Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı'ndan 'anayasa' uyarısı.
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı tarafından TBMM'ye verilen dilekçede, bir ülkede herhangi bir hükümetin sadece bir mezhebin özel olarak teşkilatlanmış örgütü gibi davranması durumunda o ülkenin eninde sonunda bir felakete gideceği ve bölüneceği ileri sürülerek, "Komşumuz Irak, bu savımızın en yakın ve çarpıcı örneği olarak ortadadır" denildi.
Vakıf tarafından hazırlanan ve Anayasa çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerini ve istemlerini içeren bir dilekçe, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı'na sunuldu.
Vakıf Başkan Yardımcısı Emel Sungur tarafından TBMM kapısı önünde okunun dilekçede mevcut Anayasanın eşitlik ilkesinin hiç uygulanmadığını, laiklikle ilgili ilkesinin de daha baştan sakat doğduğu belirtildi.
-"DİN KAMUSAL ALANDAN ÇIKARILSIN"-Vakıf tarafından hazırlanan ve Anayasa çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerini ve istemlerini içeren bir dilekçe, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı'na sunuldu.
Vakıf Başkan Yardımcısı Emel Sungur tarafından TBMM kapısı önünde okunun dilekçede mevcut Anayasanın eşitlik ilkesinin hiç uygulanmadığını, laiklikle ilgili ilkesinin de daha baştan sakat doğduğu belirtildi.
Dilekçede, Alevi-Bektaşilerin ibadet yeri olan cemevlerinin yasal güvenceden yoksun olduğu ifade edilerek, cemevlerinin ibadethane kapsamına alınması istendi.
Türkiye'de tek başına bir Alevi sorunu olmadığının savunulduğu dilekçede, tüm sorunların çözümünün demokrasinin eksiksiz ve evrensel ölçütlerde uygulanması gerektiği vurgulandı. Dilekçede, demokrasinin uygulanmasının önünde en büyük engelin din istismarı olduğunu belirtilerek, "Din kamusal alandan çıkarılmadıkça, yani siyasiler eliyle maniple edilme olanağı ortadan kaldırılmadığı sürece, bu istismar sürecek ve demokrasiye ulaşılamayacaktır" denildi.
-"LAİKLİK TAMAMEN KAZINMAK İSTENİYOR"-
Dilekçede, hükümet yetkililerinin, çoğulculuktan "dinci çoğunluğu", laiklikten "türbünlı üniversite öğrenim hakkını", demokrasiden de "şeriat devleti önündeki yasal engellerin kaldırılması mücadelesi" olarak algıladıkları ileri sürelerek, şu görüşlere yer verildi:
"Yeni Anayasa denilerek laikliği tamamen kazıma çabalarının tek amacı mevcut yasal engellerini ortadan kaldırılmasıdır. Düzeltilmesi gereken, Anayasanın laiklikle ilgili bölümleri değil, işte bu zihniyettir."
-"TÜRKİYE IRAK OLMASIN"-
Bir ülkede herhangi bir hükümetin sadece bir mezhebin özel olarak teşkilatlanmış örgütü gibi davranması durumunda o ülkenin eninde sonunda bir felakete gideceği ve bölüneceği ileri sürülerek şöyle denildi:
"Komşumuz Irak, bu savımızın en yakın ve çarpıcı örneği olarak ortadadır. Ülkemiz bugün her zamankinden daha fazla bu dinci tehdidin kapsama alanındadır. Bugünün Türkiye Diyanet Teşkilatı, Ortaçağ Avrupa'sının kilise gücüne yakın bir güce ve etkinliğe ulaşmıştır."
Dilekçede, zorunlu din dersleri uygulamasanın laiklik ilkesinin çöpe atmak anlamına geldiği, seçmeli din derslerinin ise öğrenciler arasında mezhep tartışmasını başlatılacağı belirtilerek din derslerinin tamamen kaldırılması istendi.
-"MEDRESE DÜZENİNE GERİ DÖNÜLÜYOR"-
Türbanla üniversitede eğitim hakkının medrese düzenine geri dönmek demek olduğunun savunulduğu dilekçede, "Kin ve nefret edilen ve bu yüzden tasfiye edilmek istenen düşünce, büyük Atatürk'ün muasır medeniyet tasarımıdır. Yani bir rövanş iddiasıdır" görüşlerine yer verildi.
(ANKA)