Türban, Din Dersi, Polis

Türban, Din Dersi, PolisMustafa YALÇINER / Evrensel Kılıçdaroğlu “türbanı biz çözeriz” deyince Başbakan yükleniyor:...

Türban, Din Dersi, Polis

Mustafa YALÇINER / Evrensel

Kılıçdaroğlu “türbanı biz çözeriz” deyince Başbakan yükleniyor: “Haydi, hemen çözelim!

Doğrudur, türbanın “hemen” çözülmesi gerek. Kangren oldu o da. Ancak “çözeriz” diyen CHP hem kafaca, hem de kendi içinde hazır olmadığı için zorlanıyor. AKP de onu sıkıştırma pozisyonunda. Ve AKP gerçekten çözülsün mü, çözülmeden kalsa mı daha güçlendiricidir (oy getirir vb.) tutumunda, tartışılır.

Ama çözülmeli. “Orada öyle burada böyle” de değil! Çözülüp 1) inanç ve vicdan özgürlüğü, bir hak olarak tanınmalı, 2) halkın buradan bölünmesinin önüne geçilmeli, 3) dolayısıyla sınıf mücadelesinin gelişmesinin önündeki bir engel kalkmalı.

İsteyenin istediği gibi giyinmesi neden kabul edilmez? Üniversitede ve geri kalan “kamu”da türban neden serbest değildir? Laisizm bu diye mi? Alakası yoktur! Laisizm din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır, inanç konusunda kişinin devletin zorbalığı olmadan istediğine inanması ya da inanmamasıdır. Kemalist laisizm, bir iktidar kaldıracı olarak, “yeni burjuvazinin” iktidarını pekiştirmek üzere, kendi bulduğu yapma bir dini dayatırken, dini kendisine karşı iktidar aracı olarak kullanmanın önünü kesmek için, feodalizme karşı mücadeleye girişmemiş, ama çıkardığı yasalarla, onun sadece üst yapısıyla uğraşarak “gardrop Atatürkçülüğü” yapmıştır: “Şapka giyilecek!”. “Tekkeler yasak!” vb. Dinci akım tarafından yeni geliştirilen türban da, bu kapsamda zamane Atatürkçülerince yasak ilan edilmiştir. Yasak yol mudur? Dinlenmekte midir? Olsa olsa, sınıf mücadelesinin üstünü örtmekte ve “yasağa karşı mücadele” edenleri güçlendirmektedir!

Yasak kalkmalıdır! İsteyenin istediğine inanma ve gereğini yapma hakkı tanınmalıdır. Türban yasağı, tıpkı onun gibi inanç özgürlüğü sorunu olan “zorunlu din dersi” dayatmasıyla birlikte kaldırılmalıdır. Gerisi mücadele işidir!

Doğrudur; türban hakkı tanındığında bu kez kadınlar üzerinde kapanma baskısı yapılacaktır. Dini istismar aracı olarak kullanmakta olan AKP ve şürekasına güvenilecek ve ondan insanlara, örneğin inanmayanlara ya da türban takmak istemeyenlere eşit davranması beklenecek değildir. Mücadele edilecektir.

Ve zaten şimdi de mücadele edilmelidir. Savunulması gereken, sadece, genel olarak inanç ve özel olarak türban takma hakkıdır. Yoksa türban takılması tabii ki savunulmayacak, teşvik edilmeyecektir. Nasıl savunulabilir? Dinci akım tarafından kazanılmış, türbanla örtünmeyi “özgürlük” sayan, böyle savunan üniversiteli genç kıza, ancak onun türban hakkı savunularak, türbanın özgürlük nesnesi değil, ama tam tersi olduğu anlatılabilir. Ancak açmak özgürlük olabilir: Birinci sınıflığı kabullenilen erkeğin zorbalığı ve aşağılık cinselliği önünde diz çökerek örtünmeyi benimsemek, ikinci sınıf insanlığı benimsemektir! Kadının erkeğe köleliğini içselleştirmektir! Bu savunulamaz. Ama örtünmeyle, yasak koyarak mücadele hiç edilemez! Ancak kemikleşme ve yanlış yerden saflaşma elde edilebilir.

AKP’nin türban hakkını basamak yaparak Türkiye’yi daha da gericileştirmek istediği ve isteyeceği kesindir. Şimdiden, her şeyi, laisizmde kesinlikle yeri olmayan devletin dine müdahalesinin aygıtı “Diyanet’e soralım” tutumunu almaktadır. Topluma dincileşmeyi dayatan AKP’nin Diyanet İşleri Başkanı, “devlet memuru olmaları” ve “devletten maaş almaları” laisizme aykırı olan imamların bir de “kanaat önderleri” olmalarını önermiştir. “Aile imamı” gündeme getirilmektedir!

Mücadele zorunluluğu kesindir. Ama hak tanımayarak değil, tersine hak mücadelesi yürüterek. İşte aynı içerikli bir inanç ya da inanmama özgürlüğü sorunu olarak “zorunlu din dersi” dayatması. Meclis’te CHP, “zorunlu din dersi” de birlikte kaldırılmadan “türban”da bir adım atarsa, Aleviler ondan elini bütünüyle çekmelidir! İşte “türbanla özgürleşeceği”ni iddia ettiği üniversiteye, AKP, özgürlük çiğneyicisi polisi yerleştirme peşindedir! Mücadele… Türbanı özgürlük sorunu görenlerle buradan birleşilebilir. Eşitlik ve özgürlükler için mücadele…

MUSTAFA YALÇINER

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy73299 = 'm.yalciner' + '@';

addy73299 = addy73299 + 'hotmail' + '.' + 'com';

var addy_text73299 = 'm.yalciner' + '@' + 'hotmail' + '.' + 'com';

( '' );

73299 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


Evrensel - 10 Ekim 2010

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku