Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, 2014 yılında Okmeydanı Cemevi bahçesinde Uğur Kurt‘un polis kurşunuyla katledilmesinde görevini yapmadığı gerekçesiyle sorumluluğu bulunan Servet Yılmaz‘ın emniyetteki yükselişine ilişkin soru önergesi verdi.
Kenanoğlu, İçişleri Bakanlığı‘na verdiği soru önergesinde, Uğur Kurt’un öldürülmesine ilişkin açılan davada Servet Yılmaz hakkında soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaya istinaden Servet Yılmaz’ın ceza alması gerekirken Ankara Emniyet Müdürlüğü‘ne kadar terfi ettirildiğini belirtti.
Servet Yılmaz hakkında açılan soruşturmayı yürüten başmüfettişin yaşı dolmadığı halde zorla emekliliğe sevk edildiği de ifade edilen soru önergesinde Kenanoğlu, İçişleri Bakanlığı’na; ‘Bakanlığınız bir taraftan cemevlerine danışman gönderip sorunlarını öğrenmeye çalışırken, diğer taraftan cemevi bahçesinde katledilen Uğur Kurt’un ölümünde sorumluluğu bulunan bir şahsın terfi etmesine nasıl göz yummaktadır?’ diye sordu.
“CEZA ALMASI GEREKEN SERVET YILMAZ TERFİ ETTİRİLMİŞ”
Ali Kenanoğlu’nun vermiş olduğu soru önergesinin metninde şu ifadeler yer aldı:
“İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca düzenlenen disiplin raporuna göre; 2014 yılında Okmeydanı Cemevi bahçesinde polisin ateş açması sonucu yaşamını yitiren Uğur Kurt’un ölümünde ‘görevi savsaklama’ suçundan ceza alması gereken dönemin, Şişli ilçesinden sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Servet Yılmaz, bırakın ceza almasını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından önce Emniyet Genel Müdür Yardımcılığına terfi ettirilmiş, daha sonra da 2017 yılında Ankara Emniyet Müdürü göreviyle taltif edilmiştir.
Servet Yılmaz hakkında ‘görevi savsaklama’ nedeniyle cezalandırılması gerektiği yönünde disiplin raporu düzenleyen başmüfettiş ise yaşı dolmadığı halde zorla emekliliğe sevk edilmiştir.
Servet Yılmaz’ın, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olduğu dönemde müfettişlerce araştırıldığı suç konusu; Soma’da 13 Mayıs 2014’teki maden kazasında 301 madencinin yaşamını yitirmesi nedeniyle, 22 Mayıs 2014 günü Okmeydanı’nda protesto gösterisinde bulunan grubun dağıtılması amacıyla yapılan polis müdahalesinde, cemevi bahçesinde Uğur Kurt’un polis tarafından öldürülmesi öncesinde, olayların yaşandığı bölgede sorumlu olduğu halde gerekli güvenlik önlemlerini almadığı iddiasıdır.
MÜFETTİŞ RAPORU: GÖREVİNİ YAPMAMIŞ
Bu iddia, İçişleri Bakanlığı’nca görevlendirilen bir Mülkiye Başmüfettişi ile Polis Başmüfettişi tarafından kapsamlıca araştırılmıştır. Araştırma kapsamında müfettişler, olayların yaşandığı Okmeydanı bölgesinin Beyoğlu, Kâğıthane ve Şişli İlçe Emniyet Müdürlükleri’nin sorumluluk alanlarının kesiştiği bölge olduğunu tespit etmiş, Çevik Kuvvet, Terörle Mücadele ve Güvenlik Şubelerinin yanı sıra Beyoğlu, Kâğıthane ve Şişli İlçe Emniyet Müdürlüklerinin resmi yazı ile görevlendirildiği anlaşılmıştır.
Ancak, söz konusu müfettiş raporuna göre, cemevi bahçesinde polis kurşunuyla öldürülen Uğur Kurt’un da yaşamını yitirdiği olaylar sırasında, Şişli ilçesinden sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Servet Yılmaz ile Şişli İlçe Emniyet Müdürü Muhammed Fatih Sarıyıldız’ın, “Görev emrinde isimleriyle talimat verilmesine” karşın, olayların yaşandığı yerde olmadıkları tespit edilmiştir.
Müfettişler, Yılmaz ve Sarıyıldız’ın resmi talimat yazısında görev yerine gelmedikleri gibi herhangi bir rütbeli personel de görevlendirmedikleri, sadece rutin devriye görevi yapan üç kişilik shortland aracını görevlendirilmiş gibi yaptıkları, söz konusu ekibin de protesto eyleminin başlangıç aşamasında gözaltına aldıkları bir çocuğun adli işlemleri ile ilgilenmelerinden dolayı eylem süresince olay mahallinde bulunmadıklarını ortaya koymuştur.
