Türkiye'nin Zencileri Aleviler

Türkiye'nin Zencileri AlevilerAbbas TANM.Ali Birand 12.11.2008 tarihli yazısında Alevilerle ilgili görüş ve düşüncelerini kaleme...

Türkiye'nin Zencileri Aleviler

Abbas TAN

M.Ali Birand 12.11.2008 tarihli yazısında Alevilerle ilgili görüş ve düşüncelerini kaleme almış. Elbette iyi niyetle yazdığı bu yazısının bir bölümü Alevilerin olmayan talebini de olabilir düşüncesiyle yazmış.

“Aleviler uzun yıllar bu baskıya boyun eğdiler.

“Zenci”liklerini kabul ettiler. 1980’den itibaren ise, haklarını arayan bir tutum takındılar.

Haklarını ararken de hiçbir zaman başkaldırıya , şiddete yönelmediler. 

Her zaman barışçı şekilde hareket ettiler.

Ne araba yaktılar, ne dükkan taşladılar, ne de kepenk kapattılar.

Bildiriler yayınladılar... Demeçler verdiler. İktidarlardan defalarca tutulmayan sözler aldılar, ancak yine de sokaklara dökülmediler.
 
İktidar ve devlet, artık Alevileri eskisi gibi itip kakmıyor, ancak bu kesimin beklentilerine de sırt çeviriyor. Çok hata ediyorlar. Zira, Aleviler bu Devletin gerçek sigortasıdırlar.

Sabırlarını taşırmadan, ellerine taş-sopa almalarını beklemeden onlara sahip çıkmalıyız.”

Sayın Birand öncelikle şunu belirteyim ki ;

Aleviler ne araba yakarlar ne de İnsan yakarlar.

Sabırları taşsa da ellerine taş ve sopa almazlar.   Aleviler ellerine alsalar alsalar sazlarını alırlar.

Çünkü;
“Alevilerin silahları sazdır.
Mermisi güzel sözdür.”

Aleviler:
“Dünya benim ülkem.
Tüm insanlar kardeşimdir” demektedirler.

Aleviler ;
“Sınırsız bir Dünyada
Sınıfsız toplum mücadelesi verirler.”

9 Kasım 2008 Alevilerin Ankara yürüyüşü ile ilgili benzetmelerde bulunmuştur.

Alevileri Zencilere benzetmiştir. Kendi ülkelerinde kendi haklarını alamayan Zenciler, hakları verilmediği gibi birde ezilmişler, horlanmışlar. Tıpkı Türkiye’de, kendi ülkelerinde Alevilerin yaşadıkları gibi.

Bu benzetme elbette olumlu bir benzetmedir, hatta çok büyük eksiklerle dolu bir benzetmedir.

Aleviler 9 Kasım 2008 yürüyüşünde taleplerini dile getirmişlerdir. Bu talepleri tamamen demokratik bir haktır.

Talepler son derece açıktır.

Ayrımcılığa Karşı Eşit Yurttaşlık Hakkı.

Zorunlu Din Derslerinin Kaldırılsın.

Diyanet İşleri Başkanlığının Kaldırılsın.

Cemevlerinin yasal statüye kavuşması.

Madımak Müze olsun.

Asimilasyon politikasına son verilsin.

Bu taleplerinin başında Eşit Yurttaşlık Hakkı. Bizlerin 20-25 Milyon dediği Alevi sayısını bir araştırma şirketi 7-8 milyon diye belirtmiş. Her ne olursa olsun milyonlarla ifade edilen bir topluluğu yok sayma sorunu var.

Bürokraside yer bulamıyorlar. Siyasette hak ettikleri yeri alamıyorlar. Orgeneralleri, Korgeneralleri yok. Valileri yok. Pardon bir Alevi vali var onunda başına gelmedik kalmadı.

Türkiye’de milyonlarca Aleviler bu hak verilmezken bakınız Alevilerin yaşadığı ülkelerde neler oluyor.

Hollanda’da 50-60 bin civarında Aleviler yaşamakta ve Hollanda 13.1.2005 tarihinde Aleviliği bir inanç olarak kabul etti. Hollanda Alevi Birlikleri Federasyonu Hükümet tarafından resmen muhatap alınıyor. Bu da yetmiyor Sosyal Kültür Bakanlığı ülkelerinde ne kadar Alevi yaşamakta ve sorunları nelerdir bunları tespit etmeye çalışmaktadır.

