Her sakalıyı dede sanmak gibi komik bir algı. Hafız ve Beşşar Esadlar 48 yıldır Suriye cumhurbaşkanlığı makamındalar. Defalarca yapılan seçimleri kazanmış ve meşru bir yönetim olarak tüm dünya tarafından tanınmış hükümlerine rağmen inanç kökenlerine bakılarak devleti de öyle sanan selefi tekfirci inanç propagandasının esirleri aynı nakaratı bilinçsizce tekrar eder dururlar.
23 milyonluk bir devletin ezici çoğunluğu Sünni’dir. Devletin inancı da İslam-Sünni olarak belirlenmiş ve Vakıflar bakanlığı bu işleri (Diyanet işleri) yönetmekle görevlendirilmiş bir anayasası bulunmaktadır. Yasa ve kurumları gereğince de, Na3ra taifi (mezhep ayrımcılığı) kanunla yasaklanmış ve bu suçu işleyen hüküm giyene kadar da tutuklu kalması öngörülmüştür. Suriye’de öğüne öğüne her türden Sünni mezhep propagandası ve çalışması yapılabilirken Alevi kelimesini bile ağzına alıp dayatma yapan derhal tutuklanır ve hüküm giyene kadar da tutuklu kalır.
Suriye’de Alevilik yoktur ya da yok sayılır. Devletin Alevilere zerre kadar pay ayırdığı yok. Camiler en lüks oteller gibi iken Alevi inanç makamları hala ortaçağı döküntüsü halindedir. Fakir olan alevi halkı kendi çabasıyla ne yapabilmişse türbelerine o yapılmıştır ötesi değil. Devlet ise ilgisizdir. Alevi köyleri ve alanları Sahil bölgesinin devletten aldığı hizmet diğer bölgelere göre çok cüzidir. Aleviler “bize dokunmayın, kendi inancımızı kendimiz, Allah’la aramıza kimse girmeden yaşarız. Kimseden de bir şey istemiyoruz. Zulüm etmeyen yeter kovuşturmayın yeter. Devletin Hanefi mezhebi altında yaşamayı da kabul ettik yeter ki bizden uzak durun” diyerek yüz yılların kaygı ve korkularına karşı böylesi bir refleks geliştirmiş bulunmaktadırlar. Suriye her ölçüsüyle Sünni bir ülkedir, laik rejimin sağladığı nispi rahatlamayla Hıristiyan’ı da Alevi’si de mutlu yaşamaktadır. Bunu yıkmak isteyen ise egemenliğini baskı ve zorbalığa tek boyutlu inanca bindirmek isteyen ve terörün üreticisi olan tekfirci çevrelerdir.
Bu zalim süreçte Direnen Alevi direnen Sünni ve diğer din ve inançtan ve etnik topluluklardan tek vücut olarak vatan savunmasını başarıya götürmektedir. Mezhepçi söylemlerde bu direnişin ürünü olarak ezilerek sahada inandırıcılığını ve etkisini yitirmiştir.
Bu konuları defalarca yazdım uzun uzan verilerle de anlattım. Ama hala beyni tek kıvrım olanlar teröristlerin kışkırtıcı provokatif propagandalarının esiri olarak bu kof söylemi tekrar etmekten yorulmadılar. Suriye halkı ve özellikle Sünni halkı direnişiyle terörü ezerek zafer kazanmasına rağmen bu söylentiler uzaktan gazel okurcasına kendi kendini yeniliyor geviş getirerek çıkmış candan medet umuyor.
Uzatmayacağım bir iki tvitle bu konuyu yeniden anlattım.
nuralp @haciiiiiiiiii adlı İŞİD yanlısı bir okur şunları tekrar edip duruyor;
“olan it bahreynde şiiler çoğunlukta diye hergün isyan çıkarıyorlar, suriyede niye sünniler nusayrilere teslim olsun”
CEVABIMDIR
-Sana hiç anlatamadım olayı mezhepçi açıdan alınca hep öyle olur. Bahren ilkel bir krallık ortaçağ algısı ve yaşama şansı yok. Suriye'yi hiç sevmesek de Baas laik yönetiminde hep seçim ve sandıktan çıkan sonuca uyum var. Amerika'da Bushlar, Yunanistan’da Papandro dede baba torun
-Suriye'de Alevi yönetimi yok, olamaz da. Alevilik batinidir Sünnilik gibi fıkıh ürünü (icma kıyas hadis sünnet) tamamı kul sözü olan verilerden şeriat kurgulamaz. Sadece Allaha kulluğunu dualarla yerine getirir. Bunun için devlet ve hüküm algısı yoktur. Bilmiyorsunuz bilmiyorsunuz
-Suriye devleti bir Sünni devletidir. Alevilik yasak. İyi duy yasak. Vakıflar bakanlığı Sünni dev hissesiyle 24/24 Nur el Şam TVsiyle ortada.daha önemlisi yılda 52 cuma x 48 yıl Esadlar hükmü x 30.000 cami mescit =74.880.000 cuma hutbesinin bir tekinde Alevi kelimesi bile geçmedi.
-Suriye'de 14 il 500 ilçe 35 000 köy var, burada var olan devlet yetkilileri ve memurlarının %90'ı Sünni’dir. Orduda, muhabaratta da durum oranlaması buna yakındır. Tutturdunuz Esad Alevi o zaman devlette Alevileşti bu ne mekanik mantık, Suriye'yi buraya getiren de bu, anlayın artık.
Mihraç Ural