Bakanlık araştırması sırasında müfettişler, haklarında inceleme yaptıkları Yılmaz ve Sarıyıldız’ın bilgisine de başvurmuş ancak, verdikleri beyanlarının gerçek olmadığı rapora yansımıştır. Her iki polis müdürünün verdikleri bilgilerden ikna olmayan müfettişler raporda şu değerlendirmeyi yapmıştır;
“(…) Şişli ilçesinden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Servet Yılmaz’ın olay yerinde olduğu yolundaki beyanının gerçeği yansıtmadığı, zira adı geçenin, olay yerine Uğur Kurt’un vurulmasını müteakip olayların kitleselleşmesinden sonra intikal ettiği, İlçe Emniyet Müdürü Muhammet Fatih Sarıyıdız’ın da Adliye Sarayı önünde başka bir görev ifa ettiği yolundaki beyanına da itibar etmenin mümkün olmadığı, zira Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü kayıtlarında Adliye Sarayı önünde herhangi bir olay olacağı veya olduğuna dair tedbir planı veya olay tutanağı belgelerine rastlanmadığı anlaşılmıştır. (…)”
“SERVET YILMAZ SOYLU’NUN SAĞ KOLU”
Nihayetinde İçişleri Bakanlığı Müfettişleri, Yılmaz ve Sarıyıldız hakkında Emniyet Disiplin Tüzüğü’nün 13. maddesinde düzenlenen “Görevin takdir ve yerine getirilmesinde savsaklama eylemi” çerçevesinde “kınama” cezası verilmesi gerektiğini talep etmişlerdir.
Bu konuda yetkisini kullanan Disiplin Kurulu, müfettişlerin görevi savsaklama, yanlış beyanda bulunma tespitlerine karşın Yılmaz ve Sarıyıldız’ın yaşananlarda bir eksiğinin bulunmadığı gerekçesiyle herhangi bir ceza verilmesine gerek olmadığına hükmetmiştir.
Böylece, kınama cezası alması halinde bulunduğu görevden alınması gereken ve sonrasında başkaca bir üst yönetici görevine getirilemeyecek olan Yılmaz, emniyet teşkilatındaki görevine devam etmiştir.
Devletin görevlendirdiği başmüfettişin tespitleri sonrasında hazırlanan raporda hakkında somut deliller olmasına rağmen kurul kararıyla cezadan kurtulan, adı organize suç örgütü liderinin videolarında “Soylu’nun adamı’ olarak gündeme gelen Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz, Trabzonlu hemşehrisi Soylu’nun sağ kolu olarak beş yıla yakın süredir emniyet teşkilatının biçimlendirilmesinde bizzat etkin rol oynamaktadır.
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olduktan sonra 2017’deki Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu’nun doğal üyesi olarak terfi, atama ve emeklilik kararlarının altına imza atan Servet Yılmaz’ın tahmin edileceği gibi yaptığı ilk işlerden biri de kendisi hakkında ceza istemli raporu hazırlayan polis başmüfettişinin emekliliğe sevk edilmesi olmuştur.
“SERVET YILMAZ’A CEZA İSTEYEN POLİS BAŞMÜFETTİŞİ NEDEN ZORLA EMEKLİ EDİLDİ?”
Bütün bunlara göre;
-Cemevi bahçesinde polis kurşunuyla vurulan Uğur Kurt’un ölümünde, başmüfettiş raporuna göre görevini yapmadığı gerekçesi ile ceza verilmesi gereken Servet Yılmaz’a neden ceza verilmemiştir?
-Cemevi bahçesinde polis kurşunuyla vurulan Uğur Kurt’un ölümünde, başmüfettiş raporuna göre görevini yapmadığı gerekçesi ile ceza verilmesi gereken Servet Yılmaz emniyet bürokrasisinde nasıl yükselmiştir?
-Doğru beyanda bulunmadığı Müfettiş raporuyla da tespit edilen bir Emniyet yetkilisi ceza alması gerekirken nasıl terfi edebilmektedir?
-Servet Yılmaz’a ceza isteyen polis başmüfettişi neden yaşı dolmadığı halde zorla emekliliğe sevk edilmiştir?
-Hakkında rapor hazırladığı polis başmüfettişinin, Yılmaz’ın genel müdür yardımcısı olarak katıldığı ilk YDK’da emekli edilmesi bir tesadüf müdür?
-Kamuoyuna yansıyan bu bilgiler doğrultusunda Servet Yılmaz hakkında yeniden bir soruşturma başlatılacak mıdır?
-Bakanlığınız bir taraftan Cemevlerine danışman gönderip sorunlarını öğrenmeye çalışırken, diğer taraftan Cemevi bahçesinde katledilen Uğur Kurt’un ölümünde sorumluluğu bulunan bir şahsın terfi etmesine nasıl göz yummaktadır?”
PİRHA/ANKARA