TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, devletin Kürt vatandaşı, alevi vatandaşı ve aydınlarıyla barışmak zorunda olduğunu söyledi
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, devletin Kürt vatandaşı, alevi vatandaşı ve aydınları ile barışmak zorunda olduğunu söyledi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte 2010-2011 Faaliyet Programı'nın açıklanması için düzenlenen basın toplantısında konuşan Boyner, özellikle AB bölgesinin düzelmesi ile tedrici büyüme sürecine girildiğini, ancak bu büyümeyi yüksek ve uzun vadeli tutabilmek gerektiğinin altını çizdi. Bu tablodan hareketle oluşturulan iyimser senaryoda Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 5.9 büyüyebildiğini söyleyen Boyner, ancak bu büyüme rakamının yaşadığımız istihdam sorunu içinde yeterli bir büyüme hızı olmadığını vurguladı.
Boyner, ithalat bağımlılığını artıran bir büyüme sürecine geçildiğini, bu durumun cari işlemler açığı yaratacağına dikkat çeken Boyner, ayrıca sürdürülebilir büyümenin kısa dönemli politika tercihleri ile elde edilemediğinin, kısa sürede elde edilen kalitesiz büyümenin hızla kaybolduğunu, ortaya çıkan işsizliğin giderek yapısallık arz ettiğinin altını çizdi. Demokrasi sonusunda, demokrasinin güçlendirilmesi ve siyasi reformların yaygınlaştırılması için öncelikli konunun anayasa reformu olduğnu söyleyen Boyner, "TÜSİAD olarak anayasada kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli olduğu, kontrol ve denge mekanizmalarının işlediği çoğulcu, parlamenter bir demokrasi görmek isteriz. Devletin tüm eylem ve işlemlerinin yargısal denetime tabi olduğu, dokunulmazlıklara, ayrıcalıklara yer vermeyen bir anayasal çerçeve oluşturulmalıdır" dedi.
-"TÜSİAD TEMEL ÖNCELİĞİ İSTİHDAMA VERDİ"-
TÜSİAD Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte "2010-2011 Faaliyet Programı"nı açıklayan Boyner, programda temel öncelikler arasında istihdam yaratma, işsizlikle mücadele, işgücü piyasasında katılıkların giderilmesinin birinci sırada yer aldığını açıkladı. TÜSİAD programının, girişimcilikten, iklim değişikliğine kadar 15 ana konuyu içerdiğini belirten Boyner, programda 10 temel öncelik belirlediklerini, ilk 5 öncelikte istihdam yaratma ve işgücü piyasasında katılıkların giderilmesi, vergi politikası, kayıt dışı ile mücadele, maliye uyum politikasına dönüş, kısa vadede büyümenin dış finansman ihtiyacı, enerji piyasasının liberalleşmesi olduğunu söyledi. Boyner, bu yıl nisan ayında demografik gelişmenin işgücü, sosyal güvenlik, eğitim ve sağlık boyutlarıyla ilgili bir rapor açıklayacaklarını da belirtti.
-"DEVLET KÜRT VE ALEVİ VATANDAŞLARLA BARIŞMALI"-
Program içerisinde yer alan demokratik standartların yükseltilmesi konusunda, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Boyner, konunun Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yürütmesinin etkisinde olmaması gerektiğini belirtti. Boyner, "Vatandaşla devlet ilişkisinin yeniden düzenlenmesinden, vatandaşının etnik ve dini kimliği, inancı ne olursa olsun yeni bir sosyal kontrattan bahsediyoruz. Devlet kürt vatandaşları ile barışmalıdır. Devlet alevi vatandaşları ile barışmalıdır. Devletin vatandaşına küsme hakkı yoktur. Bununla birlikte yüzde 10 barajlı bir tek Türkiye'de var. Temsili demokrasi, yeni anayasanın önünde ciddi bir engeldir. 2011 yılında yapılacak seçim, yüzde 10 barajı ve sadece genel merkezin iradesine bağlı aday belirleme yöntemiyle yapılmamalı. Bu reform 2015'e bırakılmamalıdır. "
-KIBRIS KONUSU-
AB ile müzakere sürecinde yapılması gereken reformlara dikkat çeken Boyner, Kıbrıs konusuna da değindi. Kıbrıs'da Türkiye'nin referandumla çok haklı bir yere varmasına rağmen son zamanlarda Rum lobisinin daha etkin olduğunu vurgulayan Boyner, özellikle hava ve deniz limanları konusunda kırmızı çizgi politikasının daha cüretkar ve Türkiye'nin diğer komşuları ile uyguladığımız sıfır sorun anlayışıyla ele alarak ilerleyebileceğini dile getirdi. Boyner, "Geçici olarak limanların açılmasının getirisi ve sakıncalarını çok daha iyi analiz etmeliyiz" diye konuştu.
Haberx - ANKA - 15.02.2010