Zülfü AKAR
Alevi’ler bir aradaydı, Alevi’ler sevdalıydı. Farklı etnik kökenleri, farklı siyasal görüşleriyle Aleviler bir tek Sevdanın deminde bir aradaydılar. Bir idiler, diri idiler. Türk’ü ile, Kürt’ü ile, Sosyalisti ile Kemalist’i ile tüm Alevi’ler bir tek sevda idiler; “Ben de varım”…
Ben de varım:
Bir insan olarak, ben de varım.
Sadece yönetilen değil, yönetecek olarak ben de varım.
Susan olarak değil, konuşan olarak ben de varım.
Bir oy deposu olarak değil, bir kimlik olarak ben de varım.
Gizli saklı değil, apaçık varım.
Öteki olarak değil, kendim olarak varım.
Bir hasret, bir sevda, bir lezzet olarak ben de varım. İzzettin’de değil, sevdamın Lezzetinde varım diyerek ışığa sarıldı aleviler. İzzettin gibi dedelerinin inkarına, cehaletine, kendinden başka herkese yaranma komplekslerine sırtını dönerek “ben de varım” dediler. “Eşit bir yurttaş olarak varım” dediler. Kızıl bayraklarıyla, Ayyıldızlı bayraklarıyla, Türkçe, Kürtçe ve Zazaca söylediler “varım” diye.
İzzettin’siz bir lezzetle söylediler. Türkülerle söylediler. Kutsal semahlarıyla söylediler. Tepemizde Demokles’in kılıcı gibi sallanan bölünme korkularına sırtlarını dönerek kardeşçe, birlik içinde söylediler. Tek vatan dediler; sadece ben değil, hep birlikte tek vatan dediler. Merkeze; korkuyu, ideolojiyi, baskıyı, milleti,dini, devleti değil; İNSAN’ı koyarak söylediler. İstedikleri demokrasiyi Ankara’nın koynunda, önce kendileri göstererek söylediler.
Aslolan insandır; dini, milleti, dili, kültürü,devleti, ideolojisi tıpkı ağzı, burnu, kolu gibi insanın bir uzvudur. Düşüncesi, duygusu, özlemi sadece bir uzvudur insanın. Aslolan kendisidir. “Önce insan” dedi Alevi’ler, “ gerisini paylaşırız kardeş sofrasında”
Küresel ısınmanın pençesinden, sen ben kavgasının vahşetinden, belirsiz yarınların karanlığından “BİZ” olarak çıkacağız dedi Alevi’ler.
Hiç bir korkulan olmadı. “Gidenler Aleviler değil” yalanı tutmadı. “Bölücülük yapılacak” yalanı tutmadı. “Üç-beş kişi olacak” yalanı tutmadı. İnsanın insan için insanca bir yolda sevdayla yürüdüğü bir yolda korkuya ne hacet. Lezzetle yürüdü insanlar, İzzet’le değil.
“Ben de varım” dediler. “Biz olarak ben de varım…Beni sen değil, kendimizi hep beraber birlikte yönetelim” dediler.
Zülfü AKAR
Alevihaber.com - 13 Kasım 2008