ÖDP tarafından Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü’nde, ‘Başka bir Türkiye için sol seçenek’ konulu bir forum gerçekleştirildi. Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy’un moderatörlüğünü yaptığı panele, ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mithat Sancar, İnsan Hakları aktivisti Nimet Tanrıkulu, feminist Yelda Yücel, Yol TV Yayın Kurulu Başkanı Necdet Saraç, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Erol Katırcıoğlu, Petrol-İş Sendikası Yöneticisi İbrahim Doğangül ve Yazar Ertuğrul Kürkçü katıldı. Moderatör Prof. Dr. Gençay Gürsoy, sol seçenek konusunda başka bir Türkiye’den ne anladıklarını konuşmacılara sorarak forumu başlattı.
İlk sözü alan Milletvekili Ufuk Uras, iki aydan beri bütün Anadolu ve Trakya’yı dolaştıklarını, solu büyütmek ve sol seçenek yoluyla bir iktidar seçeneği yaratmak için temas halinde olduklarını söyledi.
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Yazar Erol Katırcıoğlu, iktidardakilerin siyaseti ekonomi konuşmak olarak algıladıklarını belirterek, “Kürt sorunundan, Alevi sorunundan, kadınların sorunlarından söz edemezsiniz. DTP ve AKP kapatılmak üzere. Siyasetin bir mağdurlar siyaseti olması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Gençay Gürsoy söz alarak, DTP’nin Kürt sorunu ile ilgili kapatılmak istenmesi ile AKP’nin türban yüzünden kapatılmasını eşitlemenin doğru olmadığını söyledi.
Yol TV Yayın Kurulu Başkanı Necdet Saraç ise “Biz kendimizi mağdur yerine koymuyoruz” diyerek, şöyle devam etti: “Siyasal İslam ile yüzleşemeyen bir sol kitleselleşemez. Yüzleşmezsek; AKP’de demokrat, ilerici, özgürlükçü bir rol aramaya devam edersek, kitlelerle buluşmamız mümkün değil.” dedi.
Petrol-İş Sendikası Yöneticisi İbrahim Doğangül de başka bir Türkiye yaratmak için bütün mağduriyetleri temsil etmek gerektiğini belirtti. Gazeteci-Yazar Ertuğrul Kürkçü, “Biz işçiler karşısında nerede duruyoruz, sorusunun cevabı malumdur. Yeni bir sol seçenek sorusunu niçin arıyoruz? Yerel seçimler geldiği için mi? Böyle olmamalı. Aleviler, Kürtler, kadınlar, işçiler hep sola yaklaşıyor. Sosyalist bir koalisyona ihtiyacımız var” dedi.
(İstanbul/EVRENSEL) - 23 Haziran 2008
Sosyalistler Nasıl Birlikte Çalışabileceklerini Tartışıyor
ÖDP'nin düzenlediği "Başka Bir Türkiye İçin Sol Seçenek" forumunda konuşan Uras, Tanrıkulu, Saraç, Yücel, Sancar, Kürkçü ve Doğangül solun kitleselleşme olanaklarını, birlikte hareket etme yollarını tartıştı.
Tolga KORKUT Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) İstanbul İl Örgütü'nün düzenlediği "Başka Bir Türkiye İçin Sol Seçenek" forumunda, toplumun çeşitli kesimlerinin demokrasi, özgürlük talepleri karşısında solun nasıl kitleselleşebileceği, sosyalistlerin nasıl işbirliği yapabileceği tartışıldı.
Bilgi Üniversitesi Dolapdere kampüsünde dün (22 Haziran) düzenlenen foruma ÖDP Başkanı ve milletvekili Ufuk Uras, Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Yol TV'den Necdet Saraç, insan hakları aktivisti Nimet Tanrıkulu, Bilgi Üniversitesi'nden Dr. Yelda Yücel, Prof. Dr. Mithat Sancar, Sosyalist Emek Hareketi'nden Ertuğrul Kürkçü ve Petrol-İş'ten İbrahim Doğangül konuşmacı olarak katıldı. Forumun kolaylaştırıcısı Prof. Dr. Gençay Gürsoy'du. DTP Milletvekili Aysel Tuğluk rahatsızlığı, Tüm Bel-Sen'den Vicdan Baykara da acil toplantısı nedeniyle foruma katılamadılar. Yaklaşık 300 kişinin bulunduğu forumu izleyenlerin yarıya yakını kadınlardan oluşuyordu.
