Rıza Zelyut / Güneş
AKP hükümetleri; 2003'ün başından itibaren; Türkiye'yi geleneksel çizgisinden çıkartıp Arapçı/gerici bir çizgiye çekmek için çok geniş kapsamlı bir planı devreye soktu. Bunun için önce polis örgütü elden geçirildi. Polisin tepe noktalarına, iktidara biat eden, Fethullahçı kesim tarafından yönlendirilen isimler getirildi. Özellikle polis istihbaratı bunlara verilerek ileride yapılacak tutuklamalar için belgelerin üretilmesi planlandı.
Sonra da TSK ile mücadele başlatıldı. Türk ordusunun geleneksel cumhuriyekçi/Atatürkçü tutumu; AKP planları için engel oluşturuyordu. Bu yüzden de TSK'nın darbe yapmak için planlar yaptığı iddiaları ortaya atıldı. Bunun için de Ergenekon operasyonu denilen süreç başlatıldı. Böylece TSK içindeki laik ve Atatürkçü subaylar iyice korkutuldu. Bazıları da tutuklanarak geride kalanlara gözdağı verildi.
Bu arada; cumhuriyetin temel değerlerini savunan, laikliği yaşamsal bulan aydınlar da Ergenekoncu gösterilerek içeri alındı. Basın yayın organları susturulmaya çalışıldı. Gazetelerin patronları ağır para cezaları ile korkutuldular.
AÇILIM MASKESİ
Fakat; Türkiye'de AKP'nin gerici çizgisine asla teslim olmayacak milyonlarca Alevi bulunuyordu. İşte bu toplum, AKP'nin toplumu geriye götürme planı karşısında yer almıştı. AKP hükümeti; bu kitleyi açılım gömleği ile kandırmaya çalıştı. Daha işin başında bile; açılım toplantısına Alevilere düşman olan Mümtazer Türköne, Nevzat Tarhan gibi isimler çağrılarak; aslında bu topluma, 'Sizi biliyoruz, ona göre ha!' deniliyordu ama açılımcı Aleviler farkında değillerdi.
Cumhuriyet mitinglerinde meydanları dolduran Aleviler AKP için tehdit kabul ediliyordu. Bunun için onları da Ergenekon işinin içine sokacak girişimler başlamıştı. Karargah Evleri adını verdikleri operasyona, Alevileri bulaştırmak istediler; tutmadı. Sonra Deniz Kuvvetleri içinde operasyona giriştiler. Buradaki Alevi subayları Ergenekoncu gösterdiler. Hakkında sahte belge imal ettikleri Yarbay Ali Tatar intihar etti. Merhum Tatar'ın eşi, cenaze töreninde, 'Savcı Bey, onun katili sensin!' diye haykırarak bu insafsızlığı dile getiriyordu.
Sonra Balyoz Planı dedikleri casus belgesinde de işin içine Alevileri sokmaya kalkıştı, yalancı, satılık yandaş medya. Org. Çetin Doğan için, 'Alevi Paşa, cami bombalatacaktı!' diye yazarak gerici kesimi tahrik etmeye çalıştılar.
Sonra Erzincan Savcısı İlhan Cihaner'in yürüttüğü soruşturma gündeme geldi. İşin içinde AKP'li milletvekillerinin hatta esik bakanların bulunduğu, yandaş bir gazete sahibinin de etkin biçimde katıldığı örgütlenme saptandı. Savcı Cihaner; tam da bu tarikat-siyaset işbirliğini açığa çıkartacakken, bu soruşturma, Adalet Bakanı'nın devreye girmesiyle Erzurum'daki özel yetkili savcılara aktarıldı. Osman Şanal'ın da aralarında bulunduğu bu savcılar; bir iddianame hazırladılar. İddianame'de, Erzincan 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'in bu ildeki Alevi köylerine okul yardımı yapması bile bir suç gibi gösteriliyordu. Ve Osman Şanal isimli savcı, basına yansıyan haberlere göre; tutukladıkları Albay Cemal Temizöz'e, 'İlhan Cihaner Alevi, Yıldıray Berk de Alevi mi?' diye sorarak Alevileri potansiyel suçlu olarak gördüğünü bir kez daha belirtmiş oluyordu.
Son olarak da eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ı gözaltına aldılar.
Seyfi Oktay; çok tanınmış, çok sevilen bir Alevi büyüğüdür. Suçu varsa; dürüst olması, Atatürkçü olması ve çağdaş yaşam tarzını savunmasıdır.
FİŞLEME AYIBI
AKP hükümeti; devlet kurumlarındaki Alevileri fişleyerek büyük ayıp işlemiştir. Bu durumu da; yandaş basına sızdırılan sözde bilgilerde görmekteyiz. Örneğin; Fethullahçı yandaş iftiracıların Samanyolu kanalında, eski bir hakim konuşturuluyor; o da HSYK'daki hakim ve Savcıların yarıya yakını Alevi diyor. Bu haberi, yandaş yalaka Emre Aköz ele alıyor; 23 Temmuz 2009'da, Sabah'taki köşesinde, 'Alevilerin nüfusu ancak yüzde 15 iken, HSYK'daki üyelerin yarısının Alevi olduğu doğru mu?' diye sorarak, Alevilerin HSYK'de olmalarını neredeyse suç ilan ediyor.
Buna benzer rakamlar; haberlere köşe yazılarına yansıyor.
Peki nereden çıkıyor bu yüzde 15'ler, yüzde 50'ler...
Demekki AKP hükümeti; Alevileri istihbaratçılarına izletmiş, fişletmiş...
İşte AKP budur...
İşte bunların demokrasisi de bunları destekleyenlerin demokratlığı da ancak böyle bir insanlık ayıbıdır.
Unutmayın: 'Zulmün; copu var, gazı var, polisi varsa/Hakk'ın da bükülmez imanı vardır'
KAYNAK : Güneş - 04 Haziran 2010