Danimarka Aleviliği inanç olarak kabul etti. Aleviler istediği taktirde ayrı mezarlık tahsis edebiliyor.

İmar planlarında Cemevi yerleri tespit ediliyor.

Aleviliğe hakareti suç saymaktadır.

İsviçre’de Dinler arası toplantılarına Hrıstiyanlar, Hinduler, Müslümanlarla birlikte Alevileri de eşit şartlarda çağırmaktadırlar.

Almanya’nın birçok eyaletinde Alevilik bir İnanç olarak kabul ediliyor. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu da İnanç kurumu olarak kabul ediliyor. Devlet okullarında Alevilik seçmeli ders olarak veriliyor. Müfredat ve öğretmenler Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu tarafından belirleniyor ve ilgili kurumlara bildiriliyor.

Ülkemizde yani Aleviliğin merkezi kabul edilen Türkiye’de Alevilerle ilgili neler yapılıyor.

Alevilik yok sayılıyor.

Aleviler yok sayılıyor.

Alevi Kurumları muhatap alınmıyor.

Buna karşılık Sünnilere Diyanet Bütçesi aracılığıyla ki DİB Bütçesi 2.4 Milyon YTL. ayrılıyor bununla Alevilik asimile edilmeye çalışılıyor.

Aleviler bu güne kadar kendi inançları için kimseden bir şey beklemedi beklemez de. İnanç konusunda son derece farklı bakmaktadırlar.

Aleviler;

Laik, Demokratik bir Türkiye derlerken Laiklik anlayışlarına Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kuruma yer vermezler.

Bu yüzden de M.Ali Birand Diyanet’in kapatılması konusuna “En zor, hatta karşılanması imkansız bir talep. Bunun yerine diyanet’in Alevileri kucaklaması için mücadele etseler çok daha etkili olurlar.”  demektedir.

Demokratik Alevi Hareketi içerisinde yer alan hiçbir Alevi, Diyanetin Alevileri kucaklaması talebini kabul etmez. Çünkü bu aleviler açısından eşyanın tabiatına aykırıdır.

Bizler Diyanet bizlere de baksın, bizleri de desteklesin demiyoruz. Diyanet kaldırılsın diyoruz. Bu zor iş denilmektedir.

Bizim işimiz zoru başarmaktır. Birçok işleri başardığımız gibi bunu da başaracağız. Yeter ki bu ülkenin aydınları yanımızda olsun.

Başaracağımızın en bariz örneğini Ankara Yürüyüşümüzde gördük.

Miting bitmeden Diyanet İşleri Başkanlığından sorumlu Devlet Bakanı Yazıcıoğlu derhal açıklama yapmak zorunda kaldı.

Yetersiz ve tutarsız bir açıklamaydı ama olsun, taşları yerinden oynattık ya bu bir başlangıçtır.

Devlet Bakanı bu konuda "Alevilerle görüşüyoruz" dedi.

Kiminle görüştüğünü söylemedi. Evet belkide birileriye görüşüyorlardır. Geçmişte kapalı kapılar ardında ve yetkisiz insanlarla görüştükleri gibi.

Devlet Bakanı, Başbakan, Hükümet, yada Devlet günümüzde Alevilerle ilgili konuşacak muhatap arıyorsa ellerinin altında tüm bilgiler mevcuttur. Açar bakarlar.

Örgütlü Alevilerin yüzde doksan beşini temsil eden Alevi Bektaşi Federasyonu var.

Onun Bileşenleri;

Alevi Kültür Dernekleri (HBV) Genel Merkezi Var.

Pir Sultan Abdal Dernekleri Genel Merkezi var.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı var.

Bilmiyorlarsa bir hatırlatma daha yapalım saydığım bu kurumların Genel Merkezleri Ankara’da Çankaya İlçesi sınırları içerisindedir.

İsterlerse arar onlarla görüşürler. ABF ve bileşenlerinin dışında kendileri yada kendi taraftarları tarafından kurulmuş sözde kurumları biz zaten ciddiye almıyoruz. Tıpkı Ankara mitingine karşı olduklarında aldıkları tepki gibi.

Alevilerin sıkça kullandıkları bir söz vardır.

“Yarattık Yaradanı.
Karıştırdık aşımıza, işimize, eşimize
Bela ettik başımıza”
 

Abbas Tan / www.abbastan.com
Alevihaber.com - 12 Kasım 2008

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku