Serdar TURGUT : Kriter nedir?

Serdar TURGUT  : Kriter nedir?  Türbanı nedeniyle baskı gördüğü söylenen kız öğrenci, inanç ve kılık-kıyafet...

Serdar TURGUT  : Kriter nedir? 

Türbanı nedeniyle baskı gördüğü söylenen kız öğrenci, inanç ve kılık-kıyafet özgürlüğü kriterine göre aranıyorsa, Amasyalı kızlara da bu nedenlerle sahip çıkılması gerekmez miydi?..Alevi olduğu için dayak yiyen öğrenci de ‘Alevilere sahip çıkılıyor’ için arandıysa, Başbakan acaba bilmiyor mu ki Amasya’da baskı gören kızlar da Alevi...

Başbakan ve AKP’nin diğer önde gelenleri, bu dönemde hedeflerine kilitlenmiş durumda olup, o hedefe doğru kararlılıkla ve tavizsiz ilerlediklerinden, toplumu yönetmekte lazım olan bazı nüanslara dikkat etmeyi hiç önemsememeye başladılar.

Gerektiğinde toplumu manipüle etmeyi de çok iyi becerdiklerinden hata da yaptıklarını düşünmüyorum. Dolayısıyla, bir tek kilitlenmiş oldukları hedefin kendileri açısından olağanüstü önemi nedeniyle bu şekilde umursamadan davranıyor olabilirler diye düşünmeye başladık biz.

Örneğin; Başbakan türbanı yüzünden zor duruma düşürülen kız öğrenciyi aradı. Çok güzel bir davranış ve toplumdan da destek gördü.

Sonra Alevi olduğu için dayak yiyen öğrenciyi aradı, ona da sahip çıktı...

Türban Başbakan için çok önemli bir kriter. Aleviler de oy tabanı olarak çok önemli. Bu da gayet meşru bir başka kriter olabilir tabii ki...

Ama bir de Amasya’da oruç tutmadıkları ve başları açık olduğu için arkadaş baskısı nedeniyle okullarından ayrılmak zorunda kalan kızlar var.

Başbakan onları aramamakta kararlı gibi.

Açıkça buradaki kriterin ne olduğunu anlayamıyoruz.

Eğer türbanı nedeniyle baskı gördüğü söylenen kız öğrenci, inanç ve kılık-kıyafet özgürlüğü kriterine göre aranıyorsa, Amasyalı kızlara da aynen bu nedenlerle sahip çıkılması gerekmez miydi?..

Alevi olduğu için dayak yiyen öğrenci de ‘Alevilere sahip çıkılıyor’ görüntüsü vermek için arandıysa, Başbakan acaba bilmiyor mu ki Amasya’da baskı gören kızlar da Alevi.

Kritere ne oldu acaba?...

Bütün bu olan bitenden çıkabilecek tek sonuç şu: Başbakan artık, başı açık gezen ve oruç tutmayan insanlara kararlı bir şekilde sahip çıkmayacak.

Verilen görüntü bu... Zira onların da diğer olaylarda sahip çıkılan çocuklar kadar sahip çıkılmayı hak edecek nedenleri ve kriterleri var.

Bu durumda başı açıklar ile oruç tutmayana sahip çıkılmayacağı mesajının verilmesi maalesef öteki her türlü mesajın önüne geçiyor gibi gözüküyor.

‘Hedefe kilitlenme’ derken de bu tür olayları ve sonuçlarını kastediyoruz zaten.

Başbakan yeri geldiği ve ihtiyaç olduğunda topluma çok güzel uzlaşma ve demokrasi konuşmaları yapabiliyor.

Yeri geldiğinde de sözünü yerine getirmemesi son derece vahim ve toplumun bir kesimini soğutan tavır.

Serdar TURGUT
AKŞAM - 14 Aralık 2007

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku