...

Vakit Gazetesinin Yeni Hedefi Kazım Genç

Vakit Gazetesi yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Av.Kazım GENÇ hakkında karalayıcı bir yazı yazdı. AKP'nin Alevilere yönelik iftarına tepki gösteren Kazım GENÇ'in açıklamalarına çok sinirlenmişe benzeyen Vakit Gazetesi yazarı KARAHASANOĞLU "Alevilikte toplu iftar yok; peki teröristi savunmak var mı?" başlıklı yazısında Kazım GENÇ'in mesleğinden siyasi düşüncelerine kadar bir çok konuyu ele alarak konuyu iyiden iyiye çarpıttı. Kazım GENÇ hakkında "terörist avukatı" nitelemesinde bulunan yazar, ateist ve marksist nitelemelerinide unutmadı !! İşte o garip yazı:

Ali İhsan Karahasanoğlu : Alevilikte toplu iftar yok; peki teröristi savunmak var mı?

Başbakan Tayyip Erdoğan, halkın değişik kesimlerinin kucaklaşabilmesi, birbirlerini daha iyi anlayabilmeleri için bir açılım yapmış.

Muharrem ayında, alevi vatandaşlarımızın yoğunlukla katılacağı bir iftar programı düzenlenmiş.

Böyle bir girişim, böyle bir program için, duyarlı vatandaşlarımızın tepki vermesi mümkün mü?

“Niye tepki verilsin ki? Ne güzel bir davranış işte!. Kucaklayıcı böyle bir davranıştan kim rahatsız olabilir ki? Çok abes bir soru sormuşsunuz!” diyeceksiniz..

Siz öyle sanın..

Bakın, kendisini alevi derneği olarak tanıtan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Av. Kazım Genç, daha girişimin kamuoyuna yansıdığı gün, anında itiraz etmiş: “Alevilerde böyle toplu halde iftar geleneği yok, asimile ediliyoruz.”

Benim, alevi vatandaşlarımız adına konuşup, “var-yok” tartışmasına girmem tabii ki yanlış olur. “Alevi vatandaşlar, Muharrem ayında oruç tutuyorlar mı-tutmuyorlar mı, bu orucu toplu olarak açmanın bir sakıncası var mıdır-yok mudur” tartışmasına alevi alimler açıklık getireceklerdir..

Ama ismini “Hz. Ali”den almış bir müslüman olarak bizim de iki çift laf etme hakkımız olsa gerek!

Evet, “Alevilerde böyle toplu halde iftar geleneği yok, asimile ediliyoruz” isyanına kalkışan Kazım beye soralım, “Alevilikte, marksizm var mı peki?”

Bodoslamadan girdim.

Çünkü Kazım beyi uzun süredir izliyorum.

Söyleminin, kitaplara yansıyan alevilikle hiçbir ilgisi yok. Aleviliğe marksizmi karıştıran, ateizmi bulaştıran birisi olarak, aslında alevileri asimile etmeye kalkışan bizzat kendisi..

Somut örnekler üzerinden gidelim..

Din derslerine karşı çıkar sayın Kazım Genç bey..

Hayır; “Din derslerinde alevilik ile ilgili bilgiler yeterli verilmiyor.. Daha fazla yer ayrılmalı” itirazıyla değil sayın Genç’in karşı çıkışı..

Din dersine kökten karşıdır kendileri!

Bunun uğruna, bir veliye dava açtırıp, AİHM’de karar aldıracak kadar da ısrarcıdır..

Din dersinin devlet okullarında okutulmasına karşıdır ama, “herkese anadilde eğitim hakkı” talebinde bulunan EğitimSen’in de avukatlığını yapmakta hiçbir çekince görmez sayın Genç.

Din dersi olmasın.

Peki olmasın..

Ama orada bitmiyor sayın Genç’in istekleri..

O bir de, “Türkçeden ayrı, herkesin anadiliyle de eğitim görebilmesinin bir hak olarak tanınması”nı istiyor!

Dikkat buyrun, herkesin ana dilinin öğretilmesi, ana dilinin geliştirilmesi değil konu..

Düpedüz “anadilde eğitim!”

Bazı okuyucularımız bu eleştirime itiraz edip, “Nerede kaldı senin, temel hak ve özgürlükler konusundaki serbestlik düşüncen?” diyebilirler..

Ama öncelikle sayın Genç’in mantığını anlayalım, değil mi?.. “Din dersi okutulmasın. Okullarda din dersi okutulması temel hak değildir. Ama herkes anadilde eğitim hakkına sahip olmalıdır.”

Bu iki talep hakkında bir izah getirmeli sayın Genç ve onun gibi düşünenler!

Dahası var..

Sayın Genç’in aleviliğin asimile edilmesi gibi çok duyarlı bir konudaki itirazını ciddiye almamız için, avukatlığını yaptığı teröristleri de masaya yatırmamız gerekir.

Örneğin, Çankırı Valisi Ayhan Çevik’in, 1999 yılında arabasının bombalanması olayından dolayı yargılanan teröristlerin savunmasını sayın Genç yapmış mıdır, yapmamış mıdır?

Her gün sevecenlikten, hümanistlikten, güzelliklerden, kötülük edene iyilik etmekten bahseden, bu minvalde görüşlerini açıklayan sayın Genç, teröristleri savunmanın alevilikte olup olmadığını da bir izah etmeli değil midir?

Ondan sonra, “Toplu iftar, aleviliğin kaynağında yoktur” diye bir itirazını dinleyebiliriz..

Vardır/yoktur yine de ayrı..

Ama “yoktur” diyebilmek için de, en azından asgari bazı şartlar gerekmez mi?

Öyle; ünvanına bir mezhebin adını yerleştirdiniz diye, mezhep adına açıklama yapmaya ne yetkiniz olabilir ki?  Adında “alevi” kelimesi geçen bir derneğe başkan seçilmekle, alevilik adına konuşulur mu hiç?

Ali İhsan Karahasanoğlu

23 Kasım 2007 - VAKİT

Medya Haberleri

Rabia M. Alevi düşmanlığı yapıyor
Rabia Mine'den kendisini eleştirenlere 'LAN'lı saldırı!
Alevi Haber: PİRHA’ya erişim engelini kınıyoruz!
"Kovulman onurundur yürekli kardeşim"
Alevi düşmanı sosyal medya magazincisi Rabia Mine'ye tepki yağıyor