Rıza Zelyut : Ramazan ciddi iştir

Ramazan ciddi iştirRıza Zelyut / GÜNEŞİslam dünyasının iki önemli bayramından birisidir Ramazan Bayramı... Araya giren kandiller, bayramdan...

Rıza Zelyut : Ramazan ciddi iştir

Ramazan ciddi iştir

Rıza Zelyut / GÜNEŞ

İslam dünyasının iki önemli bayramından birisidir Ramazan Bayramı... Araya giren kandiller, bayramdan çok dinsel bir yapı gösterir. Fakat geçmişte kandiller de bayram gibi kutlanıyormuş. Bu gerçeği, Türkiye'yi gezen yabancıların anılarından anlıyoruz. Örneğin 1655-1656 yıllarında ülkemizde bulunan Fransız gezgin Jean Thevenot'un anlattıklarından bu çıkıyor. Ramazan bayramının nasıl bir tantana ile kutlandığını orada görebiliyoruz. Bu konunun ayrıntılarını yarınki Akşam Gazetesi'nin ekinde anlatacağım.

Ramazan orucu, Sünni Müslümanlar tarafından tutulsa bile Alevi-Bektaşi kesimi bu oruca fazla önem vermemiştir. Oruç tutmayanlar da geçmişte şiddetle takip edilmişler; cezalandırılmışlardır. Buna karşın; Alevi kesimden dervişler; ramazana yönelik tavırlarını mizahı kullanarak sürdürmesini bilmişlerdir.

İşin içine, kimi zaman daha sert eleşytiriler de girmiştir. Örneğin, 16. yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman döneminde; 'Ramazan hadistir, düzme koşmadır!' diyen birisine ne yapılması gerektiği dönemin şeyhülislamına sorulmuş. Şeyhülislam Ebussuud Efendi; böyle diyen birisinin kafir olduğunu ve mutlaka öldürülmesi gerektiğini karara bağlamış.

Önceleri oruç yüzünden cezayı veren devlet idi. Cumhuriyetle bu yol ortadan kaldırıldı. Günümüzde oruç tutmayanlara saldırılar sivil kesimden gelmektedir. Bunlar da toplumun cahil ve bağnaz kesiminden çıkan tiplerdir.

Zamanla herkes birbirinin inancına, düşüncesine daha fazla hoşgörü gösterecek ve mizaha konu olan o baskılar ancak bayramlarda hatırlanacaktır.

Sizlere Baba Erenler'in yer aldığı birkaç fıkra aktararak bayramınızı bir kez daha kutluyorum:

Tuzak kurdum

Herkes oruçlu iken Baba Erenlere sormuşlar:

-Erenler bu sene hiç oruç tutabildiniz mi?

Bizimkisi hemen cevap vermiş:

-Henüz nasip olmadı; tuzak kurdum, bekliyorum...

O bir günü, biz tuttuk...

Bektaşi nasılsa Ramazanda bir gün oruç tutmuş. Sonra bir mecliste, bir adamın, büyük bir üzüntüyle 'Bu sene ramazanda bir gün kaçırdık!' dediğini işitince atılıvermiş:

-İmanım, tasalanmaÖ O senin kaçırdığın oruç yabana gitmedi, onu da biz tutuverdik!

Geç gel, erken git...

Bir yıl nasılsa bayram, Ramazanın yirmi dokuzuncu günü öğleden sonra bozulmuş, böylece ramazan yirmi sekiz gün olmuş. Bunu gören Bektaşi şöyle demiş:

-İşte böyle, her zaman bir gün sonra gel, bir gün evvel git ki itibarın artsın!

Ateşinizden yanacağız!

Bir Ramazan akşamı, kibarlardan birinin konağında iftar varmış. Davetlilerden zayıf, cılız imamın biri top atılıp oruç bozulduktan sonra karşısında oturan iki şişman Bektaşi babasını hayret ve ibretle süzer. Sonra onlara der ki:

-Dünyanızda orucu yer, rakıyı içer, namazı geçer, şişmanlarsınız! Yarın ahirette bu kocaman gövdelerin nasıl yanacağını düşünüyorum.

Babalardan yaşlıcası gülümseyerek cevap verir:

-İmanım, düşündüğün şeye bak! Biz dünyada yer içer, yaşarız, cehennemlik oluruz. Yarın ahirette zebaniler bizi tuttukları gibi ateşe atarlar. Fazla şişman olduğumdan ateş 'puf' diye söner. Zebaniler. 'Aman ateş söndü! Getirin kuruları!' diye bağırışırlar; o zaman sizin gibi kuruları toplayıp altımıza koyarlar. Kuru olduğunuzdan derhal alev alırsınız! Hocam! Böylece sizin ateşinize biz de yanarız!

Bana dokunmaz

Baba erenlere sormuşlar:

-Nasıl, bu sene ramazan sana dokundu mi?

Cevap vermiş:

-Ben o mübareğe bir şey yapmadım ki bana dokunsun.

Sana ne?

Baba erenler, oruçlu günde bir köşede karnını doyuruyormuş. Adamın birisi görüp bağırmış:

-Efendi, ramazan geldi, ramazan

-Bana ne?

-Se Müslüman değil misin?

-Sana ne?

Müminler de isterler ama

Ramazanda bazı camilerde teravih namazının aralarında müezzinler salat ü selam getirdikleri gibi bazı kasideler de okurlardı. Ayın ortalarında bir camide müezzinlerden bir küme, bütün sesleriyle

'Münafıklar bu ayın çıktığın ister' dizesini haykırırlar.

Tesadüfen namaza kalmış olan Baba Erenler; bu arada yanındakinin kulağına eğilir ve şöyle der:

-Evlat, müminler de isterler ama seslerini çıkaramazlar...

Rıza Zelyut
13 Ekim 2007 - GÜNEŞ

Makale Haberleri