Uras: Sol koalisyona ihtiyaç var
Örgütlein tasfiyesini ya da bir örgüte katılımı önermediklerini özellikle vurgulayan Uras, sol kamuoyunun emek, barış, demokrasi merkezli, sosyal dayanışmaya dayanan bir siyasete geçiş talebinin olduğunu, sol kamuoyunun bunu beklediğini söyleyerek "Sol koalisyona ihtiyaç var. Solu birlikte büyütelim" dedi.
Uras böyle bir oluşumun yaklaşımlarında Kürt sorununun çözümünde sivil yol haritasının, başörtüsü sorununda "hizmet alan-veren" ayrımının, AKP'yle siyasi ve ideolojik mücadelenin bulunması gerektiğini söyledi. "Ordu siyasete bulaşmamalı. Çok meraklıysalar üniformalarını çıkarmalılar" diye de ekledi. Yargının siyasal zemini daralttığına, kararlarında sosyal devleti eriten anayasa değişikliklerini görmezden gelerek sınıfsal bir tercih yaptığına da dikkat çekti. Uras laiklik için anayasal karşılıkları da ancak solun ortaya koyabileceğini ifade etti.
Uras, Kadıköy 1. Bölge'de seçilmesini sağladığını söylediği geniş katılımlı, yüzünü sola dönmüş olan her kesimin yer alabileceği büyük bir çalışmanın Türkiye genelinde yapılabileceğini söyledi. "Örgütsel çıkarları öne çıkarmadan, yeni bir kurucu irade ortaya çıkarabiliriz" dedi.
Katırcıoğlu: Mağdurları kapsayan bir birliktelik gerek
Katırcıoğlu da emek eksenli olmaktan çok, sistem karşısında mağdur olanların birlikte üretebileceği bir siyasete ihtiyaç olduğunu, çatı partisi önerilerinden daha cesur yaklaşımlara gerek olduğunu söyledi.
Saraç: Aleviler olmadan sol olmaz
Saraç da "siyasal İslam"la hesaplaşamayan solun inandırıcı olamayacağını, Diyanet İşleri Başkanlığı, zorunlu din derslerini kaldırılmadan laiklikten söz edilemeyeceğini söyledi. "Alevileri kazanamayan solun kitleselleşmesi mümkün değil" diyen Saraç, çatı partisi önerilerine sıcak bakmayarak Uras'ın seçilmesindeki çalışma modelini önerdi. Bu ortaklığa sosyal demokratların da katılması gerektiğini ifade etti.
Yücel: Sol seçenek için kadınların mücadelesi yükselmeli
2001 krizinden ve AKP iktidarından en çok kadınların mağdur olduğunu, istihdamdaki kadın sayısının azalması ve neoliberal devletin yapılanmasıyla kadınların sistem dışına itildiğini saptadı; bunun kadının eve kapatılmasını öneren AKP politikalarıyla uyumuna dikkat çekti.
Solun sistemin dışarıda bıraktığı kadınlar için sosyal politika hedeflerinin olması gerektiğini vurgulayan Yücel, "Sol seçenek için kadınların mücadelesi yükselmeli" derken sosyal güvenlik, enformel sektördeki kadınlar ve kadınların tarımdaki mağduriyetine dair siyaset oluşturulması gerektiğini de söyledi.
