ALİ BALKIZ SAVRULURKEN, RÜZGARI KAYADAN SADECE TOZ ALIR
Turan Eser, ABF Eski Genel Başkanı
Yıl 2006. Bunda üç yıl önce Aleviler ve siyaset ilişkisi tartışıldığında, Sayın Ali Balkız bu tartışmaları küşümsemiş ve Alevi Bektaşi Federasyonu seçimlerini kaybettikleri için, hem ABF’yi, hem de Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nu hedef alan bir yazı kaleme almıştı.
Balkız bu yazısında “Alevi kurumlar sarsılıyor, onulmaz yaralar açılıyor. Aleviler neden siyaseti beceremezler?.. Neden birbirlerine düşerler?.. Neden kendilerine büyük misyonlar, vizyonlar vehmederler? Neden siyaset alanında kuralları, kurumları, gelenekleri, mirasları yoktur?.. Çünkü köylüler.” diye Alevileri küçümsemişti. Sayın Balkız o dönem her hangi bir Alevi kurumunun yöneticisi değildi. Boşverin parti siyasetini diyerek, “Bugün; yurtiçinde-yurtdışında bunca dernek, şube, genel merkez, federasyon, kongederasyon niye var ki?.. Var olduklarını, bir kimlik taşıdıklarını, bir hak öznesi olduklarını göstermek ve kabul ettirmek için değil midir? Kamuoyu oluşturmak, haklı olduklarına dair herkesi inandırmak, destek almak, devleti, meclisi, hükümeti ikna etmek, zorlamak, böylece özledikleri demokratik koşullara ulaşmak adına değil midir?.. Bundan âlâ siyaset hangisidir?..” diye sormuştu.
O dönem Alevilerin siyaset müdahale edelim (parti kurma değil) tartışmalarına dair, sayın Balkız “Bu siyasete müdahale değil, siyasetten nemalanmadır. Bu ise toplumsal değil, kişisel bir meseledir. Bu kurnazlığı ise siyasi partiler de Aleviler de deneyleriyle bilirler.” diye tarihe kendince not düşmüştü. Bunu savunan sayın Balkız şimdi savruldu, Alevi Bektaşi Federasyonu’nu kullanarak parti kurma çalışmasının aktörü oldu. 3 yıl önce fikirleri mi? Onlarda savruldu...Tıpkı kendisi gibi..
SİYASETTEN NEMALANMAK MI DEMİŞTİNİZ?
Yıl 2009. Ali Balkız şimdi eleştirdiği, tanımadığı ve ona karşı alternatif etkinlikleri yaptığı, ABF’nin Genel Başkanı.
Milliyet’teki röportajında,Ocak 2010’da “Yeni Sol Partinin kurulacağı” müjdesi veriyor. Şu ya da bu partiye alternatif değilmiş.. Hepsine birden alternatifmiş.. İnsan kendi kendisine sayın Balkız’ın üç yıl önce dediği gibi, “Neden kendilerine büyük misyonlar, vizyonlar vehmederler?” diye sormaktan alıkoyamıyor. Kişisel olarak sayın Balkız istediğini yapabilir. Parti kurabilir. Siyaset yapabilir. İyi de olur... Ama ABF Genel Başkanlığı kimliği ona bu görevi ve misyonu vermez.
Şimdiye kadar ABF tarafından 22 ilde yapılan toplantılardan “Aleviler parti istiyor” gibi bir talebin ortaya çıktığı iddia ediliyor. Oysa abartılarak anlatılan ve 22 ilde yapılan bu toplantılara katılanların toplamı dahi 1500 kişiyi bulmadı. Bu toplantılara katılanların %90’nı zaten siyaseten örgütlü ve sayın Balkız’ın kurulucağını söylediği partinin kuruluşunda yer alacak olan SHP, 10 Aralık ve ÖSH taraftarlarıydı. Yani sayın Balkız’ın bahsettiği toplantılara bırakın Alevilerin kitlesel olarak katılımını, gruplar düzeyinde bile katılmadı. Sadece yönetici düzeyindeki sınırlı sayıda katılımlarla gerçekleşti. Dolaysıyla bu yeni sol parti girişimi sanal bir çevreyi kapsayan ve toplumsal karşılığı olmayan bir projedir. Bölenlerin, birleştirici ve kucaklayıcı olduğuna şimdiye kadar tanık olunmadı. Siyasi alanda da bu kural hiç değişmedi. Bir kaç siyasi entellektüelin siyasi projesinde görülen, kitlesel cari açıklarını, Alevilerin oyları ile kapatmasını hedefleyen bu işbirliği, dipsiz bir siyasi kuyudan su çekmeye benzer. Alevi toplumun siyasallaşması ve yurttaşlık kimliği üzerinden siyasete katılması en çağdaş ve demokratik yaklaşımdır. Alevi hareketi, Alevileri yurttaşlık kimliği üzerinden siyasal alanın önemli bir gücü ve birikimi olarak hazırlayabilir. Ama bu çalışma tarzı ile değil.
ALEVİ KURUMLARININ YÜZDE 99’U ABF’NİN PARTİ KURMA ÇALIŞMASINI DESTEKLEMİYOR.
