Cemevi derneğine kapatma isteyen savcı "Cemevi ibadethane değildir" derken Hacı Bektaş'ı da hem hacı hem aziz olarak anlattı.
Tüzüğünde “Cemevi ibadethanedir” maddesine yer verdiği için Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği’nin kapatılması amacıyla açılan davada mütalaasını sunan Savcı Ali Özdemir, Aleviliğin bir din, cemevinin de ibadethane olmadığını belirterek, “Bu davada kamu yararı yoktur. Kamuoyunu kaosa sürükleme çabası görülmektedir” dedi.
Ankara’da yaşayan bir grup Alevi vatandaş, 2004 yılında ‘Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği’ni kurdu. Dernek tüzüğünde “Cemevi Alevilerin ibadethanesidir” ibaresi yer aldı. Ankara Valiliği dernek hakkında kapatma davası açtı. Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Savcı Ali Özdemir mütalaasını sundu.
Hem hacı hem aziz
Başlangıçta Aleviliğin kökenleri hakkında bilgi veren Savcı Özdemir, Hacı Bektaş Veli’nin hacı olduğunu iddia etti. Savcı mütalaasında şu iddiaları sıraladı:
“Hacı Bektaş Veli, Yunus gibi aynı kaynaktan beslenen bir Türkmen sufisidir. Bu sebeple kendisi Hıristiyanlarca da Aziz Charalombos adıyla takdis edilmiş ve kabul edilmiştir. Bektaşilik saf bir İslam tarikat şubesidir koludur. Daha sonra bu hareket ileride bazı siyasi sebeplerle Kızılbaşlık ve Bektaşilik olarak anılan oluşumun kaynağı olmuştur.”
Sömürgeci misyonerlik
Cemevinin Alevi Bektaşiliğinde yeri bulunmadığını öne süren savcı şöyle devam etti: “1990’lardan sonra dini evangelizm (sömürgeci misyonerlik) ve Protestanlık olarak değiştirmek amacıyla yürütülen olumsuz gelişmelerdir. Aleviler ve Bektaşiler buna itibar etmemiştir. Özet olarak Alevilik bir din değildir. Cemevi de bir ibadethane değildir. Bir toplantının adıdır. Hacı Bektaş’taki dini ritüeller, dini kaynaklar bütün açıklığıyla ortadayken cemevi ibadethane hiç değildir. Kaynaklar, makalat, velayetnameler, burhanlar ve hak deyişleri buna şahittir. Zaten 1995’te kurulan Cem Vakfı açılımında Cumhuriyet Eğitim Merkezi’dir. Hatta onun da Alevilikle ne kadar ilgili olduğu düşünülmelidir.”
Cemevi Yaptırma Derneği’nin kapatılması gerektiğini belirten Özdemir, davada kamu yararı bulunmadığını da belirterek şöyle devam etti:
“Bu tür yaklaşıma iyi niyetle bakmak saflık olur. Bu davada ve konuda kamu yararı yoktur. Aksine kamuoyunu kaos ortamına sürükleme çabası ve amacı görülmektedir. Tarihte bu tür tahriklerin toplumu büyük acılara sürüklediği görülmüştür. Hacı Bektaş Veli’nin dediği ‘hepimizin elimize, belimize, dilimize ve düşüncemize’ bu ölçüde sahip olamayız.”
Radikal - MESUT HASAN BENLİ - 25.03.2011