Türkiye’de 1990’lı yılların yöntemi olarak bilinen insan kaçırma, işkence ve ajanlaştırma faaliyetleri şimdilerde de sıkça yaşanıyor.
JİTEM yöntemi olarak da bilinen insan kaçırma, işkence ve ajanlaştırma faaliyetinin bu kez adresi Tokat oldu.
Demokrat Tokatlılar hesabından yapılan paylaşımda, “Tokatlı hemşerimiz Gökhan Güneş’in İstanbul’da kaçırılıp işkenceye maruz bırakılmasından sonra bu defa da 5 Şubat 2021 günü Tokat Almus Kınık Beldesi Gevrek mahallesinden Alirıza Çalpar hemşerimiz kaçırıldı” denildi.
“BURADA JİTEM VAR”
Yapılan paylaşımda kaçırılan Alirıza Çalpar’ın anlatımlarına da yer verildi. Çalpar, 5 Şubat’ta evinden çıkıp yaya olarak yürüdüğü esnada beyaz renkli Kango tipi bir araç ile kaçırıldığını belirterek şunları anlattı:
“Yüzleri siyah maskeli üç kişi inerek üzerime saldırdılar. Birisi boğazımı ensemden sıkıp başım aşağı gelecek şekilde araca iteklerken diğerleri kollarımı tutarak aracın arka kapısından arabaya girmem için uğraştılar. Ayaklarımı araç koltuğuna dayayarak arabaya girmemek için direnmek istedim fakat o sırada boynumda bir yanma hissederek kendimden geçtim (bayıltılmışım).
Kendime geldiğimde gözlerim ve kollarım bağlı üst tarafımda ki elbiselerim (mont, kazak ve atletim) çıkartılmış bir şekilde, iki kişi kollarımdan tutmuş karla kaplı bir zeminde yürüdüğümüzü anladım. Yürüme esnasında; ‘Kimsiniz nereye getirdiniz beni?’ diye sordum. Bir tanesi ‘Birkaç soru sorup hemen bırakacağız seni tabi ki sorularımıza doğru cevap verirsen, yoksa aileni de buraya getirir, hepinizi öldürürüz. Kimsenin de haberi olmaz’ dedi.
Bir iki dakika kadar yürüdükten sonra kapalı bir ortama girdik.
Tekrar ‘Kimsiniz, jandarma mı polis mi?’ diye sorduğumda içlerinden bir tanesi ‘kim olduğumuzu kimse bilmez’ dedi. ‘Gözlerimi açın kim olduğunuzu o zaman ben bileyim’ dedim. ‘Sus lan şerefsiz çok konuşma. Bize soru sorma. Sorularımıza cevap vereceksin hepsi bu kadar’ dedi.
İlk soruları ‘DHKPC hakkında bilgi vereceksin? DHKPC’nin Tokat’da ki faaliyetleri ve sen bu faaliyetlerin neresindesin? Örgüte bağlı bölgede başka kimler var?’ oldu.
Örgüt hakkında hiç bir şey bilmediğimi, hiç bir örgütle bağlantım olmadığını, hayvancılık ile geçimimi sağladığımı söyledim.
“DÜNYA PEŞİNE DÜŞSE SENİ KİMSE BULAMAZ”
‘Bize doğruları söyle, söylemezsen seni bırakmayız. Dünya pesine düşse seni kimse bulamaz. Burada bizden başkası yok, burada JİTEM var. Burada bin yıllık devlet geleneğini temsil edenler var. Konuş’ diyerek karnıma vurmaya başladılar.
Daha sonra bana bazı kişilerin isimlerini sordular. Şahsı tanımadığımı söylediğimde kollarıma naylon olduğunu düşündüğüm cismi damlatmaya başladılar. ‘Hiç bir şey bilmiyorum, söyleyecek başka hiç bir şeyim yoktur’ dedim. Bunun üzerine soğuk su tutup sonrasında tekrardan boynumda bir acı hissettim. Gerisini hatırlamıyorum.
Kendime geldiğimde Karadere Köprüsü denilen yere yakın Almus Baraj kenarına bırakılmıştım. Kaçırıldığımda üzerime giyinmiş olduğum elbiselerden sadece kazağımı tekrar giydirmişlerdi. Montumun cebinde cüzdanım (para, kimlik ve banka kartlarım) vardı.”
“KONTRGERİLLA FAALİYETİNİ KINIYORUZ”
Alirıza Çalpar, konuyla ilgili Almus Jandarma Karakolu’na şikayet dilekçesi verdiğini belirterek henüz yaşananlara dair bir gelişme olmadığını da aktardı.
Kaçırma faaliyetine dair Demokrat Tokatlılar Platformu ise şunları kaydetti:
“Yurdun her tarafında yaşanan bu kontrgerilla faaliyetini kınadığımızı, bu kaçırılmaların iktidarın son beş yıldır sürdürdüğü baskı ve zulüm politikalarının bir parçası olduğunu ve herkesin adım adım izlendiği bir ortamda bu kaçırılma operasyonları için iktidar ve kolluk güçlerinin ‘bilgimiz yok’ açıklamalarının hiçbir inandırıcılığının da olmadığını belirtiyoruz.”
PİRHA/ İSTANBUL