Tutuklu sayısı 70
Ergenekon soruşturması çerçevesinde yapılan 9. dalga operasyonunda gözaltına alınan Tuncay Özkan, Adil Serdar Saçan ve Gürbüz Çapan’ın da aralarında bulunduğu 6 kişi daha tutuklandı
Eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ile gazeteci Tuncay Özkan Metris Cezaevi’ne gönderildi
“Ergenekon” soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve önceki gün adliyeye sevk edilen gazeteci Tuncay Özkan, eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ile eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın da aralarında bulunduğu 6 kişi dün tutuklandı. Son tutuklamalarla soruşturmada tutuklu sayısı 70’i buldu.
Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne önceki sabah saatlerinden itibaren getirilmeye başlanan Özkan, Saçan, Çapan, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu üyesi emekli Hâkim Albay Tanju Güvendiren, İP lideri Doğu Perinçek’in eski avukatı ve Aydınlık yazarı Emcet Olcaytu, tıp doktorları Mesut Özcan ve Hüseyin Nazlıkul’un savcılıktaki işlemleri önceki gece yarısı tamamlandı.
Adliye işlemleri 24 saat sürdü
Nöbetçi hâkimin dosyayı incelemesinin ardından saat 03.00’te başlayan nöbetçi mahkeme sorgusu, dün sabah saat 07.00 sıralarında sonuçlandı. Özkan, Saçan, Çapan, Güvendiren, Olcaytu ve Nazlıkul, “Ergenekon terör örgütü üyesi olmak ve örgüt adına faaliyette bulunmak” suçundan sevk edildikleri İstanbul Nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklandı.
Mahkeme, Mesut Özcan’ı ise serbest bıraktı. Önceki gün saat 09.30’da başlayan zanlıların adliyedeki işlemleri, dün 09.00’da tamamlandı. Zanlıların, adliyedeki işlemleri 24 saat sürdü.
Geniş güvenlik önlemleri altında adliyenin üst kapısından çıkarılarak, Metris Cezaevi’ne götürülen zanlıların, daha sonra nakillerinin yapılacağı öğrenildi.
2 kişi serbest kaldı
Bu arada, Emniyet'teki işlemleri tamamlanan Biz Kaç Kişiyiz Derneği Genel Başkanı Selim Utku Gümrükçü ile derneğin genel sekreteri Evrim Baykara dün adliyeye sevk edildi. Savcılıkça 4.5 saat sorgulanan iki zanlı, "terör örgütüne üyelik" suçundan tutuklanmaları istemiyle Nöbetçi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildiler. Mahkeme, 2 kişiyi serbest bıraktı.
TUNCAY ÖZKAN: Biz susturulursak Türkiye çölleşir
Zanlılar, mahkemede verdikleri ifadelerinde haklarındaki “Ergenekon terör örgütü üyesi” oldukları yönündeki suçlamaları reddettiler. Gazeteci Tuncay Özkan, 25 yıl boyunca birçok kitabı yayına hazırladığını, bu çalışmaları sırasında yüzlerce kişiyle görüşme yaptığını anlattı.
Hayatının hiçbir döneminde terör örgütleriyle hiçbir ilişkisinin olmadığını söyleyen Özkan, hiçbir zaman hukuksuzluğu desteklemediğini ve terörü kabul etmediğini belirtti. Özkan, “En özgürce düşüncelerini ifade eden birisiyim. Bunu demokratik bir hak olarak, yasalara uygun şekilde dile getiriyorum. Bu şekilde baskı ve dinlemelerle benim gibi özgürce düşünen ve düşündüklerini dile getiren insanlar susturulursa, o taktirde Türkiye çölleşir. Ben bugüne kadar çıktığım duruşmalarda ‘Sabıkasızım’ diye övündüm. ‘Gazeteci ve yazarım’ dedim. Şu anda 50 saattir ayaktayım. Önüme tabela asılarak fotoğraflarım çekildi. Parmak izlerim alındı” dedi.
ADİL SERDAR SAÇAN: Tanık olabilecekken şüpheli haline geldim
Eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan da hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Mesleği nedeniyle örgüt yapılanmasını en iyi bilen kişilerden biri olduğunu kaydeden Saçan, “2001 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) aldığım proje iznini ben başlattım. Soruşturmayı sonra istihbarat şubeye bıraktım. Soruşturmaya ve davaya esas olan tüm bilgi ve belgeler benim zamanımda toplanmıştır. Çekirdek yapıyı o dönemde çözdüm. Bu belgeler Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan elde ettiğim belgelere dayanmaktadır. Ancak o dönem DGM savcısı izin vermedi. Ancak ben bu bilgi ve belgeleri muhafaza ettim. Davaya müdahil olmak istiyorum. Bana bugüne kadar cevap vermediler. Küçük ve Peker yapılanmasında soruşturmayı başlatan emniyet müdürü olarak önemli tanık olabilecekken, şüpheli haline getirildim ve bunu takdirinize arz ediyorum, suçsuzum” dedi.
GÜRBÜZ ÇAPAN: Bir şey varsa ben mağduruyumdur
Çapan ise hakkındaki suçlamalara şöyle cevap verdi: “2001 yılında düzmece iddialarla yargılandım ve halen yargılamam devam etmektedir. 11 ay 20 gün tutuklu kaldım. Benim o dönemde Ermenistan üzerinden nükleer madde kaçakçılığı yaptığım, belediyede usulsüzlük yaptığım, büyük miktarlarda parayı zimmetine geçirdiğim, memleketimde hayvan kaçakçılığı yaptığım, hatta Ermeni asıllı olduğum yönünde iddialarda bulunuldu.
O tarihte nükleer madde kaçakçılığı iddiasının nereden çıktığını bilmiyorum. İşçi Partisi’nin bilgisayarında çıkmış öyle bir şey varsa ben mağduru olmuşumdur. Böyle bir örgütle ilişkilendirilmemin nedeni, Cumhuriyet gazetesinin ekonomik sıkıntıya girdiği zaman kardeşimle beraber gazetenin kurduğu bir finans şirketine ortak olduk. İddia edilen örgütün bu gazete çevresinde yapıldığı belirtildiğinden, benim de bu örgütün içerisinde olduğum iddia edilmektedir.
EMEKLİ HÂKİM ALBAY TANJU GÜVENDİREN: Adımın bir harfinin bu örgütle anılmasını zül addediyorum
Emekli hâkim Albay Tanju Güvendiren ise, suçlamaları kabul etmediğini, üzerine atılı iddianın telefon dinlemelerine dayandığını belirterek, hiçbir demokraside böyle bir delil yönteminin olmadığını söyledi. İddiaların delilden yoksun olduğunu savunan Güvendiren, “Uzun yıllar sıkıyönetim ve devlet güvenlik mahkemelerinde hâkimlik yaptım. Meslek hayatım terör örgütleriyle mücadeleyle geçti. Adımın bir harfinin bu örgüt ile anılmasını zül addediyorum” dedi.
ESRA ALUS, MUTLU BOZDAĞ İstanbul
MİLLİYET - 28 Eylül 2008