1) KIRKLAR SEMAHI
Kökenini, Kırklar Cemi’nden alan Semahtır. Aleviler arasında en yaygın semahtır. Hz. Muhammet’in, Hz. Ali’nin ve kadın- erkek canların yer aldığı 40 kişinin bulunduğu Kırklar Meclisi’ni sembolize eder.
Üç zamanlıdır. Dua, ağırlama ve yeldirme (hızlı) bölümlerden oluşur. Genellikle cemlerde yaşlı canlar bu semahı dönerler. Aleviler arasında en yaygın dönülen semahtır.
2) TURNALAR SEMAHI
Turna kuşunun, Alevi edebiyatında özel bir yeri vardır. Turna ile Hz. Ali arasında bir ilişkinin olduğu varsayılır. Turna semahı, turna kuşunun figürlerine dayanır. Hareketler; turnanın hareketlerine benzer. Yavaş ve olgundur.
“Yemen ellerinden beri gelirken
Turnalar Ali’mi görmediniz mi?
Havanın yüzünde semah dönerken
Turnalar Ali’mi görmediniz mi?”
3) KIRAT SEMAHI
Semahların geneli kadın ve erkek canların birlikte dönmesine karşın Kırat Semahını bacılar dönerler. Bu semahta; güneş çevresindeki gezegenlerin dönüşü sembolize edilir. Köklerini ateş ve güneşi kutsayan bölgenin eski inançlarından almaktadır.
“Kırat bu dağları aşmalı bugün
Dostun ellerine düşmeli bugün…”
4) TAHTACI SEMAHI
Antalya- Toros yöresindeki Tahtacı Türkmenler’in döndüğü semaha bu ad verilir.
Bir bacı ile bir erkek can birlikte semah dönerler. Daha fazla kişi ile dönülen ve adına Tahtacı Semahı denenlerde vardır.
Semahlarda, ellerin yukarıdan alıp aşağıya verme şeklindeki figürü Hak’tan alıp halka vermek anlamına gelmektedir. Bu sosyal bölüşümdeki adaleti sembolize eder.
5) TRAKYA SEMAHI
Semahlar; bulundukları yörenin halk dansları ile etkileşim içinde bulunurlar. Bu nedenle yöresel farklılıklar görülür. Trakya semahları da yöredeki halk sanatının zaman , zaman etkisini ifade etmektedirler.
6) URFA SEMAHI
Bu semahta Urfa’daki Aleviler’in adeta damıtılarak korunan semahlarıdır. Bunlar içinde en özgünü ise; Urfa- Kısas Semahıdır. Urfa Semahı da genel özellikleri ile birlikte biraz Urfa etkisini de taşımaktadır.
7) AFYON SEMAHI
Afyon denilince akla Emirdağ’ın Karacalar Köyü Alevilerinin döndüğü semahlar gelir. Muhammet- Ali Semahı, Sikke Semahı ve İllallah Semahı en bilinen Afyon yöresi semahlarındandır. Kadın ve erkek canlar birlikte semah dönerler. Genellikle 6 bacı 6 erkek birlikte semaha kalkarlar.
8) RODOS SEMAHI
Osmanlı döneminde Anadolu’dan Rodos’a yerleştirilen Alevi’lerin döndüğü semahlardır. Semah’ın yerel kültürden etkilenmediğini söylemek olası değil. Bu nedenle Rodos Semahı; Anadolu- Rodos karışımı bir birleşim sayılır.
9) LADİK SEMAHI
Adını Samsun- Ladik’ten alan Ladik Semahını 8 bacı, 8 erkek can döner.
Semaha şu deyişle başlanır:
“Salını salını geldim köyüne
Güzeller başıma toplansın diye
Herkes sevdiğini almış yanına
Güzeller pazarı kurulsun diye”
10) HACIBEKTAŞ SEMAHI
Hacı Bektaş Veli’ye saygı semahıdır. 8-12 can ile dönülür. Sağ el göğüste mühürlenmiş olarak semaha başlanır.
Söylenen nefeslerden birisi:
“Değişmek istemem bin peygambere
Yarab dertlilere pir eyle beni”dir.
11) HUBYAR SEMAHI
5 Bacı 4 erkek can ile dönülür. Kollar sarkık, öne doğru eğilmiş olarak semaha başlanır.
Semah sırasında; hem kendi, hem daire ekseni etrafında dönerler.
Semahlar içinde ritmik olarak en hareketli dönülen semah sayılır.
“Beylerimiz elvan gönül üstüne
Ağlar gelir pirim Abdal Musa’ya
Urum abdalları postun eğnine
Bağlar gelir Pirim Abdal Musa’ya…”
12) Kürt Alevileri Semahları;; Sivas, Erzincan, Tokat, K. Maraş, Dersim, Malatya, Bingöl, Elazığ, Adıyaman ve Urfa gibi illerde karşılaşılan semahların en ayırt edici özelliklerini, “usul değişimi” oluşturur. Buna göre, semahın ‘ağırlama’sından ‘çarh’ bölümüne doğru giderek artan temposu içinde, usul değişimleri meydana gelmektedir.
Semah etmek, ibadet etmektir.
