İnönü ALPAT
Cellâdınızla yürüdünüz o gün; hem de sol adına yürüdünüz. Bizi utandırdınız.
Utancımızdan yerin dibine geçtik, fark etmediniz.
Etmeniz de mümkün değil. Çünkü siz bizden uzak, başka bir hayat kurmuşsunuz kendinize.
Çember sakallıların çeperinde yaşıyorsunuz, kaç zamandır; kaç zamandır İslamcı medyada arz-ı endam ediyorsunuz.
Utanç eyleminiz, İslamcı gazetelerin, AKP yanlısı medyanın pek hoşuna gitti. Kaç zamandır sadece onların hoşuna giden işler yapıyorsunuz farkında mısınız? Farkındasınız ama umursamıyorsunuz; biz de bunun farkındayız.
Utanç eyleminiz, İslamcı gazetelerin, AKP yanlısı medyanın pek hoşuna gitti. Kaç zamandır sadece onların hoşuna giden işler yapıyorsunuz farkında mısınız? Farkındasınız ama umursamıyorsunuz; biz de bunun farkındayız.
Çember sakallılarla yürüdünüz o gün. Kol kola, omuz omuza verdiniz. Güya, darbeye karşı demokrasi için yürüdünüz. Gericilerle omuz omuza, demokrasi için yürüdünüz. ‘Bir başka faşizmin gölgesinde’, faşizme karşı yürüdünüz.
Hem de 2 Temmuz katliamının yıldönümünün arifesinde yaptınız bunu. Hadi, siyaseten ne anlama geldiğini bir tarafa bırakalım, hiç utanmadınız mı? Hiç tarihe bakmadınız mı?
Ne çabuk unuttunuz Madımak’ı. Hadi Maraş’ı, Sivas’ı, Çorum’u unuttunuz. Ama Madımak’ı bu kadar hızla unutmak neyin ifadesidir, nasıl bir ruh halidir?
Madımak’ta katledilenlerin o masum yüzleri aklınıza gelmedi mi hiç? Hadi bırakalım diğerlerini, bırakmak ne mümkün ama hadi bırakalım bir kez için, darbeye karşı birlikte yürüdüğünüz dostlarınızın, 12 yaşındaki Koray Kaya’nın yakılarak öldürülmesini ağzı kulaklarında izlemiş olabileceğini de hiç düşünmediniz mi? Sahi, Koray Kaya ile Uğur Kaymaz aynı yaştaydı değil mi? Uğur’un katilleriyle yürüse birileri sol adına, utanır mıydınız? Şimdi utanma sırası sizde. Ama olmayacak, bundan eminim. Hatta aranızdan bazı kurumlar bugün Ankara’daki 2 Temmuz mitingine de katılacaksınız, biliyorum. Bu, aymazlık değil de nedir?
Tuzluçayır Yanıt Verdi
Tuzluçayır’ın verdiği yanıta geçmeden bir hatırlatma yapayım darbe karşıtı yürüyüşle ilgili. Tüm gazeteler yazdı; ballandıra ballandıra, hemen hepsi olumlu verdi haberi. Sol gazeteler bile. Yürüyüşe eleştirel bakan bir Sendika Org oldu.
Birgün, “Darbe karşıtları ‘dur’ dedi” başlığını kullandı. “Darbeye karşı binlerce kişi yürüdü” diye yazdı, Evrensel. Sendika Org “Darbe karşıtı bir garip eylem” dedi.
Miting katılımcılarını unutmuş olabilirsiniz; bazılarını hatırlatayım: Küresel Eylem Grubu, Genç Siviller, Mazlum Der, DTP, Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi, Sosyalist Parti Girişimi, Barış Meclisi gibi kurumlar katıldı. Bireysel katılanlar da vardı: Nazlı Ilıcak, Abdurrahman Dilipak, Adalet Ağaoğlu, Lale Mansur, Yücel Sayman, Zeynep Tanbay, AKP milletvekili Zeynep Dağı. Ortak metni Zeynep Tanbay okudu.
Tanbay okudu; Ilıcak, Dilipak alkışladı. Biz utandık.
Bu utancı ortadan kaldırmak mümkün mü? Bir başka şey yapmak mümkün mü? Mümkün elbet.
Sol adına, demokrasi uğruna gericilerle aynı safta yer alanların yarattığı mahcubiyeti gidermek mümkün mü? mümkün elbet.
Diğer memleketleri bilmem ama Ankara yaptı bunu. Ben birine katıldım, birini izledim, birini dinledim. Mamak Halkevi’nin Tuzluçayır’da düzenlediği 2 Temmuz mitingine katıldım. Halkevleri, ÖDP, TKP ve Alevi örgütlerinin Dikmen’de yaptığı yürüyüşü izledim. Batıkent’i dinledim.
Faşizme ve gericiliğe karşı binlerin buluşmasına tanık oldum.
İstiklal Caddesi’nde sahnelenen demokrasi oyununa karşı, Tuzluçayır’ın, Dikmen’in, Batıkent’in söyleyecek bir şeyi olmalıydı; söylendi de.
Tuzluçayır geleneğine uygun davrandı, asıl ihtiyacın ne olduğuna işaret etti. Umudu diri tutmanın yarattığı heyecanın bile, sadece onun bile, bu topraklardaki devrimci damarı harekete geçirebileceğini gösterdi.
Tuzluçayır büyük bir ayıptan kurtardı bizi. Gazetelerde yer almadı; varsın almasın. Tuzluçayır semalarına seslerin asılı kaldığından hiç kuşkunuz olmasın.
Şu satırları da göreniniz var mı gazetelerde: “Biz Sivas’ı unutmadığımız için Emperyalizme karşı verdiğimiz mücadelede şeriatçılarla hiç yan yana olmadık. Ne Amerika’nın Irak’ı işgaline ne de İsrail’in Lübnan’ı işgaline ve Filistin’e uyguladığı zulme karşı verdiğimiz mücadelede şeriatçılarla “ortak payda”da buluşmadık. Dünün katliam destekçisi şeriatçılar bugün demokrasi, insan hakları havariliğine soyunduğunda da, Sivas’ı unutmadığımız için “darbeye karşı demokrasi için” onlarla kol kola girmedik.”
Gazeteler görmezden geldi bu satırları; varsın görmesin. Bazı sözler vardır; nereye düşeceği söylendiğinde zaten bellidir. Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol’un yukarıdaki sözleri böyledir.
Durum bundan ibarettir; dosta düşmana duyurulur.
İnönü Alpat
Sendika.Org
03 Temmuz 2008