TÜRKİYE'DE ALEVİLERE İFTİRA ATMA ÖZGÜRLÜĞÜ VAR!
-Hasan Subaşı-
’’ Kızılbaşların topluca öldürülmeleri helal olup, bu din uğruna yapılan büyük savaştır. Bu savaşta ölmek de şehitliğin en ulusudur…’’
Şeyhülislam Ebusuud Efendi.
Zihniyeti ve vicdanı kirli olanların sayısını bol olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Türkiye, Alevilere her türlü iftiranın çok rahatça atılabildiği bir ülkedir. Alevileri karalamak isteyenler, her ortamda ve istedikleri gibi hakaret edebililer. Örneğin, Aleviliğin ''sapık bir mezhep’’ olduğunu, Alevilerin ‘’ ana bacı tanımadıkların’’ ve ‘’ Alevilere mum söndü yaptıklarını’’ engin bir rahatlık içinde dile getirebilirler.
Tabi ki bu nedensiz değildir.
İftiracılar beyinlerinde ki pislikleri kustuklarında, herhangi bir cezayı yaptırımla karşılaşmayacaklarını çok iyi biliyorlar. Bunun verdiği rahatlıkla, Alevilere her türlü iftirayı atıp istedikleri hakaretleri yapıyorlar. Çünkü Türkiye’de Alevilere iftira atma ve hakaret etme özgürlüğü var.
Alevilere atılan iftiralar devletin Aleviliğe ve Alevilere karşı uyguladığı politiklardan bağımsız değildir!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasasın da yazılanlara bakılırsa, Alevilere atılan iftiralar suç teşkil ediyor. Anayasa da dininden, dilinden, renginden, ırkından, inancından v.b. dolayı bir kişiye veya topluluğa baskı yapmanın, onur kırcı söz söylemenin veya iftira atmanın suç olduğuna dair birçok şey yazıyor.
Fakat on yıllardır yaşayarak görüp ve biliyoruz ki, anayasada yazanlar Aleviler için geçerli değildir. Eğer geçerli olsaydı, Alevilere iftira alıp hakaret edenlerin haklarında ceza davaları açılırdı.
Bu olmadığı gibi, Devletin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilk ve ortaöğretim öğrencilerine okumaları için önerilen kitaplar bile Alevilere atılan iftiralarla dolu. Deme ki Alevilere atılan iftiralar devletin, Aleviliğe ve Alevilere yaklaşımından bağımsız değilmiş.
İşte bir kaç örnek.
Yıl 1989: Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurumu tarafından eğitim ve öğretim açısından uygun bulunan İngilizce sözlük. Bu sözlükte Aleviler atılan iftiralar söyle yer almış. ' Akraba ile zina, Kızılbaşlık.’’
Devletin Milli Eğitim Bakanlığı 1420 sayılı yasayla bu sözlüğü eğitim açısından uygun buluyor.Devlet söz konusu olan yasayla, Alevilerin ana bacı tanımadıkların onaylamış oluyor.
Yıl 2004: Milli Eğitim Bakanlığı, ilk ve ortaöğrenim öğrencilerinin okumaları için 100 Temel Eser seçiyor. Bunların arasında Ömer Seyfettin’in ‘’ Harem’’ adlı kitabi da yer alıyor. Çocuklarımıza okumaları için önerilen bu kitapta, Aleviler yönelik bakın neler yazıyor.
'' Evvel zamanda, insanlar daha hayvanlara pek yakın iken, ferdi izdivaç yokmuş. Sürü halinde yaşarlarmış. Kabilenin bütün erkekleri, bütün kadınların musavi surette kocası imiş… Doğan çocukların anası babası da kabilenin, bütün halkı imiş. Bu hal ayin gibi hala bazı cemaatlerde devam eder. Mesele Kızılbaşlar gibi… ''
Devlerin Bakanlığı, bu kitapları '' iyi kitaplar’’ olarak görüyor. Bakanlığın '' iyi kitapları’’nda, Alevilerle ilgili en bayağı iftiralar yer alıyor.
Devletin kendisi iftiracı başı olduğu için, Türkiye'de Aleviler iftira atma özgürlüğü var. Bunu görmek için çocuklarımıza önerilen kitaplara bakmak bile yeterlidir.