Semah ibadet halidir, Süslü-püslü giyecekler giyerek yapılan semahın sadece foklorik anlamı olur ki ibadetten dışlanmış olur. Günümüzde bir çok cem evinde ve Alevi derneklerinde folklorik semah ekipleri oluşturulmuş bulunmaktadır. Elbette yeni kuşaklara inanç ritüellerimizi öğretmek çok iyi bir hizmettir. Ancak Cem ve Cem’lerde yürütülen Semah hizmeti ibadet hizmetidir ve yalnızca Alevi ibadet yerlerinde semah dönmek haktır. Semahımıza ve inancımıza saygısızlık yapmıyalım, yaptırmayalım. Semah, benlikten arınmaktır, Hakk ile Hakk olmaktır. Kırklar Meclisi’nde ki aşk ve cebze halidir ve semahın adresi de “Kırklar Meclisi” dir.
“Vardım kırklar meydanına
Gel berü hey can dediler
Yüz sürdüm ayaklarına
Gir işte meydan dediler
Kırklar bir yerde durdular
Yerlerinden yer verdiler
Meydana sofra serdiler
El lokmaya sun dediler
Gir semaha aşk ile Hakk’a
Silinsin pak olsun ayna
Kırk yıl bir kazanda kayna
Daha çiğsin yan dediler” (Şah Hatayi)
Semah etmek; Bir kuşun kanadında, güneşin etrafında, bulutların üstünde dönmektir. Aynı dünya gibi, ay gibi, evrendeki yıldızlar gibi, kıştan yaza, geceden gündüze dönmek. Insanı merkez, elini ayna yapmak ve aynada özünü seyretmek. Insanı sevmek, paylaşmak, inanmak ve arınmak. Turna olup hakka ve hakikate doğru göçmek gökyüzüne ağmak, karanlıkta, aydınlık yürekte ışık ve bir deyiş, bir nefes olup dönmek ve birlik olmak, birliğe, kardeşliğe, insan sevgisine ağmak ve kendi gerçeğini kavrayıp dönmektir.
“Ay Ali’dir gün Muhammed
Üç yüz altmış altı sünnet
Balıklar da suya hasret
Çarh dönerler göl içinde
Göl içinde çarha döner
Susuzluktan bağrı yanar
Müminler secdeye iner
Seyir var seyir içinde” (Pir Sultan)
Günümüzde hem sırrı bilenler azaldı, hem de sırrı aktaracak talip kalmadı. Pir ve talip ilişkisi bozuldu, bilimle, akıl ile hareket eden Pirlerin yerini, Pir maskeli müslüman imamlar aldı. Cem evlerimizde imamlar bulundurulmakta. Yolun başını haramiler kesmiş durumda. Özellikle 12 Eylül darbesi ile başlayan son 35 yıllık süreç Alevilerin büyük kesimini Hakk gerçeğinden kopardı. Talipler görgüden geçmez oldu. Müsahipler birbirini göremez oldu. Musahiplik yeni kuşaklara aktarılamadı. Pir talibini, talip Pirini unuttu. Sırrı bilen Ocak pirlerinin yerini dernek, vakıf dedeleri aldı. Kısacası yol bozuldu. Yolun bozulmasıyla birlikte, onun ibadeti de yapılmaz oldu. Yapılan ise Hakk için değil seyir için yapılır hale geldi.
12 Eylül’den bu yana Alevi çocuklarına 34 yıldır zorla Sünni İslamiyet dersleri verilmektedir. Bu Alevi inancında büyük bir kırılmaya yol açmıştır. Öyle ki bugün Alevi asimilasyonu bizlere Alevi açılımı olarak sunulmaya çalışılmaktadır. Alevilerin önemli kesimi de bu Açılım oyunlarına gelmektedir. Evrensel bir inanç olan Alevilik İslami bir mezhep olarak bile kabul görmemekte bir tarikat muamelesi görmektedir.
Alevinin kutsal semahı, insanın var oluşunun sembolü, birliğin, kardeşliğin, eşitliğin ve özgürlüğün sembolü semahımız bu içeriklerinden boşaltılarak folklorik bir oyun derecesine indirilmekte, Alevinin ceminde deyişlerimizin, beyitlerimizin yerini kurandan sureler, abdestler, namazlar, islam ilahileri almaktadır. Kendini bu hakikat yolunun yolcusu sayanlara düşen büyük sorumluluklar bulunmaktadır. Pir ile talibi buluşturmak zorundalar. Yola yeniden ikrar vermek zorundalar. Görgüden geçmek zorundalar. Yola girmek için de müsahip olmak zorundalar.
Yeni bir başlangıç yapmanın asgari koşulları bunlardır. Semahımızı gerçek içeriği ile yürüyeceğimiz bir ortam yaratmanın yegane yolu bu asgari şartları yerine getirmekten geçiyor.
Yararlanılan kaynaklar:
* Kadimden sonsuza Alevilik yazıları (Dede Turabi Akbal )
* Kimlik Mücadelesinde Alevilik; (Erdoğan Yalgın)
* Aleviliğin Gizli Tarihi; (Erdoğan Çınar)
* Hakk’ın Emri Rızası: (Başköylü Seyyid Hasan Efendi)
* Anadolu Aleviliği; (Esat Korkmaz)
* Alevilerin Büyük Sırrı; (Ünsal Öztürk)