Aleviler üzerinden oynanan oyunlar hız kesmeden devam ediyor. Son dönemlerde Aleviliği asimile etme politikaları çok inceltilmiş yöntemlerle sürdürülüyor.
Aleviler üzerinden oynanan oyunlar hız kesmeden devam ediyor. Son dönemlerde Aleviliği asimile etme politikaları çok inceltilmiş yöntemlerle sürdürülüyor. Alevilere karşı kaba retçi, inkarcı politikaların sonuç vermediği ve bu yöntemin Alevileri sistemden kopardığı anlaşılınca, yeni yöntem arayışları devreye girdi. Öncelikli olarak içeriden işbirlikçi bir kesim oluşturup, işbirlikçiler üzerinden Alevilerin değer yargıları ve kimliksel özellikleriyle oynanıyor.
Sistemin genelde sosyal demokratlar üzerinden gerçekleştirdiği asimilasyon politikası ilginç bir şekilde siyasal İslam üzerinden deneniyor. İlk bakışta saçma geliyor, zira bugüne kadar ilerici siyasetin ve laikliğin temel gücü olarak gözüken Alevilerin siyasal İslama ve onun temsilcilerine destek vermesi zor gözüküyor. Bu temel çelişkiye rağmen Tayyip Erdoğan cesaretli ve cüretkar bir şekilde Alevileri kucaklamaktan bahsetmeye başladı. Bunun ilk adımı olan iftar yemeği başarısız olmasına rağmen, Başbakan ileri giderek yerel seçimlerde hedef olarak Alevi-Kızılbaşlar için çok önemli bir merkez olan Dersim’i hedeflediğini iddialı bir şekilde beyan etmiş, kadrolarına hedef olarak göstermiştir.
Başbakan’ın Alevi sevgisi özgürlükler ve demokrasiye yaklaşımda olduğu gibi sahte ve faydacıdır. Siyasal İslam kültürü ile yetişmiş iflah olmaz bir kişilikten demokrat bir duruş beklemek ham hayalciliktir. Dolayısıyla Başbakan’ın Alevilik ile ilgili her sözüne şüphe ile yaklaşmak, kaygı duymak en doğal hakkımızdır.
Asırlardır asimilasyona, katliamlara maruz kalan Alevi-Kızılbaşlar, Başbakan’ın Dersim’i hedeflemesi üzerinde iyi düşünmeleri gerekiyor. Elinde Türkiye belediyelerinin büyük çoğunluğu olmasına rağmen Başbakan’ın Dersim gibi küçük bir belediyeyi istemesinin sebebi yeni bir belediye kazanmak olamaz. Sebep, uzun vadeli bir siyasal projenin adımlarıdır. Dersim tarihsel ve siyasal olarak önemli bir merkezdir. Tarih boyunca baskı ve asimilasyon politikalarına karşı adı direnişle özdeşleşen, bağrından çıkan kahramanların ismi ezilenler tarihinde onurla anılan bu direniş coğrafyasının kaybı, ezilenler açısından önemli bir mevzi kaybıdır. Dersim, Alevi-Kızılbaşlar açısından da önemli bir merkezdir; kimliğin en fazla temsilini bulduğu, Alevilik denince akla gelen merkezlerden biridir.
Tayyip Erdoğan’ın özellikle Dersim’i istemesinin temel sebebi kentin tarihsel ve kimliksel misyonundan kaynaklıdır. AKP’nin kendi Alevisini yaratma ve asimilasyon politikasının sonuç vermesi açısından Dersim’in düşürülmesi önemlidir.
Medyadan öğrendiğimiz kadarı ile AKP çalışmalara başlamış durumda. Dersim il yönetimini yenilemiş, devletin imkanlarını ve paranın gücünü kullanarak Dersim’i satın alma politikası yürürlüğe konmuş durumda. Büyük ihtimalle seçim stratejisini paranın gücüne imkanlarla satın alacağı kişilikler üzerine oturtacak. Aksi de düşünülemez, çünkü AKP’nin Dersim’e ideolojik olarak sunabileceği ve başarılı olabileceği bir projesi olamaz.
Gerçekler bu kadar çıplak ve Dersim için tehlike söz konusuyken başta Dersimliler ve tüm ilericilerin durumu iyi değerlendirmesi gerekiyor. Dersim semboldür, dolayısıyla asimilasyoncu geri politikalara karşı bir kez daha demokrasinin, özgürlüğün ve direnişin adını tarihe yazmak hepimizin görevidir. Sisteme ve uygulayıcısı AKP’ye tüm işbirlikçi anlayışlara rağmen Dersim’in satın alınamayacağını, gerici politikaların merkezi yapılamayacağını onurlu Dersim halkı gösterecektir.
Ergin Doğru/ Özgür Demokratik Alevi Hareketi Dönem Sözcüsü (TUNCELİ)
EVRENSEL - 14 Nisan 2008