Birkaç zaman önce Turgut Öker’in şahsında yargılanan Aleviliktir dediğimde kimi tuzu kuru, gönüllü görevli çevrelerce Turgut Öker eşittir Aleviler mi onunki kişisel bir şey şeklinde itirazlar geldi. Kimileri de nolmuş soruşturma açılmışsa, tutuklansa nolur sanki gibi vurdumduymaz tavırlar sergiledi. Bir kısım kıskançlık içinde çırpınan zatlar ise adam kendi kahraman olmak için bu tür yollara başvuruyor gibisinden taşlama yoluna gittiler.
Şu basit soru ile başlayalım,
Turgut Öker hakkında son 4 yılda 12 soruşturma açıldı.
Bu soruşturmaların konusunu ne oluşturuyor? Tabi ki tamamını onurlu her Alevinin söylemesi gereken sözler…
Maraşta katledilen Alevileri anmak ve katliamcı zihniyeti lanetlemek…
Gezi direnişinde katledilen Alevi gençleri selamlamak.
Berkin Elvana sahip çıkmak…
Gencecik ömürlerini insanların insanca yaşayacağı bir ülke için darağacında sonlandıran Denizleri, katledilen Mahirleri anmak…
Hangi Alevi bunlara sırtını döner, hangi Alevi Turgut Ökerin sözlerini duygularını paylaşmaz ki…
Mesele yalnızca Turgut Öker meselesi değil, haksız, hukuksuz, vicdansız uygulamalar karşısında toplumumuzun bir olması, iri olması, diri olası, yoluna değerlerine sahip çıkması meselesidir.
Yaşadığımız coğrafyayı köpeksiz köy olarak görüp her türlü hukuksuzluğu insanlara reva görebileceğini sanan zihniyete karşı, birimize bir fiske vursan kırkımız birden kanar tavrı içerisinde olabilmektir.
Alevilerin sorunlarını yaşadıkları red inkar asimilasyon politikalarını eleştirmek, Alevilerin taleplerine sahip çıkmak suç olarak görülemez.
Şunun farkında olmalıyız:
Bugün Turgut Öker yeniden gözaltına alındı, halbuki Kartal karakolundan aramışlar ve ifade vermek konusunda bu gün için zaman belirlemişlerdi. Ama gözaltı kararı başka bir dosyaya ilişkindi ve tutuklama isteminde bulunan İzmir Savcılığı bir an önce işini bitirmek istiyordu Turgut yoldaşın. Aynı dosyadan, aynı belgelerden iki ayrı suç üretmek gibi bir başarıya imza atıyordu savcılık. Oysa Hukuk Fakültesi 1.sınıf öğrencileri dahi bilirler ki bir eylem yalnızca bir suç oluşturur. Bir konuşma hem cumhurbaşkanına hakaret hem de terör örgütü propagandası olarak değerlendirilemez.
Fakat durum daha da karmaşık. Turgut Öker hakkında kesinleşmiş ve ertelenmiş iki mahkeme kararı bulunuyor. Erteleme kararları 5 yıl için ve 2020 de süre dolacak. İşte tam da burda bir el devreye giriyor. Son iki ay içerisinde hakkında 4 soruşturma daha açıldı. Bu soruşturma ve açılan davalardan ceza aldığı takdirde hem yeni cezayı hem de ertelenmiş olan hapis cezalarını yatmak zorunda kalacak.
Diğer yandan açılan davalarda ceza erteleme sınırını ortadan kaldırmak için Canan Kaftancıoğlu örneğinde olduğu gibi davaları birleştirip toplam bir ceza vererek onu cezaevine gönderme projesi de pekala gerçekleştirebilirler.
Turgut Ökere sahip çıkarak bu davanın müdahili olalım ki bu topraklarda Hızır Paşalar varsa Pir Sultan Abdallar da olduğu görülebilsin.
Kimsenin insanlığı esir alamayacağı, diz çöktüremeyeceği anlaşılsın.
Turgut Ökere yapılanı bertaraf edip tüm toplumumuza yapılmış olarak görelim ki artık hiç birimize karşı haksızlığa kimse cesaret edemesin.
Birimizin ayağına bir taş değdiğinde hepimiz o acıyı hissediyorsak:
13 Aralık 2019 Cuma günü, saat 09.35’te
İstanbul Anadolu Adalet Sarayı 35.Asliye Ceza Mahkemesinde biz de davaya müdahil olalım…
Av. Ali Yıldırım