Doğangül: İşçilerin çoğu işçi olmayı şans görüyor
İşçi sınıfının homojen olmadığını, çoğunun işçi olmayı şans, sendikalı olmayı daha da büyük bir şans olarak gördüğünü saptayan Doğangül, işçilerin çatı partisi gibi bir talebinin olmadığını, öncelikli olanın işçilerin "Bize sol gerek" diyebilmesi olduğunu söyledi. Kitleselleşebilmek için sendikaların bunu sağlaması ve hem AKP'ye hem de neoliberal partilere mesafe koyması gerektiğini ifade etti. Şimdiye kadar öncülerin hep orta sınıfa yakın kişiler olduğunu saptayan Doğangül, doğru iletişim için sosyalistlerin dillerini de değiştirmesi gerektiğini kaydetti.
Tanrıkulu: Sosyalistlerin geçmişle yüzleşmeye ihtiyacı var
Tanrıkulu da bir yandan solun kitleselleşmesi için çalışırken bir yandan da sosyalistlerin geçmişleriy6le sabırla yüzleşmesi ihtiyacından söz etti. Bunun sosyalistlerin birbirine güvenmelerini de sağlayacağını anlatan Tanrıkulu, yaklaşımlarda Kürt sorununa ilişkin ikirciksiz olunması, savaşın tahribatının tartışılması, cinsiyetçi poltikalar atavır alınması, kadınlar için pozitif ayrımcılık uygulanması, kadın sorununun özel olarak tartışılması, solun yoksulluk programının olması, milliyetçilik, militarizm ve cinsiyetçilikten arınmış olması gerektiğini ekledi.
Kürkçü: İşçi sınıfı hiç olmadığı kadar genişledi
Kürkçü, enformel emekten ev eksenli kadın emeğine, işçi sınıfının hiç olmadığı kadar genişlediğine dikkat çekti, "Biz ve onlar yok. Burjuva olmayan herkes işçi sınıfından" dedikten sonra, Aleviler, Kürtler, emekçiler, kadınlar gibi büyük toplumsal blokların sola doğru yaklaştığını saptadı.
Büyük kitlelerin acil talepleri varken sosyalistlerin kendilerini kitlelere yaklaştıracak yol, yordamlar bulması gerektiğini, mücadelenin sosyal alanda gerçekleşebileceğini söyleyen Kürkçü "Bizim sosyalist hareketler olarak bir sosyalist koordinasyona ihtiyacımız var" dedi. Bunun emekçiler karşısında her zaman birlikte hareket eden siyasal İslam ve ordu ikilisini aşan emek eksenli bir oluşumu harekete geçirebileceğini söyleyen Kürkçü, sorun sosyal eşitsizlikler alanındayken bölüşümle ilgili yeni siyaset önermenin zorunlu olduğunu söyledi.
Sancar: Hayat sola davetiye çıkarıyor
Sancar hayat sola davetiye çıkarırken "Sol buna cevap verebilecek mi" sorusunu gündeme getirdi; solun siyasal alana her türlü müdahaleye ne olursa olsun karşı çıkması, demokrasiyi tavizsiz savunması gerektiğini söyledi. Yüzleşmenin onarıcı süreçlerinden söz eden Sancar, inancına bağlı Sünni Müslümanları da kazanmak gerektiğini, kimlikleri saygıyla kabul ederken kimlik ekseninin temel alınamayacağını, temelin sınıfsal eksen olduğunu vurguladı. Sancar, "Yeni bir dünya için yeni bir dil yaratmamız gerek" diye konuştu.
Baydar: Gürül gürül gençler var
Söz alan Oya Baydar, Türkiye'de sosyalist/komünist hep milliyetçilik ve otoritercilikle yaralı olduğunu, ana çizgileri antimilitarizm ve vesayetçiliğe karşı olan bir sola ihtiyaç olduğunu söyledi. Baydar "Dışarıda gürül gürül gençler var. Bkışımız, sözlerimiz olnalrı çekmiyor. Başka bir dilleri var. Ama en az bizim kadar devrimciler. Onları çekebilecek bir dil kurmalıyız" diye konuştu. (TK/EZÖ)
BİA Haber Merkezi - İstanbul
23 Haziran 2008, Pazartesi