ÇOK değil bir hafta sonra Sivas’ta insanların diri diri yakıldığı, bunun da televizyonlardan tüm dünyaya yayıldığı vahşetin yıldönümü…
17 yıl geçmiş aradan…
2 Temmuz 1993 günkü o vahşet üzerine çok kitaplar yazıldı, çok analizler yapıldı.
İnsanların bir kaç gün önceden nasıl yerli basın tarafından kışkırtıldığı, ardından peş peşe gelen hatalar- ihmaller- kasıtlar zincirinin 35 kişinin nasıl yakılmasına yol açtığı biliniyor.
Dini alet edenlerin nerelere kadar gidebileceği, ne kadar vahşileşebileceğinin bir örneğidir o olay.
Şimdi bilinmeyen tek şey sanıkların ne olduğu…
AKP iktidarı ile birlikte çöken sis bulutu ile doğan belirsizlik sürüyor çünkü.
DOSYAYI BOŞALTIP İADE İSTEDİLER
Bu sanıklardan yaklaşık 10’u Avrupa’ya kaçmıştı…
Halen iktidarda olan AKP zihniyetinin “koruma güdüsü” sayesinde de rahat rahat yaşıyorlar.
Hatta biri Mannheim’da dönerci- fırıncı açmıştı da, elinde fırıncı küreği ile poz veriyordu.
Dükkanın adı ise Big Brother’dı…
O zaman konu gazete manşetlerine yansıdı.
Türkiye ve Almanya’da insanlar ayağa kalktı.
Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Mannheim’daki dönerci Sivas canisi M.’yi “Türkiye’ye istiyormuş” gibi yaptı…
Berlin’e gelen iade dosyasına bir bakıldı ki, adam pür-ü pak…
Sadece eyleme katıldığına ilişkin iki adet yazı…
Başka yok…
Yargıtay’ın bozma kararı, 7,5 yıl ağır hapis kararı hak getire.
İlk AKP hükümeti, doğrusu Sivas canisini pek de candan bir şekilde istememişti.
Adalet Bakanlığı, “Adam Almanya’da huzura kavuşmuş. Bırakın yaşasın“ mantığındaydı.
Ardından çok sayıda soru önergeleri verildi, Türkiye’de Almanya’daki meclislere.
Alman tarafı isim isim hangi zanlıların ülkelerinde olduğunu açıkladı.
AKP’YE GÖRE, ONLAR FİKİR SUÇLUSU
Tabii AKP hükümeti tek birini bile getirtmedi Türkiye’ye…
Onlara göre, bunlar birer fikir suçlusu sayılabilirdi pekala.
İnsan yakan fikir suçluları!
İşte bunlardan biri de dönemin etkin isimlerinden Erbakan Hoca’nın partisinin Sivas Belediyesi’nde Meclis Üyesi olan kişidir.
Cafer Erçakmak’tır.
Hafızalardan silinmeyen ünlü sahnenin başrolündeki kişidir.
Aziz Nesin güç bela yanmaktan kurtarılıp itfaiye merdiveninden indirilirken, gözü dönmüş kalabalığa tekbir çektirten kişidir.
Arkadan yumruklayan kişidir.
Din adına bunları yapanların başıdır.
Ve o kişi, yaklaşık 15 yıldır Avrupa’dadır.
Dahası Ludwigshafen- Manneim kentleri ile Strasbourg arasında mekik dokumaktadır.
Arada bir de, AB ile dolaşım sorunu olmayan İsviçre’ye gidip geldiği belirtilir…
Geçenlerde Mannheim’da bir kaç kişiyle konuştuk.
Sık sık sakallarını kestiğini, tanınmamak için her defasında farklı tiplere büründüğünü anlattılar.
CAFER ERÇAKMAK SANKİ KÖYÜNDE GEZİYOR
O bölgeye gidin en azından Cafer Erçakmak’ı yerini bilen 20 kişiye rastlarsınız.
Adam o kadar rahat…
Sanki köyünde, sanki bir ozanın dediği gibi “Şu kanlı Sivas”ta…
Sık sık gittiği, kağıt oynadığı kahveye kadar her şey biliniyor.
Ama koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler, tarihinin en büyük kara lekelerinden birine imza atan bu şahısları alıp içeri tıkamıyor.
Ardından da Madımak Oteli üzerinden siyaset yapıyor.
Geçiniz onları…
İnsanların yüreklerindeki o kara duman izini silmek istiyorsanız, getirin Cafer Erçakmak’ı, çektirin cezasını…
Bu dünyanın adaletini sağlamak AKP’nin en başta gelen görevidir.
Almanya’dan Cafer Erçakmak’ı ve diğer 9 Sivas canisini istemek en büyük samimiyet olacaktır.
Haydi bakalım Recep Bey, yap bir Cafer Erçakmak açılımı…
Ki görelim samimiyetini…
Ali Gülen / Odatv.com - 25.06.2010