Üniversiteli gençler türbana hayır dedi

Üniversiteli gençler türbana ‘hayır’ dedi  (...) Zorunlu din dersleri varken, Diyanet’e ayrılan bütçe 7 bakanlığın...

Üniversiteli gençler türbana ‘hayır’ dedi 

(...) Zorunlu din dersleri varken, Diyanet’e ayrılan bütçe 7 bakanlığın bütçesinin toplamına eşitken, ülkemizde okuldan çok cami ve Kuran kursu varken, öğretmenden çok imam yetiştirilirken gericilikle mücadele üniversiteye türbanlı öğrencilerin girmesini engellemek olarak algılanmamalıdır. Asıl çözüm üniversiteye türbanla girmek isteyen kadın arkadaşlarımızın içeri alınmamasında değil, gericiliğe karşı demokratik bir ülke yaratma iddiasının kararlı savunucuları olabilmektedir. Özgürlükler elbette bir bütündür; hepsini birden savunmak lazımdır; sadece birisini savunarak diğerlerini yok sayanlardan ve onların dayatmalarından ise kesinlikle ayrı durmak gerekir. Bugün Maraş, Sivas, Çorum katliamları hiç olmamış gibi, oruç tutmadığı için insanlar baskı görmüyormuş gibi davranamayız.”...

Üniversiteli gençler türbana ‘hayır’ dedi  

Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerinde 2 gün süren 7 ayrı fakülte önünde kurulan sandıklarda yapılan referandumda toplam 1511 oy kullanıldı. “Özgürlükler bir bütündür, türbana indirgenemez” seçeneğine 611 kişi, “Türban yasağı kaldırılsın” seçeneğine 156 kişi ve “Türban yasağı devam etsin” seçeneğine 741 kişi oy verdi.

Referandumun sonuçlarını açıklayan, üniversiteleri gençlerden oluşan Geleceğimizi İstiyoruz Girişimi şu açıklamayı yaptı: “Yine bir tartışma ortamının içine sürüklenmiş ve taraf olmaya zorlanmış bulunmaktayız, kendi çizdikleri saflardan birinde ya özgürlükler adı altında tüm kamusal alanda türbana evet dememizi ya da kuralcı, yasakçı bir mantıkla sanki bugün ülkemizde laiklik varmış gibi var olanı koruyup değiştirme talebinden uzak olmamızı istiyorlar. Türban meselesi salt bir özgürlük talebi değildir. Türban tartışmasını; 12 Eylül sonrasında ılımlı İslam ülkesi yaratma projesiyle ve özelleştirmelerle, sağlık-eğitim hakkının elinden alınmasıyla iyice yoksullaşan halkın olası tepkilerini sönümlendirebilecek şükürcülük anlayışının geliştirilmesi uğraşıyla birlikte değerlendirmek gerekir. Zorunlu din dersleri varken, Diyanet’e ayrılan bütçe 7 bakanlığın bütçesinin toplamına eşitken, ülkemizde okuldan çok cami ve Kuran kursu varken, öğretmenden çok imam yetiştirilirken gericilikle mücadele üniversiteye türbanlı öğrencilerin girmesini engellemek olarak algılanmamalıdır. Asıl çözüm üniversiteye türbanla girmek isteyen kadın arkadaşlarımızın içeri alınmamasında değil, gericiliğe karşı demokratik bir ülke yaratma iddiasının kararlı savunucuları olabilmektedir. Özgürlükler elbette bir bütündür; hepsini birden savunmak lazımdır; sadece birisini savunarak diğerlerini yok sayanlardan ve onların dayatmalarından ise kesinlikle ayrı durmak gerekir. Bugün Maraş, Sivas, Çorum katliamları hiç olmamış gibi, oruç tutmadığı için insanlar baskı görmüyormuş gibi davranamayız.”

Siyasi İslamcıların ve özel olarak AKP’nin tek bir kategorideki ‘özgürlüğü’ yani sadece kendileri için özgürlüğü savunduğunu belirten gençler yaptıkları açıklamada, “Ama sosyal güvenlikteki uygulamalarıyla yaşama özgürlüğünü hiçe sayıyor, parası olmayanları eğitim hakkından mahrum bırakıyor, 301. madde konusunda ayak direterek düşünce özgürlüğünü reddediyorlar; her türlü toplumsal muhalefet eylemini polis copuyla dağıtılıyor dediler. Birgün İzmir
 
BİRGÜN  - 6 Mart 2008

Güncel Haberleri

Kendi kaleminden: Rabia Mine kimdir?
‘Bizim Yunus’ genelgesine tepki
Önlü: Dersim’in doğası talan edilirken itiraz edilmesin istiyorlar!
Diyanet: 'Kadın-erkek el ele olmasın'
Seyahat yasağı mağdurları isyan ediyor