Hikmet Bilâ / Gazetevatan.com
Beş gün önce “Alevilere ‘Muaviye’ Bakışı” başlıklı bir yazı yazdım. Çünkü Alevilerin azınlık oldukları için seçimle iktidara gelemeyecekleri, bu yüzden de darbeci eğilim gösterdikleri gibi haksız, mesnetsiz, art niyetli, kışkırtıcı suçlamalar yapılıyordu.
Dün de “Alevilere Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği” başlıklı bir yazı yazdım. Çünkü, Alevilerin darbeci olduğu suçlamalarına yenileri eklenmiş, üstelik, Alevilerin yüksek yargı organlarını ele geçirdiği, kitlesel olarak bir siyasal partiyi desteklediği, mitinglere katıldığı gibi ipe sapa gelmez iddialar, “suçlamalar” sıralanmıştı.
Bunlar tek-tük saçmalıklar olarak kalsa, belki üzerinde bile durmaya değmezdi. Ama Alevileri hedef alan yazı ve iddiaların yandaş medyada son zamanlarda sıkça yer alması, bilinçli ve sistemli bir saldırı izlenimi yarattığı için, bunların gerçek niyetlerini gözler önüne sermek kaçınılmazdı.
Alevilere çamur atmak, onları kışkırtmak, Alevi-Sünni kavgası çıkarmak gibi kimilerinin yüzyıllardır gördüğü pis bir rüyayı, günümüzde, üstelik çok çirkin, çok basit bir biçimde sahnelemeye çalışıyorlardı.
O iki yazıda söylenenleri tekrar etmeyeceğim. Ama hayranlık duyduğum bir olgunun altını çizeceğim. O iki yazıya okurlardan aldığım tepkilerin ortak özelliği neydi, biliyor musunuz? Alevi olsun, Sünni olsun, pis oyunların ve pis oyuncuların farkında olanların, kafalarında “Muaviye’lik” ve “Yezit’lik” tilkileri dolaşanları hemen hemen aynı dille kınamalarıydı.
***
Sünni olduğunu söyleyen okurların, Sünni-Alevi kardeşliğini bozmaya bugüne kadar kimsenin gücünün yetmediğini, bundan sonra da yetmeyeceğini belirten ifadeleri, bana bir gerçeği hatırlattı.
Yüzyıllardır anne babaların çocuklarına verdiği isimlerle ilgili bir gerçeği...
Alevi inancında olanlar arasında Ali, Hasan, Hüseyin gibi isimler yaygındır...
Bu isimler Sünni inancında olanlar arasında da yaygındır.
İki kesim arasında daha nice ortak isimler vardır.
Peki siz hiç Sünniler arasında (Alevilerde olması zaten beklenmeyen) “Yezit” isimli bir kişiye rastladınız mı?
Rastlayamazsınız, çünkü yoktur. Çünkü yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan Sünniler de “Yezit” ismini çocuklarına vermemişlerdir; vermek istemezler. Çünkü Yezit’in Alevilere yaptığı zulüm ve katliamlar Sünni kitleleri de utandırmıştır, utandırmaktadır. Hiçbir Sünni, tarihe zalimliği, insanlık dışı eylemleriyle geçen Yezit’in adını anmak, yaşatmak istememiştir, istemez.
Neden bu tarihsel, sosyolojik-kültürel gerçeği hatırlattım. Yezitliğin bir mezhep olayı olmadığını vurgulamak için. Yezitliğin, Sünni olsun, Alevi olsun ya da başka mezhepten, başka dinden olsun, herkes için, nefretle anılan faşizmin adı olduğunu hatırlatmak için.
Yezitlik, Sünniliğin de Aleviliğin de ortak düşmanıdır, ortak nefretidir.
Bu devirde, bu çağda, 21’inci yüzyılda, insanlık değerlerinin, insan haklarının en üst düzeye çıkarıldığı günlerde, Türk medyasında Yezitliğin hortlatılması çabalarını görmek ne acı...
Hikmet Bilâ
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy38751 = 'hbila' + '@';
addy38751 = addy38751 + 'gazetevatan' + '.' + 'com';
var addy_text38751 = 'hbila' + '@' + 'gazetevatan' + '.' + 'com';
( '' );
38751 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
VATAN - 27 Temmuz 2009