Üç yıl sayın Balkız’a çok şey öğretmişe benziyor. Üç yıl önce tartışılmasını dahi “yanlış ve nemalanma” olarak gördüğü, “Alevilerin siyasete müdahalesi” fikrini, ABF Genel Başkanı sıfatı ile sadece tartışmıyor, parti kuruyor. Fakat sayın Balkız, 8 ve 9 Kasım Mitinglerini ve sonuçlarını yanlış okumaktadır. Çünkü sayın Balkız, ABF’ye bağlı tüm üye kurumların desteğine sahip değildir.
ABF’ye bağlı ve en fazla üye, şubeye sahip Alevi Kültür Dernekleri, Narlıdere Alevi Kültür Dernekleri, Kayseri Hacı Bektaş Derneği gibi 20’yi aşkın bağımsız ABF üyesi dernek, PSAKD’ne bağlı bir çok şube, ABF tarafından sürdürülen parti kurma çalışmalarına destek vermiyor. Şu anda Federasyona bağlı derneklerin, ABF Yönetiminden acil başkanlar kurulu toplantısı yapılması çağrısı var.
Yıllardır ABF ile işbirliğini ve ABF’ye katkısını eksik etmemiş olan Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı’da destek vermiyor.
ABF dışındaki Alevi-Bektaşi kurumları da destek vermiyor.
Karaca Ahmet Sultan Kültürünü Yaşatma ve Tanıtma Derneği destek vermiyor.
Alevi Bektaşi Eğitim Kültür Vakfı destek vermiyor
Şahkulu Sultan Dergâhı Vakfı destek vermiyor.
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı destek vermiyor, doğru bulmuyor.
Diğer Alevi Vakıfları destek vermiyor.
Avrupa ülkelerindeki sayıları ona ulaşmış (Almanya, Avusturya, İsviçre, Hollanda, Danimarka, İsveç, İngiltire, Belçika, Fransa, İtalya Alevi Birlikleri Federasyonu ve bu federasyonların bağlı oldukları Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, ABF koltuğunda oturup parti kurma çalışmasının içinde olma ve bu çalışmalara ABF olarak katılmayı desteklemiyor. YOL TV bu çalışmaları desteklemiyor.
Avusturalya Alevi dernekleri destek vermiyor.
Kanada Alevi Dernekleri destek vermiyor.
Alevi Aydınları destek vermiyor.
Alevi ozanları destek vermiyor.
Alevi dedeleri, Bektaşi babaları ABF yönetiminin bu çalışmasına destek vermiyor.
Alevi iş adamları bu çalışmaya destek vermiyor.
Soru kısa ve net; Kim destek veriyor?
Cevapta kısa ve net; ABF Genel Başkanı Ali Balkız ve ekibi.
ABF’NİN TÜZÜĞÜ, İLKELERİ VE KONGRESİDE DESTEK VERMİYOR.
Sayın Balkız’ın ABF Genel Başkan sıfatını kullanarak, parti kurmaya soyunsa dahi, ABF’nin tüzüğü ve kongre iradesi ve kongre kararları da destek vermiyor.
Sayın Balkız ve ekibi, ABF’nin demokratik kitle örgütü olduğunu unutmuştur. ABF bileşenleri çoğulcudur. Onlarca değişik siyasi düşünceden ve onlarca değişik partiden üyeleri vardır. Tıpkı meslek odaları ve sendikalar gibi. Çoğulcu ve siyasal olarak homojen olmayan bir Demokratik Kitle Örgütü, tek tip siyasal bir projeyi tabanına dayatabilir mi? Buna yetkisi varmıdır?
Sayın Balkız eleştirileride kabul etmiyor ve hatasını başka bir hata ile kapatıyor. Eleştirilere “Biz Alevi Partisi kurmuyoruz, herkesi kucaklayan sol parti kuruyoruz” diye savunmaya geçiyor. Sorun kurulacak partinin, bir Alevi Partisi olup olmaması değil, Alevi Bektaşi Federasyonu’nun Genel Başkanı Sıfatıyla bir parti kurmanın doğru olmayacağıdır. Sayın Balkız’ın, ABF genel başkanı olarak değil, bireysel olarak, kendi adına her hangi bir partinin kuruluşunda yer alabilir ve bu ben dahil kimseyi alakadar etmez. Başarı dileriz o kadar.
Ancak ABF’nin kuruluş amacı, misyonu ve çalışma esasları bellidir. ABF kendisini, kişisel amaçlara ve hedeflere değil, Alevi-Bektaşi toplumumun demokratik, hukuksal, sosyal ve eşit haklara kavuşmasına kilitler. ABF yöneticileri, yönetici sıfatlarını taşıdıkları sürece parti kurma çalışmaları içinde yer alamazlar, sıfatlarını parti kuruluşu için pazarlık unsuru haline getiremezler. Hem de “paramız yok, imanımız var” deme pahasına dahi yapamazlar.
Düne kadar CHP’nin kazanında Aşure yiyenlerin, son seçimlerde CHP’nin ilçe belediyelerinde işe girme pahasına, CHP ile boy gösterenlerin, şimdi de “Sol Parti” demelerine ancak “yolunuz açık olsun” denilir.
Ancak bir şartla, ABF’de görevlerinizden derhal istifa ediniz...
Çünkü ABF siyasi rant için kullanılamaz.
ABF ALEVİLERİN GÖZ BEBEĞİ GİBİ KORUMASI GEREKEN BİR KURUMDUR.
Savrulanların rüzgarı, ABF’den sadece toz alır...
Turan Eser
KAYNAK : Alevihaber.com - 8 Aralık 2009